BÖLÜM 19

795 42 0
                                    

Keyifli okumalar...
ASYA

"Nerminnnn!"diye seslendim koridorun köşesinde gözden kaybolmak üzere olan platin pırasanın asistanına.
Yirmili yaşlarda,uzun boylu,manken gibi bir kızdı Nermin.Siyah küt kesim saçlarına bir de kaşlarının bir parmak üstündeki kahküllerini eklemişti.Çekik kahverengi gözleri kare yüzünde oldukça dikkat çekici duruyordu.İlk tanıştığımızda böyle düşünmüştüm.

Her ne kadar o zamanlar onu soğuk ve yabani bulsam da aslında öyle bir kız olmadığını öğrenmiştim.Tam aksine sıcakkanlı,samimi ve dobraydı.Sadece Arzu pırasasının yanında soğuk nevale kesiliyordu.Sadece onun yanında buz gibiydi konuşmaları.Merakla bir ara bunun nedenini ona sorduğumda Arzu'nun ondan böyle davranmasını istediğini söylemişti.
Dergi de ciddiyet ve mesafe istiyormuş bizim pırasa hanım.

Hah! Yesinler senin ciddiyetini ...

"Kahve kimin Nermin?"diye sordum.
Nermin'e sunduğum samimi gülümsemenin ardından elindeki fincanı işaret ederek.

Bıkkınca verdiği nefes havaya karışırken,bir ayağının üzerine ağırlık vererek duvara yaslandı.
"Kime olacak Arzu Hanım'a.Canımı çıkardı iki saattir Asya.Ne kahvesi bitiyor,ne istekleri.Halimi bir görsen koşturup duruyorum."diyerek veryansın eden Nermin,gerçekten de yorgun görünüyordu.
Halbuki sabahın temposuna daha yeni yeni ayak uyduruyordu iş dünyası.Ama anlaşılan Arzu pırasası Nermin'in canını çıkarmaya niyetliydi.

Zalim pırasa!Elimdeki dosyayı kolumun altına alırken Nermin'e baktım.

"Bak ne diyeceğim.Ver sen bana o kahveyi.
Git sen dinlen biraz.Elini yüzünü yıka.Daha öğle bile olmadı bayılıp kalacaksın yoksa.
Ben götürürüm Arzu Hanım'ın kahvesini.
Zaten yayın dosyasını ona teslim etmem gerekiyordu."deyip Nermin'e yaklaştım.
İtiraz etmesine fırsat vermeden fincanı ellerinden alıverdim."Hadi git git "

"Çok sağol canım ya.Bir tanesin Asya.Valla çok makbule geçti.Ben gideyim yüzümü yıkayayım."diyerek mahcupca bakan Nermin'i lavaboların olduğu tarafa yönlendirip,hemen ardındansa platin pırasanın odasına ilerledim.

Ne merhametsiz bir kadındı böyle.Daha bismillah gün yeni başladı demeden emirler yağdırmaya girişmişti deli dömbelek gibi.
Ama dur sen ben şimdi bilirim sana yapacağımı der demez aklıma gelen fikirle sinsice sırıttım.
Bu yapacağımdan her ne kadar utanacağımı,pişman olacağımı bilsem de Arzu pırasası kesinlikle bunu hak ediyordu.
Hem o attığı topun hesabını soracaktım hem de Nermin'i koşturmasının...

Etrafta kimse var mı yok mu diye göz süzer süzmez saniyesinde elimdeki kahve fincanının içerisine tükürdüm.
Bu hareketimle köpüklü kahve iyice köpürlenirken dudaklarımda yer bulan sırıtışı zaptetmekte zorlansam da kendimi toparlayıp girdim Arzu'nun odasına.

"Sonunda Nermin!Nereden getiriyorsun kahveyi Küba'dan mı?"başı önündeki dosyaya odaklı,azarlarcasına konuşan Arzu pırasasına dil çıkardım suratımı buruşturarak.

"Kusura bakmayın Arzu Hanım.Kahvenizi ben getirdim."dedim buz gibi bir sesle.

Sesimi duyunca şaşkınlıkla gözleri büyüyen platin pırasa yerinde dikleşti birden.

"Nermin nerede?Kahveyi neden sen getirdin?" diye sordu.Rahatsız olmuştu kahveyi benim getirmemden anlaşılan.

Ol ol.Rahatsız ol benden.Pırasa kılıklı.Onun bu halinin getirdiği keyifle tebessüm ettim masumca."Kahvenizi Nermin getiriyordu zaten.Başı dönünce biraz dinlensin diye ben aldım kahveyi.Zaten size teslim etmen gereken yayın dosyasını vermeye geliyordum." diye yaptığım makul açıklamanın ardından yüzü soru işaretleri ile dolu olan Arzu cadısının masasına doğru ilerledim.

KARA İKİLEM # YANILGI SERİSİ 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin