İlk Öpücük

1K 68 79
                                    

"Siktir. " Fırat sadece bunu demişti. Ben ise hala tepki veremiyordum. Fıratta Mert gibi koltuktan kalkıp odanın içinde tur atmaya başladı. Üçümüzünde aklındaki tek şey Fıratı bu işten nasıl kurtarırız.

"Abicim gibip Samet ile konuşalım. En azından bizim mahalleyi ikna edelim bir şeylere. " Fırat onay verince bende ayaklandım. Onlar nereye bende oraya. İkilinin bakışları beni bulurken ne var dermiş gibi kafa salladım.

"Sen gelmiyorsun. Annemle kahvaltını yap. " çatılan kaşlarıma engel olmadan öfkeyle baktım gözlerine.

"Hiç boşuna ağzını yorma bende geliyorum. " çektiğim rest ile o da bana sert gözlerle bakmaya başladı. İkimiz bakışırken araya Sedef abla girdi.

"Hadi kahvaltıya gelin. " Fırat ağzının içinde biz çıkıyoruz diyip masada oturan kadını tek başına bırakıp evden çıktı. Hemen ardındanda Mert çıkınca Sedef ablaya mahçupca gülümseyip bende çıktım. Bitirim üçlü boş sokakta ilerlerken gerilen bedenler yüzünden bende geriliyordum.

Önünden geçtiğimiz simitçi ile Fırat aniden durup bana baktı. Yine beni gönderecek diye düşünürken simitçiye seslendi.

"Abi bir tane sarsana. " adam kâğıda sardığı simidi Fırata uzatınca Fıratta parayı uzatıp bana doğru geldi ve yüzüme bakmadan uzattı. Bende reddetmek yerine aldım. Acım sonuçta. Şimdi naz ederim Mert ben yerim diye araya girer ben aç kalırım. Tekrar yürümeye başlarken az ilerideki kalabalık dikkatimi çekti. Hararetli bir konuşma içerisindelerdi. Belkide Fıratın mevzusunu konuşuyorlardı.

"Diğer mahallenin çocuklarıda burda. Fırat oraya gitmen demen infazını vermen demek. Sağ çıkamazsın. " ürperti gelen bedenimi es geçip Fırata baktım. Ancak yüzünden ne düşündüğü anlaşılmıyordu. Hala yürümeye devam ettiği için bizde peşinden ilerlemeye başladık. Belki Fıratın yanında kız olduğu için ona karışmazlar.

"Ooooo şuraya bakın. İbinede gelmiş. " gruptaki çocuklardan biri kendini belli etmek için öne çıktı. Ah ben bu çocuğu hatırlıyorum. Maç olduğu akşam bana köpek diyen çocuktu. Alayla bize bakarken yanımdaki bedenler iyice gerildi.

"İbine senin babandır. " bu lafı ağzımın içinde geveledim. Çocuğa söyleyipte ortalığı karıştırmanın anlamı yok. Fırat çocuğa cevap vermek yerine gruptaki en kalıplı çocuğa hitaben konuşmaya başladı.

"Samet konuşmamız gerek. " çocuksa oldukça sakin bir yüz ifadesi ile Fırata bakıyordu. Fıratsa her an dahada geriliyordu.

"Dinliyorum. " sesindeki tını bile korkuyla titrememe yetti. Halbuki oldukça sakin görünüyordu. Fırat ensesini kaşıyıp durdu. Nerden başlayacağını bilemiyormuş gibi.

"Merak ediyorum Fıratın gay olduğu yalanını kim yaydı?" Evet evet konuşan kişi benim. O kadar erkeğin arasında bir ben cesaret edebiliyordum. Karşımda hala sakince duran çocuk küçümseyen bakışları ile beni süzdü. Rahatsız olsamda olduğum yerde kıpırdamadım ve kendimden emin bakışlarım ile çocuğa bakmaya devam ettim.

"Neydi şu çocuğun adı?" Çocuk cevap vermeyince yanındaki cılız yaşı ufak olduğu belli olan çocuk cevap verdi. "Ah evet Savaş. Sizin okuldanmış sanırım. Hatta bir kaç tanıkla beraber geldi. " gözlerim ile dudaklarım aynı oranda büyürken Fırata baktım. Ancak o tepki bile vermiyordu. Sanki Savaştan bunu bekliyormuş gibiydi. Peki ben neden bu kadar şaşırdım. Çünkü benim tanıdığım Savaş bunu yapmazdı.

"Özür dilerim. " fısıltı gibi çıkan özrümü Fırat duysada sesini çıkarmadan karşısındaki Samete bakmaya devam etti. Neden kendini savunmuyor. "Demek Savaş. Evet kendisini tanıyorum eski sevgilim olur. " bu olaydan sonra sadece eski sevgilim olabilir zaten. Sabahtandır tepki vermeyen Fıratın kafası saniyelik bana döndü. Ancak ben ona bakamadan hemen önüne döndü. Onu göz ardı edip tekrardan konuştum. "Yani Savaşın söyledikleri yalan. Sadece iftira atıp aramızı bozmaya çalışıyor. " söylediğim yalana hiçbiri inanmamış olmalı ki yüzüme dalga dolu gözlerle bakıyorlardı.

Kaçın Kurası (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin