|BÖLÜM 30

10 0 0
                                    

Gecenin kaçı olduğunu bilmiyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gecenin kaçı olduğunu bilmiyordum. Tek bildiğim şey her yerin zifiri karanlık olduğuydu. Beni buraya getiren adam bir anda odaya girdiğinde gözyaşları içinde onu izledim.  Poyraz 'ın buraya gelmemesi gerekiyordu. Beni kaçırmalarının asıl amacı zaten poyrazı buraya getirtip ona zarar vermekti.

Adam cebinden telefonunu çıkardı.  "Arayalım bakalım poyraz efendiyi." Telefon çalmaya başladığında kaşlarımı çattım. Adam telefonunu kulağına götürdü. "Efendim necmi bey?"

"Evet biz kaçırdık." Benden mi bahsediyordu?

"Ama efendim..."

"Bana da emir verildi efendim. Yapamam." Adam sinirle telefonu kapatıp odadan çıktı. Ne denilmiş olabilirdi  ki böyle sinirlenmişti?

Elimdeki ipleri çözmeye çalışsam da adam o kadar sıkı yapmıştı ki çıkarmam imkansızdı. Bir yolu olmalıydı. Buradan kaçıp gitmemin bir yolu...

                                ***

Gözlerimi araladığımda tahta pencerelerin arasından geçen güneşi ışığını  görmemle birlikte etrafa baktım. Sabah olmuştu ama hâlâ dışarıdan gelen bir ses dahi yoktu. Buralardan ne araba ne de insan geçiyordu.

Dışarıdan erkek sesi geldiğinde nefes alıp vermemi yavaşlatarak sesleri dinlemeye başladım. "Efendim necmi bey dediklerinde gerçekten hakli olabilir mi?" Bu beni bağlayan adamın sesiydi.

"Bilmiyorum. Elimizde bir koz olmalı. Sadece bir koz." Bu sesin sahibini ise tanıyordum. Bu aslandı. Kesinlikle oydu.

"Poyraza bulaşmamalıydınız.  Sizi ilk fırsatta gebertecek dedi efendim. necmi bey diyorsa kesinlikle  bir bildiği var... Elimizde koz yoksa... Tek çözüm kaçmak."

Poyrazdan necmi denen adam neden bu kadar korkuyordu? O kimdi?

"Korkak mıyız biz! Benim abimin kanı yerde kalmayacak. Ondan önce davranıp onu gebertin"

Poyrazı öldürmek de kararlıydı bu aslan denen adam. Pislik herif!

"Peki efendim."

"Necminin başka bir şeyden haberi olmasın. Ararsa açmayın. Poyraz efendiyi de buraya çağırın. Bir planım var."

"Tamam aslan bey." Ayak sesleri uzaklaşırken sinirle ayağımı yere vurdum. Planı burada konuşsanız ne olurdu yani? Poyrazın buraya asla gelmemesi lazımdı. Asla!

Dışarıdan araba sesleri gelirken kaşlarımı çattım. Gidiyorlarmıydı? Pencere tahtalarla kapalı olduğu için  dışarısı gözükmüyordu.  Ama tahta aralarında biraz boşluklar vardı. Bedenimi sandalyeyle birlikte hareket ettirmeye çalıştım. Yaklaşmıştım. Bir kaç kere daha kendimi itelediğimde tek gözümü kapatıp dışarı baktım. Poyrazı elinde silahla  arabadan  inerken gördüğümde gözlerim kocaman açıldı.

KÖR KELEBEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin