Mutimedya: Sami Taştan
Lütfen bölümü oylamadan geçmeyelim.
Satır içi yorumlarda bırakırsak mutlu olurum. Şimdiden teşekkürler..
Keyifli okumalar dilerim...
¦~SEVGİYE MAHKUM~¦
Asel
İşte o ziyaretten sonra okula geri döndüm ve minik öğrencilerimle ilgilenmeye tekrar başladım. Tamamen iyileşmiştim. Artık kafamdaki bandajı da çıkarmıştım. Eski düzenime geri döner dönmez beni en çok şaşırtan şüphesiz ki Asaf olmuştu. O ilk başlardaki çocuk gitti yerine sanırsın bambaşka biri geldi. Artık benimle rahatça iletişim kurabiliyordu. Ara sıra sınıfta okuduğum kitaplarla ilgisini çeken kısımları gelip bana anlatıyordu.
Onunla bu şekilde olmak beni rahatlatmıştı. Çünkü ben çocukları çok severim ve onlarla iletişim kurmak, aramda bağ oluşturmak hayatta en çok istediğim şeylerden bir tanesiydi.
Günden güne bu çocukla aramdaki buzları kırmış soğuk duvarları yok etmiştim. Artık Asaf'la aramızdan su sızmıyordu diyebilirim. Okul çıkış saati geldiğinde öğrencilerim teker teker veda edip sınıftan çıkıyorlardı. Her zaman yaptığım gibi okuldan en son ben çıktım.
Okulun bahçesine çıktığımda yine Asaf'ı almaya gelen amcasını gördüm. O an farkettiğim bir gerçekle duraksadım. Bu adamın adını bir türlü öğrenemedim ben, Asaf'ın amcası ya da diğer bir deyişle huysuz adam deyip duruyordum. Ben bunu düşünürken Asaf bana seslendi.
"Öğretmenim buraya gelir misiniz? "
Amcasının kucağında bana minik ellerini sallayarak gelmemi söylüyordu. Adımlarım benden bağımsız onlara doğru yöneldi.
Yanlarına vardığımda bakışlarım ikisi arasında dolandı durdu. Sanki amca yeğen değilde baba oğul gibilerdi.
Sahi Asaf'ın babası neden hiç gelmiyordu çocuğunu almak için ya da annesi?
Bunu hiç sorgulamama fırsat olmamıştı. Önceden olsa merak ettiğim bir konuyu öğrenmek için peşini kolay kolay bırakmazdım. Bazen çok inatçı olabiliyordum. Ama şimdi gayet sabırlı bir insana dönüşüvermiştim. Minikler sağ olsun. Bana bu özelliği onlara gösterdiğim sabır katmıştı. Kafamı huysuz adama çevirdim, tam tahmin ettiğim bana bakıyordu. Yüzünde yine sabit tuttuğu ifadesiyle..
Buzlar kralı, elbet bir gün senin de o içindeki buzları kırıp duygularını ortaya çıkaran biri mutlaka çıkacaktı.
Gerçi bundan bana ne ki, kim çıkarırsa çıkarsın..
İçimde yeşermeye başlayan huzursuzluk beni alaşağı etti. Bana sarılan minik kollarla düşüncelerimden hızla sıyrıldım.
Konumumuz aynen şöyleydi. Asaf ikimizin ortasında bir eli amcasının boynunda bir elini de benim boynuma sarmıştı.
Yanda duran ellerimi nereye koyacağımı bilemedim. Asaf'ın beline koymak istedim. Sıcak bir ele dokununca irkildim ve anında geri çekmek istedim. Ama o el bana engel olmuştu.
Gözlerim yuvalarından fırlamış kalbim desen yerinden çıktı çıkacaktı. Bu adamı anlamak çok zordu. İyi mi, kötü mü, tehlikeli mi, değil mi anlayamıyordum. Bedenimden bir ürperti gelip geçti. Elini elimin üzerine yerleştirip tuttu. Elimin üstünde sanki bir kor parçası duruyordu. Tenime yayılan ısı kalbimi uyuşturuyordu. Benim bu huysuz adama bu gibi sıcak hisler beslemem olağan dışıydı. O buzdu, beni yakamazdı ki..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgiye Mahkum(Tutkun Serisi-1-)
Ficção GeralTutkun Serisi'nin ilk kitabıdır.. Bu hikaye silindiği için tekrar yayınlanmıştır! Dudaklarımın bekaretini bozan adam benden yavaşça ayrıldı. Yanağımdaki eli muhtemelen kızaran tenimi hafifçe okşuyordu. Dudaklarımı konuşmak için güçlükle araladım...