30:Ferah

2.6K 188 186
                                    

Bol bol yorum geldi diğer bölüme öncellikle çok teşekkür ederim. Bölüm biraz geç geldi. Wattpaddeki sorunlar biraz sinirim bozdu. Bir de sürekli güncelleme yapıp bildirimi katlettiler.

Sınır:47 beğeni 107 yorum.

.....
Ferah'ın Anlatımından;

Gurur ve Dila sevgili olmuştu. Bu benim için yüzyılın olayı olabilirdi. Şu anda karşımda tatlı tatlı sohbet ederken kendimi masada fazlalık hissediyordum. Grubumuz da artık Yağız yoktu. Gurur eski yerine yeni bir mevki ile gelmişti. Yağız büyük ihtimalle Dila'dan hoşlanıyordu ve bu durum onu üzüyordu.

Ben de telefonuma odaklanmaya karar verdim. Yoksa fazla romantizm komasına girecektim.

cihangiradal:Bizde sevgili olsak onların yanında tek kalmazdın. Çok güzel olurdu.

Cihangir başımın belasıydı. Yine mesaj atmıştı. Aslında bu aralar benimle önceki kadar ilgilenmiyordu. Garip bir şekilde ilgisine alışmıştım. Kendime ne kadar itiraf etmekte zorlansam da ondan azıcık hoşlanıyordum.

ferahbirben:Bence olmazdı. Beni rahatsız etmekten ne zaman vazgeçeceksin?

cihangiradal:Peki. Bir daha rahatsız etmem. Sen kazandın ben kaybettim.

Bu kadar kolay mı pes etmişti. Galiba onu kendimden fazlaca soğutmuştum. O bana ne kadar iyi gelse de ben ona hiç iyi gitmemiştim. Cihangir gibi kaba bir insanın bu kadar kibar olacağını düşünmezdim. Belki de onu yanlış tanıyordum.

Dila'ya yaptığı kabalıkları unutamıyordum ama Dila unutmuş gibiydi ve Gurur ile gayet mutlu gözüküyordu.

"Of."

"Neden ofladın Ferah?"

Dila Hanım sonunda beni görebilmişti.

"Hiç."

"Cihangir olayı değil mi?"

Dila'nın beni bu kadar iyi tanıması...

"Evet. Pes etti artık."

"Sen de buna üzüldün."

Üzülmüş müydüm? Cihangir hayatımda  beni üzebilecek bir yere sahip miydi? Dila'nın sorusuyla birlikte beynimde yeni sorular meydana gelmişti ama Dila'ya karşı inkar mekanizmamı devreye soktum.

"Ne üzüleceğim be?"

"Suratın öyle demiyor."

Gerçekten üzüldüğüm dışardan belli oluyor muydu? Ya da Dila beni itirafa sürüklemek için mi böyle söylüyordu?

"Suratım ne diyormuş bakalım?"

"Cihangir'i reddettiğim için üzgünüm diyor."

"Suratımı yalan söylediği için cezalandırmalıyım."

"Bence kendini cezalandırmalısın."

"Neyse sıkıldım ben artık gidiyorum."

İçtiğim kahvenin bardağını alıp kalktım. Çöpümü geride bırakmak istemezdim.

"Kaç zaten."

Dila'nın son dediğine cevap vermeyip yürümeye devam ettim. Cevap versem muhabbet uzardı ve ben gerçekten kaçmak istiyordum. Elimdeki çöpü atıp, okulun arka tarafına doğru gitmeye karar verdim. Orası biraz daha sessiz oluyordu.

Dünya küçük okul daha da küçüktü. Cihangir duvara sırtını dayamış sigara içiyordu.

"Sigara içtiğini bilmiyordum."

Onunla konuşmak istiyordum ve bu cümle ile giriş yapmıştım.

"Sen benim hakkımda pek bir şey bilmiyorsun zaten. Çünkü beni tanımaya çalışmadın. "

Cihangir maça sert başlamış ve bana golünü atmıştı. Ve haklı görünüyordu.

"Seni tanıyorum. Özellikle Dila'ya yaptıklarından dolayı."

"Dila bile bu olayı senin kadar büyütmedi. Sevgilisi var ve mutlu. Hem sen hiç hata yapmadın mı? Bayan mükemmel misin?"

Tabii mükemmel değildim. Bu cümleden sonra bir ama mutlaka olurdu.

"Hatalarını mı düşünüyorsun Ferah? Dur ben söyleyeyim."

Cümlesine bir ara verip sigarasını yere attı, ayağı ile ezmeyi de ihmal etmedi. Araya girmeye çalışmadım. Girsem de ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Sen önceden Esil ile takılmıyor muydun? Geçen sene senden hoşlanan sıska çocuk ile arkadaşlarının dalga geçmesine müsade ettin? Sen dalga geçmemiş olabilirsin ama yaptıklarına göz yumdun. Sen de en az benim kadar suçlu birisin. "

Haklıydı. O çocuk ile dalga geçmelerine izin vermiştim. Karşı çıkmamıştım. Ama o zamanlar o grupta olmanın beni havalı kıldığını düşünen bir aptaldım.

"Haklısın. Ben de hatalar yaptım."

"Eee sorun ne o zaman? Hem sen lafı niye hep Dila'ya getiriyorsun? Senden hoşlanmıyorum de direkt olsun bitsin."

Karşımda öfkeli ve haklı bir Cihangir vardı. Gerçekleri yüzüme sertçe vuruyordu.

"Neyse sen bir şey demeyeceksin, ben artık seninle uğraşmayacağım. Hatasız hayatında mutlu ol."

Cihangir gidecekken kolundan tuttum. Hep bu hareketi erkekler yapacak değildi.

"Tam burada kolumu bırak acıtıyorsun mu demeliyim Ferah?"

"Hayır saçmalama. Bak ben senden  hoşlanmıyorum diyemem."

"O zaman benden hoşlanıyorsun."

"Hayır bu o anlama gelmiyor."

Cihangir bana öyle bir bakış atmıştı ki kendimi aptal gibi hissetmiştim.

"Tamam o anlama geliyor ama kafam karışık anla beni. "

"Anladım. Peki bu karışıklığı nasıl giderebilirim?"

"Seni tanımak istiyorum. Belki o zaman bu karışıklıklar gider."

Cihangir elimi alıp hafif bir buse kondurdu.

"Size kendimi en iyi şekilde tanıtacağım küçük hanım."

Bakalım bu olayın sonunda ne olacaktı? Kafa karışıklığım daha da mı artacaktı? Belki de her şey çözülürdü.

...
Bu bölümü nedense çok sevdim. Ferah ve Cihangir bölümü isteyenlere gelsin. TeamYağız içinde yakalım.

dedikodu / textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin