10.Kalbin iki yüzü

1.8K 122 142
                                    

Umut tükenince yine çarpar mı kalp?.....

🌸🌸🌸

Sabahın 8'inde Yiğit'le beraber Emre'nin devasa köşkünün önünde durmuş Sinan'ı bekliyorduk ... Uyandığından beri nerde olduğumuzu,buraya neden geldiğimizi soran minik prensime verecek cevabım olmadığı için susmak zorunda kalmıştım...1 günde yaşadıklarım o kadar ağır gelmişti ki.. Geçmişimle yüzleşmek..Düşmanıma bir nefes kadar yakın olmak... yıllardır yüzünü görmediğim sözde "kocamla" karşılaşmak hâlâ rüya gibi geliyordu...

Sabah gideceğimizi Emre'ye söylediğimde kendi arabamla gidemeyeceğimi,bizi Sinan'ın gelip alacağını sert bi şekilde söylemişti yüzüme...Dün Kuzey'le karşılaşmak ona da ağır gelmiş olmalıydı ki, dünkü nazik,sakin adam gitmiş gerçek Emre geri gelmişti...İnsanlar maske takmayı çok severlerdi aslında.. İçlerinde kopan fırtınaları yüze yansıtmamak için bazen...bazen de sadece karşısındaki kişinin ne düşünmek istediğini düşünmesi için takarladı maskeyi...Mutsuzlar mutlu gözükmek için,yalancılar suçlarını örtmek için kullanırlardı... Çevremdeki herkesin bi maskesi vardı ve istedikleri zaman o maskenin arkasına saklanmayı çok iyi başarıyorlardı...

Ben yine düşünce deryasına kapılırken uzaktan bize doğru yaklaşan Sinan'ın arabasını fark ederek "Dayım geliyor.." diye bas-bas bağıran oğluma döndüm...

"Dayını gördüğüne bu kadar sevindiysen yine ne işler karıştırıyorsun acaba küçük prens?"dedim minnacık burnunu sıkarak..

"Hiççç..."dedi ve omuzlarını kaldırıp indirdi..sondakı "ç" harfini uzatmış ve hafif gülümsemişti..

Sinan arabadan inip bize doğru yürürken Yiğit koşarak boynuna atladı...Sinan elimdeki çantayı alıp, kucağında Yiğit'le arabanın arkasına geçti ve çantayı bagaja koydu, Yiğit'i de arka koltuğa oturtarak ön koltuğa geçti,ben de bindikten sonra arabayı çalıştırdı...Ama geldiğinden beri ağzını bıçak açmıyor,tek kelime etmiyordu.. Israrla bakışlarını benden kaçırarak yola odaklanmış ve 45 dakikaya varan bi sürede evime gelmiştik...Kendi arabamı evimin önünde görünce şok olsamda, plakasının değiştirildiğini fark ettim.. Demek ki,Emre dünkü silahlı saldırıda benim arabamın dikkat çektiği için illa Sinan'la geri döneyim diye ısrar etmiş,hatta bi nevi emir vermişti...

Eve girdiğimde Yiğit ve Sinan kapı önünde fısıltıyla birşeyler konuşuyorlardı... Oğluşum Sinan'ın tişörtünün eteğini çekiştiriyor ısrarla bişey istiyordu.. Dışarı çıktım ve neler olup bittiğini anlamaya çalıştım..

"Olmaz oğlum, gözünü seveyim beni karıştırma yaa..bak zaten tüm kabak başıma patlıyor sonra..olmaz unut" dedi sitem karışık ufak kızgınlıkla...

Yiğit'in ondan ne istediğini bilmiyordum fakat oğlumu az da olsa tanıyorsam, istediğini yaptırana kadar vazgeçmeyecekti..bu huyu kesinlikle babasına çekmiş...Sahi Kuzey döndüğüne göre şimdi neler olacaktı?Bunu sonra düşünmek üzre erteledim ve minik prensin dayısını ikna etme çabalarını izlemeye koyuldum... Yüzümdeki gülümsemeyle onları izlerken bir kez daha iyiki dedim..iyiki  Sinan yanımızda ve bize aile oldu...o bana arka çıkmasa o gün asla toparlanamaz, aklı dengemi bile kaybede bilirdim..bu hayatta korktuğum tek şey kimsesiz hissetmektir belkide...ve bunu o gün iliklerime kadar hissetmişdim..

"Yaa ama dayı bana söz vermiştin...uslu çocuk olursam ve sınıfı iyi notlarla geçersem beni otelime götürecektin.." dudaklarını büküp bakışlarını Sinan'ın yüzüne sabitledi..

SİYAH&BEYAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin