42.BÖLÜM

1.4K 80 106
                                    

Merhaba canlar bomba gibi bir bölümle geldim! Lütfen emeklerimin karşılığını çok görmeyin. Yorumlarda görüşürüz:)








🌓

Saruhan'dan:

"Bu kan...Asya'ya ait değildir...! Olamaz olmamalı...imkansız! Allah kahretsin kimse ona zarar veremez! Kim buna cesaret edebilir lan?!"

"Edemez. Kimse edemez! Ama sakin ol Saruhan! Bu halinle bir bok yapamayız!"diyen Oktay'a sinirle bakıp başımı salladım.

Oktay'ın aramasıyla hızla soluğu yanlarında almış elimde ise kan var dediği şalı tutuyordum.

Onun o mis kokusu şimdi metalik halini almıştı...kan kokuyordu. Benim kıyamadığım narin bedeninden bir parça...bir kesik,yara! Tek dileğim bu sıvının ona ait olmamasıydı.

"Şimdi bir şey söyleyeceğim ama..."Ferit şerefsizinin suratı bana dönerken sözlerini bitirmesini bekledim:

"Ters istikamette yoğunlaştığımızı düşünüyorum. Yani az önce sağ çapraz yönde bir duman çıkışı gördüm..."

"Her yere dağılmak işimizi daha kolaylaştırır diye düşünmüştüm."dedi Oktay.

"Emin misin?!"dedim Ferit'e ithafen. Şu an Asya olmasaydı işin ucunda değil konuşmak iki adım bile yanımızda olamazdı! Kahretsin ki ihtiyacımız vardı. Herif polisti!

"Evet! Ara ara havayı kontrol ediyorum ve orada bir ev veya ne bileyim barınak olduğunu düşünüyorum."

"Her ne ise gidip bakalım! Dağılmak bir işe yaramayacak gibi!"Oktay'ı onaylayıp Ferit'in peşine düştük.

Dediği gibi saatlerdir boş yere dolanmış bir iz dahi bulamamıştık. Benim kafamın yerinde olmaması da tabi işimizi zorlaştırıyordu.

Elimdeki şalı koluma bağlayıp içimden bilmem kaçıncı tekrarladığım dileği diledim ve hızla belirlediğimiz noktaya doğru ilerlemeye devam ettik.

"Bulacağız Asya'yı!"diyen Ferit'le hızla ona döndüm.

"Şimdilik sadece Asya için katlanıyorum sana! Sakın haddini aşma!"dedim öfkeden kıpkırmızı olan suratımla. Kendimi tuttukça sinirim birikiyordu bu herife. Her hareketi batıyordu.

"Seninle şu an tartışmayacağım."deyip adımlarını hızlandırdı ve diğer yoldan saptı. Bizde ardından tabi.

"İkiniz de her şeyi unutup amacınıza yoğunlaşır mısınız?!" İkimizde Oktay'ı umursamayıp birbirimizi inatla süzdük. Beni sınıyordu!

İte kakışa yürüdüğümüz yarım saatten fazla yolu Oktay'ın durdurmasıyla bitirdik.

"Sessiz!"dediği kısık sesiyle üçümüzde önümüzdeki tahta eve baktık. Baştan beri bu gerizekalı neden bu öneriyi sunmamıştı?! Daha önce gelirdik ve bir ihtimal bile olsa işimize yarayan, karıma ulaşacak bir yol bulabilirdik! Allah kahretsin ben neden daha dikkatli değildim?!

Koskoca ormanda böyle bir ev tuhaftı ve kaşlarımızı çatarak içeri girmek için üçümüzde can atıyorduk.

Bir hışımla öne atılıp kapısına ulaşacakken arkamdan koşarak gelen kişi hızla kolumu tutup beni durdurdu. Oktay!

"Bırak beni!"şimdi duracak zaman mıydı?!

"Tek bir yanlışın her şeyi mahveder! Lan bir dur anasını satayım!"

Sözleriyle durdum ve dikkatle suratına baktım.

"Senin karın şu an kayıp olsa ne yapardın?!"

EMANET HAYAT (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin