Dargın

687 43 40
                                    

Tam sahnenin ortasında milleti yararak masama doğru gidiyordum ki bileğime dolanan parmakları hissettim. Saniyeler sonrada uygulanan kuvvet ile ters döndüm ve Fırat ile burun buruna geldim. Bedenlerimiz bir bütün gibi birbirine yapışıkken dudaklarında usulca bir gülümseme oluştu. Dans müziği için etrafın loş ışığına rağmen gözlerindeki tuhaf parıltıyı görebiliyordum. Erkek çiftler dansa kısa süreli ara verip tam sahnenin ortasında hala dans etmeyen ve bedenleri bir bütün gibi olan bize alkış çaldılar. Normalde olsa utanır Fıratın gözlerine bakamazdım ancak şuanda utanç nedir onu bile hatırlayamadım. Belimi saran kol ile usulca titredim ve boşta sallanan elimi Fıratın omuzuna koydum. Diğer elim ise Fıratın bileğimden tutması sonucu işlevsiz haldeydi. Çekik kuzguni gözler bıçak gibi gözlerimi keserken ikimizde aynı anda yutkunduk.

"Nereye kaçıyordun?" Kısık sesi beni fazlasıyla tahrik ederken dizlerimdeki derman çoktan çekilmişti bile. Hatta beni şuanda ayakta tutan Fıratın bedeni ve belimdeki kolu olabilir.

"Ben şey. Sen şey yapınca. Aslında şeyi şey yapmayınca. Bende utanıp şeye gidiyordum. " beynim fonksiyonunu kaybetmiş olabilir mi? Dudaklarımı birbirine bastırarak sustum. Hala dans etmek yerine öylece sahnede duruyorduk. Fıratta bunu fark etmiş olmalı ki bedenini yarım adım geri çekip benide kendiyle birlikte ufak hareketler ile dans etmeye zorladı. Bende itiraz etmeden ona uydum. "Arkadaşınla aranı bozmadım inşallah. " inşallah bozmuşumdur. Hatta bir daha bir araya gelmeseniz bile kabulüm.

"Yanındaki sarı sıçan kimdi?" Soruma soruyla karşılık vermesine bozulsamda belli etmeden gözlerine baktım. Aklından her ne geçiyorsa onu öfkelenirmiş olmalı ki yüzü kasılmıştı. Gerçi belimi saran kolu bile gerildiğini belli ediyordu.

"Ben sana diyor muyum kara fatma kimdi diye." Öfke ile tıslamam ile o da yüzüme karşı hırladı. Ciddi anlamda sinirden hırladı. Bedenim korku ile titrerken yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

"Benimle oynama Damla. O çocuğun elimde kalmasını istemiyorum. " belimi okşayan baş parmağı ile dudaklarımda sinsi bir gülüş oluştu. Omzumdaki elimi ensesine doğru sürerek ilerlettim ve ensesindeki yeni çıkan saçlarının arasında parmaklarımı gezdirdim. Şuanki halimiz nedensizce bana öpüşmemizi anımsattı.

"Hareketlerin beni kıskandığını düşündürüyor. " cilveli çıkan sesimle Fırat aniden beni kendinden uzaklaştırdı. Aramızdan tren geçercesine mesefa vardı resmen.

"Sevgilisi olan birini korumak bana düşmez. Haddimi aştım. " bu defa benden kaçmasına izin vermeyeceğim. Kollarımı beline dolayıp Fırata iyice yapıştım. Artık kalbi kulağımın altında atıyordu. İlk başta hareketsiz kalan Fırat sonradan kollarını omzuma doladı. Çikolata kokusu burnuma dolarken art arda derince nefesler aldım.

"Peki ya senin korumanı istiyorsam. " kafamı ona doğru çevirip anlımı göğsüne yasladım. Benim yaptığım herhangi bir şeye ters tepki vermesinden ölesiye korkuyorum. Neyseki beni geri itecek herhangi bir şey yapmadı.

"Kendime engel olamıyorum zaten. " saçlarımın arasında hissettiğim şey Fıratın kafası olamaz değil mi? Saniyeler içinde ise dudakları saçımdan tenime değmişti. Gözlerimi sımsıkı kaparken sargılı olan kolum yanımda sallanıyordu. O kadar yıllık hayatım boyunca bu kadar huzurlu hissettiğim bir an daha var mıydı acaba? Bedenlerimiz aheste aheste bir sağa bir sola sallanırken benim anlım Fıratın göğsüne yaslı, Fıratın kafası ise hala saçlarımın arasındaydı.

"Gay olduğunu nasıl fark ettin?" Bedeni sorumla dahada gerilirken kafasını saçlarımın arasına daha çok soktu. Sorduğum soru hoşuna gitmemiş olmalı. Biraz daha cevap vermezse yine tırnak yeme seansıma başlayacağım.

"Bu konuları konuşmayalım. " ancak merak içimi bir an olsun terk etmiyordu. Ne oldu veya kime aşık olduda gay olduğu düşüncesi aklında oluştu. Gözlerim irileşirken hızla kafamı kaldırıp Fırata baktım.

Kaçın Kurası (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin