Joke's On You | Liskook

Bayat Ses

- Lalisa -

"Yani gittiğimiz ve senin sabahında geri döndüğün partide Taehyung ve Namjoon ile takılıyordun? Tanrım o iki midesiz ve sen..." yüzümü ekşitip önümde tostunu yerken şu an ki seks partnerlerini söyleyen arkadaşıma bakıyordum.

Başka adam mı bulamamıştı o ikisi ile yiyişiyordu?

"Ben sizin ilişkilerinize karışıyor muyum? Git Rose'a karış önüne gelen herkes ile yatıyor! Hem sen sus Bakire Meryem Ana!" yüz buruşturup cevap verme gereği duymadım ve etrafa göz attım. Jennie birazdan dersten çıkacağına dair mesaj atmıştı. O ve Rose'da gelince bir plan yapacaktık, parası daha iyi olan bir yer bulmuştum, yarın yarı zamanlı olarak işe başlayacaktım ve pek vaktim kalmayacaktı. Bu yüzden şu an olan tüm vaktimi değerlendirecektim.

"Bebeğim?"

Yanağıma sulu bir öpücük ve tanıdık ses ile tepki vermeden yanıma çekilen sandalyeye, kendini yorgunlukla oraya atan Jungkook'a baktım. Maçtan çıkmış ve direk buraya gelmiş olmalıydı çünkü üzerinde forması vardı ve her yerinden ter damlıyordu. Elindeki birkaç saniyede bitirdiği su şişesi de yorgun olduğunu kanıtlıyordu.

"Bana twerk atmayı öğretin de ponpon kızlara gireyim. Basketbol fazla yoruyor." İleriye doğru bakarken derin derin nefesler alarak konuşmasına tepkisiz kaldım. Bakışlarım tedirgince Jisoo'ya döndü.

Tanrım! Kızlara henüz sahte de olsa çıktığımızı söylememiştim!

Jisoo sessiz bir şekilde az önce beni öpen ve 'bebeğim' diye seslenen Jungkook'a garip garip bakarken hızlıca açıklama yapmaya hazırlandım fakat masaya bırakılan kitaplarla başlamadığım sözüm kesildi.

"Bu garip varlığın masamızda ne işi var ve kolu niye senin sandalyenin arkasında?" Jungkook'un bakışları ona kısık kısık bakan Jennie'ye döndüğünde şaşkın gözüküyordu.

"Jungkook ile çıkıyorum ve lütfen size detay vermediğim sürece konuyu açmayın. Bilmediğiniz şeyler var."

"Vayy demek ben sizi ifşa etmeden itiraf ettiniz." arkamdan duyduğum Rose'un sesi ile derin bir nefes çektim.

"Sizin ilişkilerinize nasıl karışmıyorsam sizde karışmayın lütfen." omuzlarımı düşürerek bakışlarımı masaya kilitlediğim de Jennie yanımdaki boş yere oturmuştu. Rose ise Jungkook'a tiksinir bakışlar atarak Jisoo'nun yanına kuruldu.

"Aman işim gücüm yok sizi mi konuşacağım? Hem biz bunun yanında nasıl kız çekiştireceğiz? Dedikodu modumdayım? Hatta kavga istiyorum!" Jennie'nin vahşice çıkan cümlesine güldüğümde Rose'un derin bir nefes vermiş olması dolu olduğu anlamına geliyordu.

"Boş ver dinlemez bile, sen dökül ne oldu?"

Jungkook'a yan bir bakış attığımda az önce masa da olan telefonumu alıp, bir şekilde açtığını ve içinde bulunan tek oyunu açıp oynadığını görmüştüm.