Bazen kendini hayatın akışına bırakırsın.Plan yapmadan hesapsız,kitapsız,sorgulamadan ilk defa duygularımla,kalbimle hareket ediyordum.Belki bir bilinmezlikti ama ben bunu göze alıyordum.Demir'in gözlerinde gördüğüm şey aşktı,sahiplenmeydi,şefkatti ve ben bunları istiyordum.Sevilmek,önemsenmek ve en çokta güvenmek istiyordum.
Tatile gitme fikrine olur desem de hala kafamda oturtamamıştım. Yaren'e ne diyecektim ve iş daha yeni çalışmaya başlamıştım.İş arkadaşlarım ne düşünürlerdi hakkımda düşünmekten başım ağrımıştı.Demir duş almak için banyoya girmişti. Ben düşüncelerle savaşırken kapı iki kere tıklayınca banyonun kapısına yöneldim.
"Demir kapıda biri var."dedim kapının eşiğinden fısıldayarak
"Oda servisidir kahvaltı istemiştim sen aç kapıyı geliyorum şimdi."diyerek sustu.
Kapıya yönelerek kapının tokmağını çevirdim.Karşımda iki kişi servis arabası ile duruyorlardı.Beni görünce şaşırdıkları her hallerinden belliydi.
"Günaydın efendim kahvaltınızı getirmiştik arzu ederseniz servis edelim." dedi genç olanı kibarlıktan kırılacak gibiydi.
"Günaydın."diyerek elimle içeriyi işaret ettim.Servis arabası ile birlikte içeriye girdiler.
Geniş yemek masasına kahvaltıyı hazırlamaya başladılar.Bende hala pijamalarla saçım başım dağınık halde koltukta oturmuş onları izliyordum.Demir duştan çıkmış üstüne rahat mavi bir tişört ve eşofman giymişti.Yanıma gelerek yanağımdan öptü ve söze başladı.
"Her şeyi hallettim.Yarın Los Angeles'a uçuyoruz oradan da Fransız polinezyasına daha sonra da tatilimizi geçireceğimiz yere Bora Bora adalarına gidiyoruz."dedi bir çırpıda
"Nasıl hallettin benim pasaportum bile yok."dedim şaşkınlıkla yüzüne bakarak
"Artık var vizelerimiz de alındı."diyerek yanağımı okşadı.
"Her şey çok hızlı oluyor Demir sana gidelim dedim ama kendimi düşünmekten de alamıyorum."dedim endişeli ses tonuyla
"Düşünme ben düşünmüyorum sadece seninle olmak istiyorum."diyerek ellerimi tuttu.
"Ben de seninle olmak istiyorum seninleyken aklım başımda değil."dedim yüzünü ellerimin arasına alarak gözlerini gözlerime odakladım.
"Benim de" diyerek dudaklarımızı buluşturdu.
---
Kahvaltı masasına oturduk bir kuş sütü eksikti.Evimdeki kahvaltım aklıma geldi yumurta,peynir bazen de sadece peynir bulup yerdik.Para işte bu dünyada kimisine peyniri zor buldurur kimisinin masasında boş yer bulunmaz.Hüzünle masaya bakmaya başladım.Yaren ne yiyecekti kahvaltı da aklım ondaydı.
"Derin Neden yemiyorsun ?"diyerek Demir yüzüme bakıyordu.
"Hiç Yaren'i düşünüyordum daha doğrusu ne söyleyeceğimi."diyerek çatalımı elime aldım.
"İşle ilgili olduğunu söylersin."diyerek kahvaltısına devam etti.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra kıyafetlerimi giydim.Eve gitmek istediğimi Demir'e söylemek için salona geldim.
"Demir ben eve gidip Yaren'le konuşayım hem de valizimi düzenlerim."dedim.
"Hayır Derin gitmeni istemiyorum Yaren'e telefon ederek söylersin işinin olduğunu." diyerek sıkıntıyla nefesini verdi.
"Olmaz telefonda söyleyemem hem kıyafetsiz ne yapacağım tatilde."diyerek asılan yüzünü düzelmek için elini tuttum.
"Her şeyini ben alırım kıyafet sorun değil gitmeni istemiyorum."diyerek elleriyle yanağımı okşadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METRES
RomanceSakalları yüzüme ince çizikler atıyordu.Nefesini kulağımda hissetmem irkilmeme neden oluyordu. "Beni seviyor musun"dedi fısıltıyla daha da yaklaşarak nefesini boynumda hissediyordum.Kalbimin sesini duyabiliyordum. "Hayatımdaki her şeyden çok" diyer...