Vurulmak

2.8K 251 187
                                    

- Rose -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- Rose -

Üzün bir demir parçası ile kapıyı kilitlediğimiz de yerimde zıplayarak heyecanımı bastırmaya çalıştım. istemsizce Jimin'i omuzlarından sarsıp heyecanıma ortak etmeye çalıştığımda o ciddiyetini koruyup kapıyı tekmeleyen salaklara hitaben konuşmuştu.

"Eğer barışmazsanız sizi çıkarmayacağız." ciddi ses tonu kıkırdamamı sağlarken, onu kendime çevirip dudaklarına yapıştım. Onlar ile uğraştığımız yetmişti.

"Jimin sikerim senin saçma oyunları! Çıkar bizi şuradan!" Jungkook'un bağırışlarına aldırmadan Jimin kucağına zıpladım.

Ayaklarımı beline sarıp, öpücüğümüzü derinleştirdiğimizde dışarıda yükselen çığlık ve müzik sesi kısa bir süre dudaklarımızı ayırmamıza neden oldu. "Dışarı çıkalım." Fısıldayışını sessiz bir kafa sallama ile onayladığım da Jungkook ve Lalisa'nın bağırışlarını görmezden gelip kendimizi dışarı atılıp, tekrar kalabalığa girdik...

- Lalisa -

Dışarıdaki havanın aksine terleyen ve nefes nefese kalan bedenimiz garip bir atmosfer yaratmıştı. Jimin ve Rose buraya bizi kapatalı on dakika olmuştu. Kapıyı birkaç kere daha zorlamaya devam etmiştik fakat sonrasında çıkamayacağımızı anlayınca sakince birinin içeri girmesini beklemek zorunda kalmıştık. Keşke her şey bununla bitmiş olsaydı.

Terliyordur! Hem de çayır çayır ve ben alt tarafımda oluşan sıcaklığa anlam veremiyordum.

Dizimle desteklediğim, kollarım ile ellerime yatırdığım anlıma yapışan saçları çektim. Kafamı kaldırmak istemiyordum çünkü her kaldırdığımda tüm bedenini kapıya yaslamış, kafasını kapıya yaslamış gözleri kapalı Jungkook... normalinden daha seksi duruyordu ve şu durumda en son isteyeceğim şey daha fazla tahrik olmaktı.

"Off!" Jungkook'tan gelen inlemeye benzer sesle oturduğum klozet kapağından kalktım. Dar alandan dolayı aramızda bir kaç santim kalsa da onu omuzlarından tutup az önce oturduğum yere oturttuğumda, sadece gözleri ile beni izledi. "Konser ne zaman biter?" sorduğum soru ile bir süre sessiz kalıp dışarıdaki sese kulak verdi.

Uzamaya başlayan saçları anlına yapışmıştı hep ve dudaklarını sürekli ıslatıp duruyordu.

"Biter herhalde birazdan." 

Omuz silkip sırtını klozete yasladı. Ben de onun gibi sırtımı kapıya yaslayıp kollarımı göğsümün altında bağladım. Fakat bir kaç saniye hiç utanmayacağım bir şey dolayı yüzüm iki katı kızarmıştı. Aslında bilerek yaptığını sanmıyordum ama keskin bakışları açıkta ki bacaklarıma kaydığında onları saklama gereği duymuştum. Ama ne yazık ki üzerimde onları saklaya bileceğim hiçbir şey yoktu.

Rose'un aşırı ısrarı üzerine onun dolabından giyinmiştim ve sonucu ultra mini kırmızı püsküllü bir etek ve ince askılı gri bir büstüyer giymiştim. Üzerimde beni kapatan sadece deri ceketim vardı, açıkta kalan bacaklarıma hiçbir şey yapamayacak durumdaydım.

Joke's On You | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin