Kaçın Kurası (Ara Verildi)

Arkadaş

Ilk bölümün günahı olmaz. O yüzden sizden ricam hemen kitaptan çıkmadan diğer bölümleri okumanız. Çünkü bu kitabın güzel olacağına inanıyorum.

Bide kitaba başladığınız tarihi yazarsanız sevinirim. Şimdiden okuyup oy verdiğiniz için teşekkür ederim. Ayrıca gay konuları olacak o yüzden rica ederim rahatsız olanlar okumasın.

"İtin tohumları hemen o gayı bırakın. " beş erkekte yerde can çekişen çocuğu bırakıp bana döndüler. Bense dövüş pozisyonu almış karşımdakilere meydan okuyordum. Erkekler birbirine baktıp tekrar bana döndüler. Ah durun  siz bu olaya nasıl geldiğimi bilmiyorsunuz. O zaman bir kaç saat geri gidelim.

"Güzelim. " Savaşın sesiyle adımlarım durdu. Her zaman yüzümde var olan gülüşle karşıdan gelen yakışıklı sevgilimi süzdüm. Uzun boyu ile herkese bende dahil üstten bakıyordu. Okul yaklaşık iki aydır başlamıştı bu yüzden sevgilimin teni hala yanık duruyordu. Yazın yaptığı tatiller işe yaşamış görünüyor. Siyah saçları kalın kaşları ve sert bakan siyah gözleri ile iç çektim. Hele o gözler arsızca üstümde gezerken dolgun dudağında oluşan arsız gülüş utanmamı sağladı. Burnu bana göre bile daha küçüktü. Koca kolidoru uzun bacakları ile sadece yedi adımda bitirmiş çoktan yanıma gelmişti. "Nereye gidiyordun böyle?" Kısa boylu olan beni aniden kendine çekti ve kaslı kolunu omzuma doladı. Diğer kızlar çoktan arkamızdan konuşmaya başlamışken bende kendimi ona yasladım. Yeni banyo yapmış olmalı. Kokusunun bu kadar gelmesinin başka açıklaması olamaz.

"Kantine gidecektim. " ancak kaç gündür okula gelmediği gerçeğini göz önüne alarak kaşlarımı çattım ve sahte sinirle oma baktım. "Okulda iyice beni tek bırakır oldun. Hadi beni geçtim Savaş derslere girmiyorsun. Okulu bitiremiyeceksin. " Savaş kolunu geri çekip benden uzaklaştı. Ne zaman bu şekilde konuşsam hep benden kaçıyordu. Ancak bu defa kaçışı yok.

"Güzelim başlama yine. Annem gibi davranma. Biraz diğer kızlar gibi davran. " benim kaşlarım dedikleri havalanırken o dahada sert gözlerle bana bakıyordu. Vücudumu saran ateşi göz ardı edip zorla gülümsedim. Her durumda gülmeye eğlenceli olmaya çalışan ben şuanda zorla gülüyordum.

"Annen gibi olmayayım öyle mi? Pekala bana okula gelmediğin zamanlarda ne yaptığını anlat. " kollarımı göğsümde birleştirip sağ ayağımla ritim tuttum. Savaşsa saklamaya gerek duymadığı öfkesi ile bana bakıyordu. Beni sevdiğini bilmesem üç yıl boyunca hayatta onunla çıkmazdım. Ancak bu son zamanlarda beni fazlasıyla boşlar oldu. Bu durumda ona karşı olan sevgimi ve onun bana karşı olan sevgisini sorgulamaya başlamama sebep oldu.

"Güzelim yapma böyle bunu daha önce defalarca konuştuk. " cümlesine devam etmesine izin vermedim ve elimi havaya kaldırarak onu susturdum ve bu defa içten bir gülümseme sundum ona. Savaş gülüşümle rahatlarken elini ensesine attı.

"Haklısın bunu defalarca konuştuk ve bil bakalım ben ne fark ettim. Sen (işaret parmağımı göğsüne bastırıp öyle konuşmaya devam ettim. ) bu konuşmayı hiçbir zaman sonuca bağlamadın. " daha Savaş sert çıkışımın şaşkınlığını atlatamadan adımlamaya devam ettim. Taki koluma dolanan parmaklara kadar. Aniden dönmeye zorlanınca saçlarım havada uçuştu ve yüzüme çarpıp tekrar aşağı indi. İkimizde hırsla birbirimize bakarken Savaşın diyeceklerini bekledim.

"Ne demek oluyor şimdi?" Sinirle yüzüme kükrediği için yüzüme tükürükleride gelmişti. Daha deminki bütün cesaretim gitmiş yerine ürkek ve gözleri dolu dolu bir kız gelmişti. Ona defalarca bana bağırmaması gerektiğini söylemiştim. Biliyordu. Bağırıldığı zaman korktuğumu ve ağladığımı. Uzaktan bize doğru gelen Eceme gözüm kaydı. En azından şimdi diyeceklerimden sonra Savaşı teselli eden bir aptal olacaktı. İçimde gelen son cesaret ile zorla dudaklarımı araladım. Gözümden art arda yaşlar inerken gözlerine baktım. Pişman olmuştu ancak iş işten geçeli çok oldu. Art arda geriye doğru adımlar attım.