Geçenki bölüme sadece 4 yorum gelmiş bu beni çok üzdü. Finale iyi yorum gelirse özel bölüm gelir. Çok yorum gelmezse Yağız'ın hikayesi de gelmez.
Bu zamana kadar yanımda olan herkese teşekkür ederim.
...
Dila'nın anlatımından;Bugün benim doğum günümdü ama daha kutlayan olmamıştı. Daha sabahın dokuzu olabilirdi ve herkes muhtemelen uyuyordur. En azından Gurur ve Ferah hemen kutlar diye düşünüyordum.
Telefonuma tekrar baktığımda bir mesaj gördüm. Kesin Gurur atmıştı. Bildirime baktığımda mesaj Yağız'dandı.
"Belki hala uyuyorsun. Bir sene daha yaşlandın uyuyarak vaktini boşa harcama bence. Doğum günün kutlu olsun. Yeni yaşın sana mutluluklar ile gelsin. Her şey dilediğin gibi olsun. Hediyeni merak ediyorsan kapının önünde şu an birisi almadan sen almalısın."
Yağız'ın mesajını sırıtarak okumuştum. Bir de hediye almıştı. Telefonu yatağa fırlatıp odadan çıkacaktım ki odama Yankı daldı.
"Çüş. Ne dalıyorsun öyle insan yaşıyor burada."
"Ben aksini iddia etmedim. Neyse bu kutu sana gelmiş. Bu arada doğum gününmüş kutlu olsun bari."
Elime kutuyu bırakıp gitti. Yankı'yı bir kaşık suda boğmak istiyordum beni sinir etmekte üstüne yoktu. Bir de sevgilisi beni sinir ediyordu tam tencere kapak olmuşlardı.
Yankı'ya sövmeyi bırakıp kutuyu açtım. İçinde bir sürü çikolata ve ortasında küçük bir kutu daha vardı. Küçük kutuyu hiç beklemeden açtım. Çok tatlı, ucunda bulut ve kenarında uçak figürü olan bir kolyeydi.
Yağız hediyeleri ile beni bulutlara çıkarmıştı. Kutunun içindeki not gözüme ilişti bakalım neler yazmıştı.
"Bulutlar ülkesinde bir peri yaşarmış bütün dilekleri gerçekleştirirmiş. Kolyede ki bulut o perinin yaşadığı yer, uçakta eğer o periyi ziyaret etmek istersin diye. Hep mutlu ol. "
Resmen gülücükler yüzüme yerleşmişti. Yağız beni çok mutlu etmişti. Hediyelere dalmıştım ama Yağız'a bir şeyler yazmam şarttı.
"Çok teşekkür ederim. Aldığım en güzel doğum günü hediyesinden biri olabilir. Çok mutlu oldum. "
Yağız anında cevap vermişti.
"Mutlu edebildiysem ne mutlu bana. "
Annem beni çağırmasa hediyeme bakıp sırıtmaya devam edebilirdim. Ama annem kahvaltıya çağırıyordu. Kahvaltıda annem ve babam doğum günümü kutlamıştı. Bizde doğum günü bu kadardı.
Saat dört olmuştu ama hala Gurur Bey doğum günümü kutlamamıştı bir de sevgilim olacaktı. Büyük trip atacaktım ona ve Ferah'a.
Sıkılmaya devam ederken telefonum çaldı. Arayan Ferah'tı. Sonunda hatırlayabilmişti.
"Alo."
Tripli bir ses tonu ile açmıştım telefonu ya da ben öyle sanıyordum.
"Dila bana gelir misin anne babam da yok."
Ferah'ın sesi kötü gelmişti. Bu durum beni korkutmuştu.
"Ne oldu iyi misin?"
"Bileğimi burktum. Çok kötü değil ama sen gelsen çok iyi olur."
"Tamam geliyorum hemen."
Doğum günü tribini falan hemen unutmuştum. Pijamalarımı çıkarıp kot pantalon ve mavi gömleğimi giyip hemen evden çıktım. Ferah ile aramız pek uzun değildi o yüzden yürümeyi tercih ettim.
Ferah'ın ziline bastım açması biraz uzun sürmüştü. Muhtemelen yürümekte zorlanıyordu. Birinci katta oturduğu için çabucak çıkmıştım. Evinin kapısı açıktı. İtip içeri girdim.
"Ferah."
Ses vermeyince koridoru geçip salona geldiğimde gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı.
"Sürpriz."
Herkes bir ağızdan doğum günümü kutluyorlardı. İlk defa doğum günümde böyle şeyler yaşıyordum.
"Kız dondun kaldın hadi gel mumları üfle."
Gerçekten donup kalmıştım. Ferah'ın çekiştirmeleri ile pastanın başına geldim.
Gurur kulağıma dilek tut diye fısıldamasa aklıma bile gelmezdi. Gözlerimi kapatıp hep bugünkü gibi mutlu olmayı diledim.
Ferah ve sınıftan bazı kişiler sarılıp hediyelerini vermişti. Ferah çok tatlı bir müzik kutusu almıştı. Gurur ise bir hediye vermemişti. Şu an ortalıkta da görünmüyordu.
"Şimdi benim hediye sıram." diyerek elinde gitarıyla bir sandalye çekip oturdu.
"Bu şarkıyı şu an hayatımdaki en özel insan olan sana yazdım."
Ve şarkıyı söylemeye başladı. Zaten ilk cümlesinden itibaren gözlerim dolmuştu.
Gülünce gözlerin, güler gözlerim
Ben seni her saniyemde özlerim
Bir gülsen ben gülerim
Ömürler boyunca seni severimGel gönlümün en güzel köşesine
Gel sevdamın bahçesine
Gel seveyim seni delicesine.Gözlerimin derinliğine bakıyorsun
Her seferinde kalbimi yakıyorsun
Bir gülüyorsun ah bir gülüyorsun
Ben ölüyorum orada ölüyorumGel gönlümün en güzel köşesine
Gel sevdamın bahçesine
Gel seveyim seni delicesine.Son kez gitarın tellerine vurup şarkıyı bitirdi. Mutluluktan ağlamak gerçekten mümkünmüş ben şu an onu gayet iyi anlamıştım.
Gitarı bir kenara bırakıp yanıma geldi. Ve ellerimi tuttu.
"Umarım beğenmişsindir."
"Çok beğendim. Mutluluktan ağladım bile."
Gözyaşlarımı silip bana gülümsedi. Gerçekten çok tatlı gülüyordu. Şarkının üzerine bu gülümseme güzel bir hediye olmuştu.
"Mutluluktan olsa bile ağlamamalısın."
"Bu konuda söz veremem."
"O zaman başka bir konuda söz verebilir misin?"
Acaba benden hangi konuda söz vermemi isteyecekti.
"Ne isteyeceğine bağlı?"
"Daha gelecek planı yapmak için biraz küçük olabiliriz ama seneye doğum gününde tekrar elimi tutacağına dair söz verir misin?"
"Söz veriyorum."
Bugün takvimlere Dila'nın en mutlu günü olarak geçmeliydi. Bu senenin o dedikodudan sonra berbat geçeceğini düşünmüştüm ama yanılmıştım. Hayatımın en güzel senesiydi. Bazen hayat hiç beklemediğin bir an sana gülümseyiveriyordu.
....
Bol romantik bir final oldu. Yağız gibi birini harcadığım için üzgünüm. Umarım beğendiğiniz bir kitap olmuştur. Yağız'ın kitabı gelsin istiyorsanız bol yorum yapın.
Yağız'ın hediyesi;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dedikodu / texting
Humor(Tamamlandı.) Her şey okul gazetesinde çıkan bir dedikodu ile başlamıştı. Hoşlandığı çocuk ondan nefret etmeye başlamış, en iyi arkadaşı ile tanışmış bir de anonime sahip olmuştu. Başlangıç tarihi:31 Ağustos 2019 Bitiş Tarihi:21 Eylül 2020 Kapak tas...