Evlilik

895 51 21
                                    

"Sedef ablacığım seni rahatsız ediyorum ancak eve gidemiyorum biliyorsun. " Fıratın evine gelmiştik ve Fırat annesine yaşananları anlatıp bu akşam burada kalacağımı söyledi. Sedef abla her ne kadar kabul etsede kendimi tuhaf hissediyorum.

"O nasıl laf kızım duymayayım bir daha. " sahte kızgınlıkla bana bakınca mahçupca gülümsedim. Abime Fıratın yanında kalacağıma dair mesaj attım. Neyseki Fıratın gay olması bu konuda bana yardımcı oldu. Aksi takdirde bana kesinlikle izin vermezdi.

"Benim odamda yatarsın. " Fıratın odasından çıkan Mertle Fırata baktım. Mert hala okul üstü ile dururken Fırat yine gri takımını giymişti. Malum havalar git gide soğuduğu için evin içide buz gibiydi. Mert tekli koltuğa otururken Fıratta kendini yanıma atıp kolunuda koltuğun üst kısmında yana doğru açtı. Sanki kolunu omzuma atıyormuş gibi dursada kolu kesinlikle bana temas etmiyordu. Yinede bu hareketi heyecanlanmama sebep oldu. Kafamı hafifçe ona doğru çevirip yüzüne baktım. Bana bakmak yerine annesine bakıyordu. Sanki anne oğul gözleri ile konuşuyordu birbirleriyle. Beyaz teni sanki bir kaç haftada dahada beyazlamıştı. Yanaklarıda içe çökmüştü. Aniden bana dönen siyah kuzguni gözler ile irkildim. O da benim ona bakmamı beklemiyor olmalıki gözleri hafifçe irileşti. Alt dudağımı ağzımın içine yuvarlayıp kafamı hızla başka yöne çevirdim. Fıratla yaşadığım en son anımda onun dudakları benimkilerin üzerindeydi. Tabi aynı gün Fıratın Merte ne kadar değer verdiğinide anlamış bulundum.

"Ne düşünüyorsun kara kara?" Mertin sorusuyla eş zamanlı telefonumda çalmaya başladı. Abimin aradığını görünce hızla açtım. Bu arada Mertte hoparlöre almam için el kol işareti yapınca hemen dediğini yaptım.

"Alo abi. " odada kimseden çıt çıkmıyordu. Hatta tek odakları ben ve telefonumdu.

"Alo. Damla yandın kızım sen yandın. Babamla konuştum seni o lavuğa vermesin diye ama beni dinlemedi. Senide aradığı zaman açmadın diye seni beklemeden kız istemeyi yaptılar. " abimin heyecanla konuşması ile nefesim kesildi. Babama ne olmuştu böyle. Yanımdaki Fırat kas katı kesilirken aramızda sadece Mert konuşmayı akıl edebilmişti.

"Peki baban verdi mi Damlayı?" Baş parmağımı ağzıma tıkıp tırnağımı yemeye başladım. Fıratsa donup kalmış gibi duruyordu.

"Verdi. Ne kadar konuşursam konuşayım ikna edemedim. Annem babamı pis kandırmış. Ne dediysem bana inanmadı. " sonlara doğru sesi kısıldı. Kim bilir annem babama ne yalanlar söylemişti.
Kafamı çevirip Fırata baktım. O da düşünceli gözlerle bana bakıyordu. Gözlerinde adlandıramadığım bir buğulanma vardı.

"Annem babama ne yalan söylemiş ki?" Sesim titreye titreye bu soruyu sormuştum abime. Babam beni eğer o çocuğa verdiyse biliyorum ki işin sonunda onunla evleneceğim.

"Senin artık kız olmadığını ve bir an önce evlendirip bu namus belasından kurtulalım demiş. " elimi aralanan dudaklarımın üstüne kapattım. Odadakilerin bakışları bana dönerken hem utandığım için hemde dolan gözlerim görünmesin diye kafamı eğdim.

"Abi kapatayım. Seni yine arayacağım. " cevap vermesine bile izin vermeden aramayı sonlandırdım. Bir çok yıkılmışlığın yanında birde babam vurmuştu beni.

"Üzülme kız. En azından çocuklarının babası yakışıklı olacak. " Mertin ortamı yumuşatmak için ortaya attığı cümleye sadece kendisi güldü. Fırat yanındaki kumandayı ona fırlatınca gülmeyi kesip havadaki kumandayı tuttu. "Abicim ne yapıyorsun. Şu mükemmel suratı az daha dağıtıyordun. " Fıratın öfke dolu bakışlarını görünce dudaklarının üstüne fermuar çekti.

"Damla kimseyle evlenmeyecek kes artık gevelemeyi. " Fıratın kendi kendine söylenmesi üzerine Sedef abla oğluna ters ters baktı. Ortalık yine benim yüzümden karışacak gibi duruyor.

Kaçın Kurası (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin