Keyifli okumalar🌹
🌓
Bende herkes gibi sadece huzurlu olduğum bir yaşam sürmek isterdim.Sırtımı korkmadan dayayacağım bir baba,derdimi sıkıntımı,belki de ilk aşkımı paylaşacağım bir anne. Öyle çok uç hayallerim yoktu mesela. Ailemle bir sabah kahvaltısı,arkadaşlarımla eve geç kaldım demeden saatlerce eğlenmeyi,belki saçma gelecek ama; tek başıma sahilde pamuk şeker yemeyi. Biliyorum elbette bunlar ulaşılması zor bir durum değil ama benim için zordu. Hep tahakküm altında büyümüştüm. Sanki babam ikimizinde dış dünyayla olan bağlantısını koparmak istiyordu.
Annem uyumlu bir insandı,bu durum
onu hiç rahatsız etmiyor gibiydi.Bazen şaşırıyordum bu duruma.Ama ben çok sıkılıyordum artık . Bir üniversite de hayatı tanımaya başlamıştım o da maalesef kapının önünden şoför alıp kapının önüne bırakıyordu. Pek arkadaş canlısı gibi gözükmüyordum insanlara, bundandır kimse benimle muhatap olmazdı. Şimdi düşünüyorum da aslında karakterim bu muydu yoksa böyle olmak zorunda mıydı?.Oysa kendi kendimi hep neşeli tutmam gerekiyormuş gibi geliyordu. Her şeye rağmen hayata karşı dik durabilmeyi.Ama bu yönümü pek kimse göremedi tabi. Bir de hangi insanlara güvenip hangi insanlara güvenemeyeceğimi bile ayırt edemiyordum. Şimdi ise bir uçağın penceresinden şehrin manzarasına bakarken bunları düşünüyordum.
Zorlanmıştım evet ama sanki çabuk da kabullenmiştim bu durumu. Kabullenince daha az üzüleceğimi ya da buna alışmam gerektiğini düşünüyordum. Ama sadece düşünüyordum zira ben kabullensemde hiçbir zaman bu halde olmama sebep olan kişileri affetmeyecektim.Şimdi ne yapmam gerekiyordu? Yas tutmam veya babamın şirketinin başında durmam. Hayır daha şirketin nerede olduğunu bile bilmiyordum ki. Bir mimarlık şirketimiz vardı ama zerre anladığımı söyleyemem. Ben psikoloji okumuştum,ne kadar ironi değil mi?!Daha bir insanla oturup doğru düzgün konuşmamıştım. Stajımı bile oturarak geçirmiştim babam nasıl bir yer ayarladıysa sanki oturtulup kimseyle konuşmamam için para verilmişti. Neden birileri benim için tehlikeli gibi davranıyordu ki. Tanımasam beni düşündüğünü sanacaktım.Sanki bir şeylerden korkar gibiydi. Şimdi anlıyorum aslında olan biteni.
Gideceğim yerde beni ne bekliyor hiç bilmiyorum. Açıkçası ne yapacağımı da bilmiyordum evet onu annemin yazdığından emin değildim ama nedense içimden bir ses oraya gitmemi söylüyordu ve hayatımda ilk kez kendi kararımı veriyordum, galiba bundan sonra hep böyle olacaktı. Buraya geleceğimden sadece Buğra'nın haberi vardı. Tabiki ona bir şey anlatmamıştım sadece kafa dinleyeceğimi söyledim. Üstelemedi ve bana burdan ev tutmuştu. Çünkü ben onu bile beceremezdim eminim .
Uçak inişe geçti ve çok geçmeden anonsu duyunca geldiğimi anladım. Bu arada uçağa ilk defa binmiştim ve aşırı güzel bir şeymiş.
Her yere bununla gidebilirdim ve hiç korkmamıştım böylece kaç yaşımdan sonra yükseklik korkumun olmadığını anlamıştım.Yukarı bölmeden çantamı alıp yavaşça merdivenlere doğru yürüdüm. Koridorun ortasındaydım ve biraz yürümem gerekiyordu. Fakat daha iki üç adım atamadan kafam sert bir şeye değmişti. "Ah" sesi istemsizce ağzımdan çıktı. Yavaşça kafamı kaldırdım ama kaldırmaz olaydım. Öyle sert bakıyordu ki bana,sanki ben bilerek çarpmışım gibi.Şu an özür dilemesi gereken ben miydim?
"Daha ne kadar beklemeyi düşünüyorsun?"dedi sinirli adam.
"Anlamadım ben-.."
"Özür için diyorum daha ne kadar bekleyeceksin hadi dile de inelim şu uçaktan" haaa? Ne diyor bu be. Ukala!
"Siz bana çarptınız beyefendi benim bir suçum yok" biçimli kaşları saniye saniye çatıldı. Ayrıca boynum ağrımıştı ona bakarken, ne kadar uzundu yada ben kısaydım evet bu daha mantıklı geldi. Fazla dolgun olmayan dudaklarına indi bakışlarım, birşeyler diyordu ama duyamıyordum. Şuan adamı inceliyordum resmen. Kendine gel Asya!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EMANET HAYAT (Düzenleniyor)
Romance"Ben kalbi de beyni de bilmem. Ben sana aşık olmak istedim ve oldum.!" Kocaman açılan gözlerimle sarf ettiği cümleleri sindirirken bana aşık olduğu gerçeği beni hazırlıksız yakalamıştı. Bu kadar güçlü duygularla bağlandığını bilmiyordum. Açıkçası be...