|BÖLÜM 10

11 2 0
                                    


Şarkıyı açmayı unutmayalım;)

Gözlerimi araladığımda tahta tavanla  birlikte göz göze geldik. Dün gece ağlayarak uyumanın verdiği sersemlikle birlikte gözlerimi ovaladım. Kafamı çevirdiğimde yanımda uyuyan emiri görünce şok içinde emire bakıyordum. Gerçekten benim yanımda mı yatıyordu? Neden buraya gelmişti?

Buseyle sevgili olup yanımda yatmak... Gerçekten mükemmel. Gözlerini açtığında sinirle emire bakıyordum. Gözleri bana çevrildi. "Ne işin var benim yatağımda?"

"Sana bakmaya gelmiştim. Uyuya kalmışım." Dedi uykulu sesiyle.

"Kalmasaydın o zaman. Karşıda yatak var."

Örtüyü kendime çektim. Üstündeki örtü açıldığında üstünün olmadığını görünce şok içinde vücuduna bakıyordum. Baklavaları... Elleriyle üstünü kapattı. "Çok baktın yeter."

"Ne bakacağım be. Git yatağımdan. Birdaha da olmasın." Dediğimde kaşlarını kaldırdı.

"Ne oluyor sana? Ege sana gaz verdi galiba?"

"Evet verdi. Ne olmuş?"

"Aferin devam et onla birlikte denize gitmeye. Ben çağırdığımda gelme ama"

"Buse sana yeter." Aşağı indim ve bavuldan üstümü aldım. Lavaboya gittim. "Şuna bak ya sevgilisiyle keyfi yerinde bana laf yapıyor."

Üstüme omzu açık yeşil sweatimi giyip altına da siyah pantolonumu geçirdim. Çıkardığım kıyafetleri kenarı koyup lavabodan çıktım.

Emir karşımda belirdiğinde yine o kaslı vücuduyla bakıştım. Kafamı kaldırıp emire baktım. "Üstünü giy istersen. Üşümüyor musun?"

Sanane nehir? Sevgilisi düşünsün sanane.

"Ev gayet sıcak nehir."

Sağ tarafa doğru gitmek için adım attığımda önüme geçti. Sol tarafa doğru gidiyordum bu sefer oraya geçti. "Çekilecek misin?"

"Egeyle birlikte mutlu musun?" Dediğinde gözlerindeki o bakışı görmeniz lazımdı. Benden nefret ediyordu sanki.

"Niye soruyorsun?"

"Eğer onunla mutluysan sana bir daha karışmayacağım da ondan."

Sen buse ye karışsan ha ne dersin?
Sinirle kafamı salladım "evet mutluyum." Önümden çekilip lavaboya girdi. 

Ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordum. Gerçekten kafayı yiyecektim. Dışarı çıktığımda kimse yoktu. Sanırım baya erken uyanmıştım.
Elimdeki telefonun saatine baktım. 08.11
Baya erkendi. Karşı evden dışarı çıkan egeyi gördüğümde kaşlarımı kaldırmış ona bakıyordum.  Beni gördüğünde gülümsedi. Yanına doğru ilerledim.

"Günaydın."

"Günaydın nehir eylül. Sende mi uyuyamadın."

"Yok senle ayrıldıktan sonra hemen uyudum. Erken kalktım."

"Anladım. Gel kahvaltı yapalım. Hocalar hazırlamış istediğimiz zaman yiyebileceğimizi  söylediler." Kafamı salladığımda ortada kurulmuş koca çadırın altına doğru ilerledik.  Bütün masalar boştu. Sadece  en köşede  hocalar vardı.  Birde onun önünde dört erkek toplanmış kahvaltı yapıyolardı. Masalardan birine oturdum. "Ben alıp geleyim" ege köşedeki masanın üstünden iki tepsi alıp masaya geldi. Elindekileri masaya koyup karşıma oturdu.

"Birlikte kahvaltı etmek de varmış. Emir birşey demiyor herhalde." Dedi sırıtırken.

"Ne diyebilir? Birşeyim değil sonuçta."

KÖR KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin