Yüzük

711 42 12
                                    

Tenefüslerde ne Mert gelmişti sınıfıma ne de Fırat. Sanki yanlız kalmak istediğimi anlamışlar gibi ikiside benden uzak duruyordu. Öğle arasının başladığını belirten zili duyunca uyuşuk hareketler ile sıramdan kalkıp kızlar tuvaletine kadar ilerledim. Şansım varmış ki tuvalette kimse yoktu. Kabinlerden birine daha yeni girmiştim ki kapı gürültü ile açıldı ve hemen ardından hızla kapatılıp kilitlendi. Bu durum beni tedirgin etti. Nedeni ise tabiki tuvalette tek başıma olmam.

"Bana bak bir daha beni tehdit etmeye kalkma seni öldürürüm duydun mu?" Ecemin hırçın sesi ile kabinden çıkmak yerine duruldum. Kim kimi tehdit etmiş. Merakım ağır basınca mecbur dinleme pozisyonuna geçtim.

"Ne o bu durum senin işine gelmiyor mu? Halbuki Damla gerçekleri öğrenirse Savaş sana kalır bunu sende biliyorsun. " sesinden kim olduğunu çıkaramadığım kızda en az Ecem kadar öfkeliydi.

"Eğer Damla tek kelime öğrenirse bu konuyla ilgili o zaman görürsün işime gelen durumu. " kulağım kapıya dayalı dinlerken tuvalet kapısı vuruldu. İkiside sessizliğe bürünürken bende nefesimi tuttum.

"Damla elinde sonunda Fırat ve Savaş ile ilgili olan gerçeği öğrenecek bu belki benden olmayacak ancak öğrenecek. Fırata yıllardır çektirdiğiniz azaptan sonrada sizi affetmeyecek. O kız Fırata deli gibi aşık. " dengemi kaybedip kapıya kafamı vurunca ikiside nefes almayı kesti. Bense olayın benimle ne gibi bir alakası olabilir diye kafayı yemek üzereydim.

"Kim var orda?" Ecemin bulunduğum kabinin kapısını vurması ile irkildim. Benden cevap gelmeyince bu defa daha sert vurmaya başladı. Bu şekilde kaçamayacağım için kapıyı açmaya karar verdim. Tabi öncesinde emeğimin iç cebine sakladığım telefonu ve kulaklığı çıkardım. Müziğide açıp kulaklıkları taktım. Daha demin hiçbirşey duymamışım gibi kabinin kapısını açtım. Ecemle tanımadığım kız korkuyla bana bakarken bende usta oyunculuğumu konuşturup her zaman Eceme attığım senden iğreniyorum bakışlarımı attım. Kulaklıklarımı kulağımdan çıkarıp aptal rolüne büründüm.

"Tuvalette bile bana rahat vermiyorsun. " bu arada telefonu yine gizli cebime koyup ellerimi yıkamaya başladım. Kalbimse deli gibi atıyordu. Aynadan gördüğüm kadarıyla ikiside birbirine bakıyordu. Bir şey anlayıp anlamadığımdan ikiside emin değildi.

"Açık konuşacağım. Konuşmalarımızı duydun mu?" Ecemin öfkeli sesi ile kaşlarımı çatıp ona döndüm. Tabiki onunla kavgaya girmeyeceğim. Bardaki iri yarı adamı nasıl haşat ettiğini bizzat bu gözlerle görmüştüm.

"Ne konuşmasından bahsediyorsun?" Titreyen ellerimi saklamak adına sanki ellerimi kurutuyormuşum gibi eteğime sürdüm. "Üff Ecem seninle hiç uğraşamayacağım Fırat beni bekliyor. " tuvaletten resmen kaçarak çıkmıştım. Savaş ve Fırat arasında olaylar dönüyordu ve bu dönen olaylar benimlede ilgiliydi. Beynimde sorular fır dönerken aniden kolumdan tutulup çekildim.

"Sana sesleniyorum. " Fıratın sinirli sesiyle zaten gergin olan sinirlerim iyice gerildi. Ecemlerin yaptığı konuşmadan sonra ondan da şüphelenmeye başladım. Fırat benim ona tip tip baktığımı fark edince zaten çatılı olan kaşlarını dahada çattı. "Rengin atmış bir şey mi oldu?" Aynı zamanda etrafına öldürücü bakışlar atıyordu. Mert kolidorun başında Fıratın telefonu ile belirirken ancak kendime gelebildim.

"Bir şey olmadı. Kantine inelim acıktım. " parmağımdaki yüzükle oynarken farkında olmadan kolumu Fırattan sertçe kurtarıp önden ilerlemeye başladım. Kafayı yemek üzereydim. Fırata bu olayı sorsam bana hayatta anlatmaz. Savaş ve Ecem zaten olayı kapatma derdinde. Peki ya tuvaletteki o kız. Kesin bana olanları anlatır. Ya bana anlatmak yerine gidip Eceme yetiştirirse.

"Dökül bakalım ne oldu? Hala babana mı üzgünsün. " Mertin kolunu omzuma atıp sorduğu soruyla irkilip kafamı hızla ona doğru çevirdim. Oysa her zamanki gülümsemesi ile bana bakıyordu. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp hemen yanında bulunan Fırata göz attım. Mertin omzumdaki koluna sinirle bakıyordu. Kardeşi bildiği insandan da beni kıskanacak değil ya. Hem dün bir bugün iki ne ara beni karısı olarak belledi ki. Fırata çarpan kızla birlikte mecbur benle Mertte durduk. Ufak tefek kız hızla kendini toparlayıp Fırata bakarak sırıtmaya başladı. Hemde benim kocama. Kızın arkadaşları olduğunu tahmin ettiğim grupta heyecanla bize taraf bakıyordu. Sinirle Mertin kolunu itip parmağımdaki yüzüğü kızın gözüne gözüne sallayıp saçlarımı savurarak Fırata döndüm.

Kaçın Kurası (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin