Lütfen bölümü oylamadan geçmeyelim.
Satır içi aralarına da yorum bırakırsak mutlu olurum. Şimdiden çok teşekkürler..
Keyifli okumalar dilerim..
¦~MAÇ~¦
Asel
Azad'ın bana olan soğuk tavırları canımı çok yakıyordu. Acıtıyordu. Bir yanım sanki yarımdı, tam olamıyordu. Bir kaç gündür eve çok geç geliyordu. Yorgun ve bitkin oluyordu genellikle. Onun bu haline üzülmeden edemiyorum. Kendimi suçluyordum bunun için.
Derin bir iç çekip odadan dışarıya çıktım. Kızlarla konuşmak bana iyi gelebilirdi. Mutfağa indiğimde kulağıma bir takım sesler doldu. İster istemez kulak misafiri oldum.
"Hayır, gidemezsin!"
"Gideceğim!"
"Gidemezsin diyorum Sena. Onca zibidinin içine yollar mıyım ben seni hiç?" diye sinirli sesini işittim Sami'nin.
Ne olduğunu çözemedim. Bu aralarında geçen diyaloglara anlam veremedim açıkcası. Sena'nın hayıflandığını duydum.
"Hah! Senden izin istemedim ki zaten? Kaç gündür yüzüme bile bakmıyorsun bir de gelmişsin bana ahkam kesiyorsun Sami," diye üzüntüyle söylendiğini işittim.
Mavişim çok haklıydı. Sami'nin de bu kadar dar görüşlü olduğunu hiç bilmezdim.
"Haklısın Sena, ama beni de anla. Abim bana canlarını emanet edip gitti ve ben onları koruyamadım. Sana da gereksiz yere soğuk yaptım bu yüzden. Affet beni deniz gözlüm," deyince yüzümde bir gülümseme oluştu. Sena'nın da yumuşadığına adım kadar eminim.
Ne kadar dar görüşlü de olsa sevdiğine kıyamıyor oluşu da ayrıca beni sevindirmişti.
"Şey, aslında ben yalan söyledim yani o mezuniyete zaten gitmeyecektim. Kendi kendime plan kurdum işte. Gelip benimle konuş diye yaptım. "
Bu maviş de az değildi hani. Sami'nin gülerken ki boğuk sesini duydum.
"Gel buraya," diye şefkatle söylenip onu kucakladığını anladım.
"Artık aramız kötü değil, değil mi?" diye masumca sordu.
Yine Sami'nin güldüğünü işittim. "Değil deniz gözlüm, değil. Hem ben sana kıyamam ki zaten bu saçma soğukluğa bir son verecektim."
Onların bu aşk dolu konuşması kalbime işlemişti. Bir an Azad düştü aklıma. Eğer ben ona bir adım atsaydım biz de böyle olabilirdik ama bunu elimin tersiyle itmiştim. İçim burkuldu. Daha fazla onları gizlice dinlememek adına bahçeye çıktım. Düşünceli bir şekilde gezindim. Ayağımdaki babetleri çıkararak çıplak ayaklarla çimenlerin üzerinde dalgın dalgın yürüdüm. Havuzun kenarına oturup ayaklarımı suyun içine daldırdım. Başımı öne eğerek sudaki yansımama baktım. Yüzümden düşen bin parçaydı. Kalbim paramparçaydı.
"Abla?"
Sanem'in sesini duyduğum vakit kafamı yana çevirerek ona baktım.
"Ne yapıyorsun burada tek başına?" diye sordu.
Ona saklayamadığım bir hüzünle baktım. Sanem hızlıca yanıma gelip oturdu. O da ayağındaki babetleri çıkararak ayaklarını suyun içine daldırdı.
"Neyin var abla neden bu kadar üzgünsün?" deyince bakışlarımı tekrar suda ki yansımama diktim.
"Şey...bizim Azad'la aramız biraz kötü de ona aklım takıldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgiye Mahkum(Tutkun Serisi-1-)
Genel KurguTutkun Serisi'nin ilk kitabıdır.. Bu hikaye silindiği için tekrar yayınlanmıştır! Dudaklarımın bekaretini bozan adam benden yavaşça ayrıldı. Yanağımdaki eli muhtemelen kızaran tenimi hafifçe okşuyordu. Dudaklarımı konuşmak için güçlükle araladım...