|BÖLÜM 33

6 1 0
                                    

"Nereye gitti?!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Nereye gitti?!"

"Babamın katil olduğunu öğrenmeye."

"Ve sen durdurmadın mı nehir? Aferin sana! Aferin."

"Çekti gitti... Benden de nefret edecek."

Annem ellerimi avcunun içine aldı. "Babanı ara."

"Aradım zaten. Gitmesini söyledim. Poyraz bulmadan gitmesi lazım."

Kalbime saplanan ağrıyla elimi göğsüme koydum. "N-nefes a..." Nefesim kesiliyordu. "Nehir... Ne oluyor nehir." Annem kolumu tuttuğunda hâlâ nefes alamıyordum. "N-nefe..." derin nefes almaya çalışıyordum. Kalbime giren ağrı hafiflerken annemin elini tuttum. "Anne. Tamam. T-tamam"

"Nefes alamıyorum ne demek? Nehir. Nehir ne oluyor? Sıkıca bana tutun hastaneye gidiyoruz." Annemi ağlarken görünce gözyaşlarım hızlıca akmaya başladı. Ağrım biraz daha azalmıştı. "Iyiyim. Stresten oldu galiba bir an nefes alamadım." Yutkundum. Hayatımda geçirdiğim en zor saniyelerdi...

"Ne yapacağız anne..." dedim titreyen elimi gizlemeye çalışarak.

"Bilmiyorum. Hiç bir şey bilmiyorum!"

***

Beş yüzüncü kez poyrazı aradım. Telefonu kapalıydı. Emre de açmıyordu. Delirmek üzereydim. Saat gecenin ikisiydi ve poyraz ortada yoktu.

Ya babamın peşine düşmüştü ya da beni terk edip gitmişti.

Annemi zorla evine göndermiştim. Burada kalıp zor şeyler yaşamasını istemiyordum. Arada nefessiz kalıp nöbetler geçiyordum. Kalbim çıkacak gibi oluyordu. Ama dayanmaya çalışıyordum.

Kapı açılma sesi geldiğinde hızlıca oraya doğru yöneldim. Poyraz'ı öylece çaresizce karşımda görünce nefesim kesildi. Gözlerimden akan yaşlar bir bir boynuma doğru süzülüyordu...

"Poyraz..." diyebildim. Kapıyı kapattı dolu gözleriyle yukarı çıkmaya başladı. Tek kelime bile etmedi.

Peşinden yukarı çıkmaya başladım. Poyraz kendi odasına değil de benim odama girince şaşkınlıkla bakakaldım. Peşinden odama girdim. Poyraz yatağıma oturmuş kafasını ellerine yaslamıştı. Yanına oturdum. "Poyraz..." Kafasını kaldırdı ve kızarık gözlerle gözlerime baktı. "Pezevenk herifi boşuna aramışım bu güne kadar..."

Yutkundum. Babam olduğu için mi boşuna aradığını düşünüyordu. "N-neden?"

"Ölmüş. Geberip gitmiş cehenneme." Şok içinde kalmıştım. Ölmüş mü? Babamdan bahsetmiyor muydu yani? Babam olsa yüzüme böyle bakmazdı herhalde değil mi? Neler oluyordu!?

Bir anda bana sarıldığında hıçkırıklarıma engel olamadım. Poyrazın gözyaşları boynuma damlıyordu.

Sırtını okşadım. Benden nefret etmiyordu. Öğrenmemişti. Ama bu nasıl olur? Emre göstermemişmiydi yani?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 12, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KÖR KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin