#Çağan Şengül-22Keyifli okumalar dilerim..
¦~HÜKÜM~¦
Asel
Asaf'ın minik elini kavrayıp bize dakikalardır gözünü diken ve hayranlıkla bizi süzen adama doğru birlikte el ele ilerledik. Heyecandan kalbim göğüs kafesimi delecek kadar çok atıyordu. En sonunda karşısında dikildik. Gözlerimiz birbirine sıkıca kenetlenmişti. Kahvelerim özlemle yüzünü karışlarken onun da elaları yüzümde geziniyordu. Bir anlığına olsun kaşının ortasında ufak bir yarık meydana gelir gibi olmuştu fakat bu benim gördüğüm bir yanılsama da olabilirdi emin değilim açıkcası.
Okulun zil sesi bahçede yankı uyandırırken ancak kendime gelebildim. Asaf'a dönüp naif bir tonda ona sınıfa gitmesini ve benim de birazdan geleceğimi söyleyip gönderdim. Azad'la baş başa kalırken ona ufak bir gülümsemeyle bakıyordum. O ise bana parıldayan gözlerle bakıyordu.
Sevdiğim adamın gözlerine uzun uzun bakmayı bile özlemiştim. Bazen o gözler beni sıkıntılarımdan arındırıyor bana huzuru aşılıyordu. Bu gözlere her baktıkça ben hüküm yiyordum. O gözlerde müebbet cezaya çaptırılıyordum.
Azad kısaca etrafı kolaçan etti. Bu düştüğümüz durum çok berbattı. Biz kağıt üzerinde evliyiz fakat şimdi sanki iki yabancı gibiyiz. En azından öyle davranmak zorunda kalıyoruz. Bu çok can sıkıcıydı. Berbat bir durumdu.
Bahçede bizden başka kimse kalmadığında Azad bana doğru bir adım attı. Merakla yerimde bekledim. Şu an sınıfta olmam gerekliydi fakat ben onun yanından ayrılamıyordum, ayrılmak hiç içimden gelmiyordu. Biraz daha hasret gidermek istiyordum.
Azad bir nefes kadar bana yakın olduğunda nefesimi tuttum. Ama can alıcı kokusu burnumdan içeri sinsice sızınca ciğerlerimi yakan bir nefesi içime çekmem de bir oldu. Her an tabularım yıkılabilirdi. Kimseyi umursamadan ona sıkıca sarılabilirdim. Bunu yapabilirdim..
Azad başını eğmiş kahvelerimi dikkatle izlerken kokusuyla başım dönmekteydi. Bir anda kaşları çatıldı.
"Bana bak, sen bensiz kalınca yemeğe mi küstün? Bu ne zayıflık? Nerde benim etine dolgun kadınım?" deyince ona afallayarak baktım.
Şaka mı yapıyor diye ona dikkatle baktım fakat hayır, Azad Kalender şaka yapmıyordu. Çünkü gayet ciddiydi. Sonunda yutkunup," Ne? "diyebildim.
Azad'ın bir eli bel boşluğumu yakalayınca kesik bir soluk aldım. Bu ufak dokunuş anında hücrelerime yayılıp benliğimi sarıp sarmaladı. Bana dokunuşunu bile özlemişti tenim.. Ona hasret kalmıştı. Beni usulca kendine çekip bedenine yasladı. Takım elbisesinin altından bile sıcaklığını hissedebiliyordum. Bu kan akışımı hızlandırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgiye Mahkum(Tutkun Serisi-1-)
Fiksi UmumTutkun Serisi'nin ilk kitabıdır.. Bu hikaye silindiği için tekrar yayınlanmıştır! Dudaklarımın bekaretini bozan adam benden yavaşça ayrıldı. Yanağımdaki eli muhtemelen kızaran tenimi hafifçe okşuyordu. Dudaklarımı konuşmak için güçlükle araladım...