Tanışma

779 70 16
                                    

"Anne lütfen. " Ecem ile sinemaya gitme işine aslında karşı çıkan annem değil abimdi. Annem ilk başta izin vermişti sonra ise abimin fitnelemesi ile kararından vazgeçmişti.

"Hayır dedim Damla. Eve gel hadi. " annemin ikazı ile yüzüm asıldı. Oğluşu istese hemen izin verir ama. Aniden aklıma gelen fikirle yüzüm aydınlandı.

"Haklısın anne Damla kim ki eğlensin. Ama abim olsa derslerden bunaldı diyip her şeye izin verirsiniz. Hiç Damla bunalımda iştahtan kesildi biraz kafa dağıtsın diyen yok. " yüzümde sırıtma varken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Dünki bunalımım işe yaramış şimdi anneme duygu sömürüsü yapmak için kullanıyordum. Karşı taraftan annem ile abimin fısıldaşmaları duyuldu. Heyecanla verecekleri cevabı beklerken sınıfın kapısından Mert girmişti. Elimle susması için işaretler yaparken annemin sesi duyuldu.

"Kaç gibi eve geleceksin ona göre izin vereceğim. " saçma dans hareketleri yaparken annemi cevapladım.

"Anne beş seansına yetişemeyiz o yüzden yemek yeriz yedi seansına gireriz. Oda onda biter bende on buçuk gibi en geç evde olurum. " nefesimi tutup gelecek cevabı bekledim. Acaba on buçuk geç mi oldu? Belki on deseydim ordan yırtardım. Mert heyecanla bana bakarken annem derin bir nefes bırakıp tekrardan beni yanıtladı.

"Tamam ama telefonun açık olacak. Ararsam veya mesaj atarsam bana hemen dönüş yapacaksın. " telefona öpücükler kondururken annemin şen kahkahasını duydum. Bu defa abim değil ben galip gelmiştim. Merte tamamdır işareti yaparken bir yandan da anneme cevap verdim.

"Tamam anne hadi görüşürüz. " diyip telefonu kapattım. "Annem izin verdi. " diyip çığlık attım. Mert benim halime gülerken koluma girip sınıftan çıkardı. "Gayimsu nerde?"

"Aşağıda bizi bekliyor ve eminim şuanda sinir küpü olmuştur. Bekletilmekten hiç hoşlanmaz. " omuz silktim. Hala içimde yaşayacağım olayların heyecanı vardı. Tüm gün sınıftan çıkmamıştım. Nedeni ise sınavların yaklaşıyor olması. Oturup tenefüslerde bile ders çalıştım. Eğer notlarım düşük gelirse eminim abim bizimkileri gaza getirip üstüme salardı. On beş tatilde benim için cehennem gibi bir şey olurdu. Bahçe kapısından çıktığımızda duvara yaşlanmış karşısındaki çocukla kaşları çatık konuşan Fırat çekti. Sabah gözlerinde var olan şişlik inmiş şimdi beyaz teni dahada beyaz olmuştu. Aslında kendime itiraf etmek istemesemde Fıratla bir araya gelmemek için sınıftan çıkmamıştım. Kuzguni bakışlar bana dönerken yüzümdeki gülümsemeyi silmeden el salladım. Ancak yanımdaki Mertin gerginliği banada bulaştı ve istemsiz gerildim.

"Bak kardeşim aklın varsa okul değiştir. Biliyorsun istediğimiz zaman insana çok güzel okulu dar edebiliyoruz. " tek kaşımı kaldırıp bana sırtı dönük olan çocuğun yüzünü görmek için Fıratın yanına geçip sırtımı onun gibi duvara yasladım. Mertse yanımıza gelmek yerine uzakta durmuştu. Korktuğunu titreyen bedeninden anlamak çokta zor değildi.

"Tehditini yaptığına göre gidebilirsin. " Fıratın taviz vermez sesi ile istemsiz ona döndüm. Sinirli olduğu her halinden belliydi. Dilimi dudaklarımın üstünde gezdirdim ve karşımdaki çocuğa baktım tekrardan. Bu yüz bana tanıdık geliyordu ancak nerden? Karşımdaki çocuk sırıttı ve Fıratın omzuna canını acıtacak şekilde yumruk attı. Fıratsa canı acımasına rağmen sesini çıkarmadan çocuğa dik dik bakmaya devam etti. Gözlerim irileşirken çocuğu nerden tanıdığımı hatırladım. Geçen sene yanlışlıkla erkekler tuvaletine girdiğim zaman onunla başka bir erkeği öpüşürken yakalamıştım. O gün kimseye söylememem için tehdit etmişti. Bense onu umursamadığımı isterse gidip o çocukla seks bile yapabileceğini söyledim. Ancak şimdi karşımda durmuş benim gay arkadaşıma dikleniyordu öyle mi? Attığım kahkaha ile kavga etmelerine ramak kalan ikili dönüp bana baktı. Böylece çocuk benim farkıma varmış oldu. Gözleri irileşirken korkuyla bir kaç adım geri gitti.

Kaçın Kurası (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin