Bu bölüme kadar geldiyseniz veya hikayeden keyif alıyorsanız,YILDIZLAMAYI,
yorumlamayı unutmayın.
*Bu bölüm #TUNÇ çiftinin destekçilerine ithaf edilmiştir.
Keyifli okumalar. 🌟
3.GÖZ
Tutku, yeniden telefonuna bakarken aradığı numaranın, annesinin, meşgul olduğunu gördü ve sıkıntıyla aramayı sonlandırıp yatağına uzandı. Uyanır uyanmaz ilk yaptığı şey onu aramaktı ama iki gün geçmesine rağmen kendisiyle konuşmamıştı. Sadece Peteklerle ve Tunalarla oldukça kısa konuşmuşlardı. Tatilin tadını çıkarmalarını umdu çünkü annesinin dalgın gözlerle tatilini üzgün geçirmesi fikri canını daha da sıkıyordu.
-Tutku, uyandın mı hayatım?" Kapının arkasından Petek'in sesini duyduğunda yataktan indi ve kapıyı açtı cevap vermek yerine. Saçlarını tam tepesinde at kuyruğu yapmış, başına da renkli bir toka takmıştı. Yüzü sabahın bu saatine rağmen öyle dinç ve parlaktı ki, kendisi bir zombieye benziyor olmalıydı. "Ah, uyandırmadım değil mi?" Kadının nezaketine gülümserken kafasını sağa sola salladı.
-Hayır Petek teyze, uyanmıştım şimdi. Yüzümü yıkayıp geliyorum, kahvaltıyı hazırlarız."
-Biz çoktan hazırladık, sadece şimdi mi yersin yoksa Aras gibi sonra mı diye sormak istemiştim. Rüzgar uyanmış olabileceğini söyleyince yanına geleyim dedim." Aras'ın bu saatte kahvaltı yapması imkansızdı, özellikle o sabah sorumluluğu yoksa, bu yüzden şaşırmadı Tutku.
-Geliyorum hemen, keşke yardıma çağırsaydın inerdim aşağı." Koridorda o anda görmek istemediği yüzü görünce, Petek de yanlarına gelen Alp'e bakarak sırıttı.
-Yok Alp Bey ne hikmetse çok yardım etti bugün. Ben öğlene kadar uyur demiştim. Bir ara gece kalktım senin kediyle oynuyordu." Genç adam, ikisinin yanına geldiğinde Tutku'nun şapşal suratına baktı. Uykudan şişmişti, yanağında yastık izi vardı ve düz gür saçlar kabarmıştı.
-Kedisi beni ondan daha çok seviyor." Dedi alaycı bir ses tonuyla ama Tutku ona sadece dik dik bakmakla yetindi. Petek de omzuna elini atan oğlunun karnına vurmuştu bu söylediği üzerine.
-Ne ayıp! Niye üzüyorsun kızı? Kardeşin sayılır o senin." Alp'in yüzü bu cümleyle düşerken açık kahve gözlerini kaçırdı ve Tutku'nun kıkırdamasıyla ona çevirdi.
-İşi gücü benimle uğraşmak." dedi Petek'ten gözlerini çekmezken, oysa delikanlının kendisine baktığını hissediyordu. Kardeşi gibi mi? Öğk. Kardeşi gibi olsa şuan sporcu atletinden gözüken göğüslerini kesmezdi. Kendisinin bizzat dokunduğu göğüsleri.
Sırıttı.
-Ya, bayılıyorum bu kızla uğraşmaya. Bu iş her geçen gün benim için bir hobi, adeta "tutku" halini alıyor." Petek, zevzek der gibisinden ağzını oynatıp aşağı inmek için merdivenlere yürürken, Tutku ona dik dik bakmaya başladı.
Kapıyı çat diye yüzüne kapatıp kilitlediğinde, Alp alıngan bir şekilde söylendi.
-Hey! Birileri sabah insanı değil sanırım." Görmeyeceğini bilse de ona göz devirerek banyosuna ilerleyen Tutku'nun resmen bu davranışını kapı ardından görür gibi olan sarı gülerek başını çevirdiği an atölyeden çıkan Rüzgar ve Eva'yı gördü. Sarışın kahkahalarla gülüyor, Rüzgar da onun bu keyifli haline karşı dudak kıvırmış kızı izliyordu. "Bu evde benden daha mutlu olmayı yasaklıyorum. Teknik olarak en büyüğünüz benim." Eva, onun sesiyle hemen gülüşünü sonlandırırken -çünkü flörtleşiyorlardı- Rüzgar da kafasını "hıhı" der gibisinden salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler (THB-2)
Romance"Çıkardığı fotoğrafın altına, kalemin kapağını ağzında tutarken, kalemle bir not düştü. "Tutku'yla Harmanlanmış Bedenler." " Böyle başlamıştı hikayeleri. Elmaların özü birdi, ihtiyaçları birdi. Aşktan gelen çocuklar, aşk için yaşar, aşk uğruna öl...