Tekerrür

2 0 0
                                    

Koşar adımlarla eve doğru gidiyordum. Arkamdan adımda seslendiğini duyuyor ama asla durmuyordum. Sakin bir sokağa girdiğimde soluk soluğa bekledim ve arkamda kalan Oğuz'a döndüm.

" Senin ne işin var burada?"

"Düzgün bir konuşma yapamadık. Bunun için geldim."

"Seninle düzgün bir konuşma yapmak istemiyorum aslına bakarsan seni görmek bile istemiyorum, gelmeden önce bana soramaz mıydın?"

"Böyle söyleme. Birlikte çok güzel anılar biriktirdik, senin için şehir değiştirdim sen benimle görüşmek istemediğini söylüyorsun. İki medeni insan gibi bir yerde oturup konuşamaz mıyız?"

"Bana sormalıydın! Aylar önce ayrıldık biz, seninle konuşmam gerektiği zaman yok olmayı seçtin, bunun için beni suçlayamazsın!"

Yükselen ses tonum sokakta çınladı. Oğuz etrafına bakındı,

"Söz veriyorum çok kalmayacağım. Birlikte bir şeyler içelim, bunu hakedecek kadar uzun ve güzel bir ilişkimiz vardı."

Oğuz'la hiç bir yerde görünmek istemiyordum. Bu şehir koca bir dedikodu kazanıydı ve her ne kadar bana sormadan öylece çıkıp gelmiş olsa da, haklıydı. Belki de yoluna rahat devam edebilmesi için konuşmamız gerekliydi. 

"Beni takip et. Ama uzaktan, tanımıyormuşsun gibi. Tek bir sorun yaşamak istemiyorum burayla ilgili." 

"Ciddi misin?... Peki, öyle diyorsan..."

Böylece eve kadar beni takip etti. Eve çıktık, terasımdaki masada beni beklemesini söyledim. İçeri girip kahve yaptım, üstümü değiştirdim ve telefonumu da şarja taktım. Kahvelerimizi servis edip söyleyeceklerini beklemeye başladım.

"Güzel bir terasın varmış, dağlar falan..."

"Uzatmasak? Dersim var akşam ona hazırlanmam lazım."

"Bugünü benimle geçirirsin diye düşünmüştüm. Belki sinemaya giderdik, bana burayı gezdirirdin."

"Böyle bir şey olmayacak Oğuz, neden buradasın?"

"Seni özlüyorum, hiç kimseyle seninle olduğum kadar uyuşamıyorum. Bir şey hep eksik gibi, anlıyor musun?"

"Anlamıyorum. Senden sonra bir ilişkiye başladığımı bilmiyor olamazsın değil mi?"

"Biliyorum elbette Ayas. Ama ayrıldığınızı da biliyorum sanırım sende benim gibi bir geçiş dönemindesin. Bundan güç bularak buraya geldim. Biz birbirimiz için hep özeldik, o çocukla benimle yaşadığın gibi bir aşk yaşadığını düşünmüyorum."

Gülümsedim. Yüzüne bakıyor, ciddiyetiyle alay ediyordum. O kadar hiçbir şey bilmiyordu ki, bu beni biraz eğlendirdi, biraz da sinirlendirdi. 

"Seninle açık konuşacağım Oğuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Seninle açık konuşacağım Oğuz. Seni çok sevdiğimi düşündüğüm bir dönem vardı. Senin için her şeyi yapardım. Sonra hiç beklemediğim bir anda saçmasapan nedenlerle hayatımdan çıktın. Şimdi iyi ki çıkmışsın diyorum. Çünkü sen benim hayatımdan çıkmasaydın, ben senden ayrılma cesaretini asla gösteremeyecektim. Böylece Ali'yle asla birlikte olamayacaktık. Öyle memnunum ki senle ayrıldığımız için, bunu ifade edecek kelime bulamıyorum. Senin korkaklığın Ali'nin cesareti oldu, böylece birlikte olduk. Bunun için hiç teşekkür edemedim sana, teşekkür ederim."

Bigane / "Yabancı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin