Aziz'in görünürdeki ayrılığı çok zor oldu. Görünürdeki ayrılık, sadece madde olarak sevdiğini kaybetmek. Ama kalbindeki, canındaki yeri hiç kaybolmadı İclal'in. Gün oldu onunla dertleşti, gün oldu onunla yeniden güler gibi oldu. İçine düştüğü o bilinmez boşluğa bıraktı Aziz kendini. Acısını beraber oldukları günlerle dağladı her gün. Çocuklarına sarıldı ondan bir parça diye ama .... Ama İclal'in ardından yaklaşık birkaç hafta sonra oğlunu da kaybetti Aziz. Aniden ve aynı karısına olduğu gibi hiç beklenmedik bir anda. Oğlunu annesinin olduğu yere, annesinin göğsüne bıraktı hıçkıra hıçkıra. En sevdiklerini toprağa verirken kalbini, canını, umutlarını da onlarla gömdü...
Aziz hayata devam ediyor görünse de aslında İclal ile beraber ölmüştü. Kızıyla bir başına kaldığı dünyayı pek umursamadı sonrasında. İnsanların bilinen ömürleri dışında da bir ömürleri vardır. Son umudu tükettikleri anda donup kalırlar. Bilinen zaman akıp geçse de onlar hep o noktada kalırlar. Mutlulukların ve umutların olduğu an. Aziz kızından aldığı güçle malum yaşama devam etti. Her gün bir an önce ölmeyi dileye dileye. Çok uzun yıllar sonra isteği oldu. Son nefesini verene dek İclal'in hasretiyle yaşadı ama, dünyanın kurallarına da karşı gelemedi. Yeniden evlendi, iki çocuğu daha oldu. İnsan aklının alabildiği alemde yaşayıp gitti. Yalnız kalbindeki o zamansız kaybedilen mutluluk ve aşk hep canını acıttı. Zamanla her şeyi unutmuş görünse de hiçbir şey unutulmadı. İclal masal zamanlarının güzelliği ve gençliği olarak kendisiyle hep beraber oldu.
Aziz bir vakit kendini çalışmay verdi çoğu insanın acısını unutmak için yaptığı gibi. Her şey yolunda gitti, işleri gün geçtikçe büyüdü. Çok para kazandılar ama Aziz için bunun da pek kıymeti olmadı. Sevdiğin yanında olmayınca zenginlik nedir ki!? İclal ile geçirdiği tek bir anı geri getiremedikten sonra ne anlamı olabilirdi?!..
Yaşadığı sürece karısını ve oğlunu ziyaret etmeyi hiç aksatmadı ve bundan kimsenin haberi olmadı. Ara ara kayboluşlarında soluğu karısının mezarının başında aldı. Ona olan biteni, kızlarını anlatıp durdı. Yalnız ne anlatırsa anlatsın, ne kadar çok şey anlatırsa anlatsın, konuşmanın sonu hep aynı bitiyor, kalbinden, tüm benliğinden kopup gelen o cümlenin tekrarıyla:
-" Sensizlik çok zor!.. Sensizlik çok zor!.."
Sensizlik çok zor!..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZLİK ÇOK ZOR (2)
RomanceAynı coğrafyada yaşanmış üç gerçek aşktan ikincisi.Üçlemenin ikinci kitabı.Yaşadığınızı hissettiren insanı kazanmak için neleri göze alabilirsiniz? Gençliğin ve sevdanın dayanılmaz hafifliği ve çılgınlığı.