Multi/ Poyraz ;)
___
Akşam saat on bir olmuştu ama poyraz ortalıkta yoktu. Her gece niye bu kadar geç geliyordu?! Başka bir kadın'a falan mı gidiyordu acaba?
"Nehir hanım. Yemek için Poyraz beyi mi bekleyeceksiniz?" Kader hanımın sesiyle başımı kaldırıp ona baktım. "Evet. Sen çıkabilirsin."
"Peki nehir hanım. Iyi akşamlar." Kader hanım evden çıktığında başımı koltuğun arka kısmına yasladım. "Ben en iyisi arayayım." Telefonu cebimden çıkarıp elime aldım. "Yok yok şimdi merak ettiğimi falan düşünür." Telefonu yanıma bıraktım. Ne yapmam gerekiyordu? Aramam mı yoksa beklemem mi? Derin bir nefes aldım ayağa kalktım. Tam yukarı çıkacakken kapı açıldığında hızlıca kapıya yöneldim.
Sonunda gelebilmişti bey efendi... bir anda "saat kaç farkında mısın" diyince kaşlarını kaldırıp gülmeye başladı.
"Farkındayım."
"Ha ha çok komik." Tam arkamı dönüp yürüyecekken kolumdan tutunca Poyraza döndüm. "Bırakırmısın?"
"Bırakamam" iyice yanıma yaklaştığında kalbim hızlıca atmaya başladı. Öyle bir baktı ki gözlerime. Acaba kalbimin sesi dışarıdan duyuluyor mudur diye düşünmeden edemedim.
"Sen beni merak mı ettin?" Dediğinde yutkundum. "E-evet. Ettim. Ne olmuş?" Aynen yürek yedim kesinlikle.
Yüzümüzün arasındaki mesafeyi daha aza indirdiğinde geri çekilmeye çalışsam da yapamadım. "Demek beni merak ettin. Neden aramadın?"
Anında düşündüğümü söyledim. "Başka kadındasındır diye." Neden söyledim bilmiyorum.
Kaşlarını kaldırdı. "Ben ve başka kadın? Sence buna vaktim varmı?"
"Ha olsa gideceksin yani?" Dediğimde gülmeye başladı. "Sen beni kıskanıyor musun?"
"Yoo niye kıskanacakmışım seni?"
"Bilemiyorum artık orasını." Yüzümü biraz olsun onun yüzünden uzaklaştırdım. "Şirkette işlerim vardı ondan geç geldim. Bir de annemin katilini araştırıyorum biliyorsun. Kolay şeyler değil." Dediğinde yutkunamadım. Işte o an nefes alamadım. Gözlerim dolduğunda kaşlarını çattı. "Ne oldu?"
"Hiçç. Başıma bir ağrı girdi de."
"Saat geç oldu ondandır. Uyuyalım hadi."
"Uyuyalım?"
Güldü. "Ne demek istediğimi gayet iyi anladın nehir."
"Yemek yedin mi?" dediğimde başını salladı. "Evet. Sen?"
"Ben... Seni bekledim. Tek başına yeme diye." Gülümseyip mutfağa doğru ilerlediğinde bende peşinden gidiyordum.
Mutfağa girdiğinde dudağını ısırdı. "Hadi yiyelim." Sandalyeyi çekip gözleriyle gösterdiğinde gülümseyip oturdum. O da karşıma oturdu. Evet ilk defa doğru düzgün beraber bir akşam yemeği yiyecektik. "Sen yediğini söylemiştin?"
"Yemekleri görünce tekrar acıktım." Salatadan yemeğe başladığımda poyraz da dolmalardan yiyordu gözlerimi ondan alamıyordum. Sanki beni ona iten bir şey vardı. Babamın katil olduğunu düşündüğümde ise gözlerim tekrar doldu. Ihanet mi ediyordum yoksa ben? Söylemelimiydim? Söylersem babamı öldürürdü.
İştahım kaybolduğunda elimdeki kaşığı masaya bıraktım. "nasıl geçti günün?" Poyrazın sorusuyla başımı kaldırıp tekrar ona baktım. Babamın katil olduğunu öğrenmiştim. Günüm daha ne kadar berbat geçebilirdi?