Maç

751 77 10
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayalım. Düşünceleriniz benim için önemli. 😊

"Sedef abla sanki erkekleri bilmiyorsun. Kesin kız kavgasıdır. Ancak inanki bende bilmiyorum niye kavga ettiler. " kadın başıyla beni onaylayıp oğluna baktı. Fıratın hala kavgadan kalan morlukları vardı. Tabi ilk günkü kadar kadar değil.

"Çok korkuyorum. Bir gün kavgadan ölüsü gelecek diye. " masada derin bir sessizlik olduğu için istemsiz gerilmiştim. Fıratın masayla oynayan eli durmuş sertçe yutkunmuştu. Neydi onları bu kadar üzen. "Babası da kavga sırasında bıçaklandığı için öldü. " Sedef ablanın kırgın sesiyle Fırat oturduğu sandalyeden aniden kalkınca saldalye geri düşüp parkede tok bir ses bıraktı. Bense hala duyduklarımın şokunu yaşıyordum. Fırat bu yüzden mi okuldakilere karışmıyordu. Kavgadan bu yüzden mi olabildiğince uzak duruyordu. Gitmek için ayaklanan Fıratın bileğinden bu defa ben tuttum.

"Otur şu masaya. Yemeğimizi yiyip maça gidelim. " zor da olsa bulduğum sesle konuştum. Fırat bir süre gözlerime sinirle baktı. Babası konusunda sandığımdan da hassastı. Galip gelen ben olmuş olmalıyım ki Fırat düşen sandalyesini düzeltip geri oturdu.
Bu arada çoktan bileğini salmıştım.

"Sedef abla inanki Fırat çok iyi. Abim bu yaşlardayken her gün eve kavga edip gelirdi. Hatta bizim kapımıza dayananda çok olurdu abim yüzünden. Annem artık ağlıyordu oğlum yapma diye. " Sedef abla ilgiyle bana baktı.

"Peki nasıl duruldu?" Kanlı günü hatırlayınca bedenimde oluşan titremeye engel olamadım. Hatta kolumda ve karnımda izi bile vardı. Gözlerim uzaklara dalarken Sedef ablayı yanıtladım. Bu arada sağ kolumu açığa çıkarıp gömleği yukarı doğru sıyırdım.

"Bir gün yine kapıya dayandılar ancak bu defa fazla kişi gelmişlerdi. Abimin dayak yediğini ilk defa o gün görüp korktum ve bende kavgaya girdim. Amacım ayırmaktı. Abime doğru savrulan bıçağın farkında bile değildim. İlk başta kolumun kesildiğini sonrada bıçağın karnıma girdiğini hatırlıyorum. O günden sonra abim bir daha kavga etmedi. " Fıratta dahil masadakiler bana bakıyordu. Mertse gözleri dolu dolu yarama bakıyordu. Zorla gülümseyip yemek yemeye başladım. Kimseden ses çıkmayınca sessizlik içinde yemek yedik.

.....

"Sedef abla seni sevdi. Ben ilk evlerine gittiğimde arkamdan Fırata bu çocukla arkadaşlığını kes demişti. Neyseki sonradan alıştı bana. " Mertin trip atarmış gibi söyledikleri ile güldüm. Beni kıskanmıştı. "Gülme. O gün çok üzülmüştüm. " dudaklarını büzünce dayanamadım ve kolumu omzuna doladım. O da hemen bana sırnaştı.
Bize bakan Fıratı görünce onu dışarda bıraktığımızı düşünüp sağ kolumuda onun kolundan geçirdim. Bizim aksimize Fırat üstünü değiştirmişti. Mertin dediğine göre iki mahalle birleşip maç yapıyorlardı. Kavga etmek yerine kozlarını maçta oynuyorlarmış. Tabi maçta sandığımız kadar masum değil. Kim kime darp uygularsa artık. Akşam olduğu için hava serindi ve benim üstümde sadece gömlek vardı. Belli etmesemde dondum. Gerçi Fırat benden daha beter halde. Üstüne siyah tişört ve hırka altına ise siyah diz kapaklarında biten şort giymişti.

"Mahalledeyken şunu yapma. " diyip kolunu çekmeye çalışınca Merte doladığım sol kolumuda çekip Fıratın koluna yapıştım. Bu defa kaçmasına izin vermeyeceğim.

"Yavru köpeğin hayırlı olsun. " gelen sesle mücadelemiz son bulmuştu. Halı sahanın önüne geldiğimizide böylece anlamış oldum. "Herkese gidiyor mu? Gel kuçu kuçu. " karşımdaki çocuk bana mı yapıyordu bu hareketi. Fıratın bedeni gerilirken koluna sarılı olan beni arkasına doğru itmeye çalıştı.
Bense Fıratın kolunu bırakıp karşımdaki topluluğa göz attım. Yaklaşık altı kişiydiler.

Kaçın Kurası (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin