5. Bölüm

4.2K 257 3
                                    

1K!!! :))

Geç yayınladığım için özür dilerim.

Koridorun sonundan üstü kapalı bir sedye çıkana kadar ümit ettim ama herşey bitmişti. Dua etmek için çok geçti. Herşey için çok geçti. Artık o yoktu. Ölmüştü. Halamın çığlığı bile sessiz geliyordu. Korkuyordum onun soluk yüzünü görmeye korkuyordum. Herşeyiyle sevdiğim bir insanı kaybetmek.. Bu çok ağırdı. Hemde kimsem yokken gitmesi bu çok acı veriyordu.

Halam sedyeye doğru koşarken ben olduğum yerde duruyordum. Halam çığlık attığı anda buna daha çok dayanamayacağımı anlayıp serumu gerçekten çıkardım ve  hızla odaya geri koştum. Üstüme birkaç birşey geçirip hızlıca hastaneden çıktım. Hep hayatımdan nefret eden bir insan olmuştum fakat bugün bu farklı bir boyuta geçmişti. Bir yandan koşuyor bir yandanda bağırma isteğimi durdurmaya çalışıyordum. Parka vardığımda başım deli gibi dönüyordu. Kaç dakikadır koşuyordum?

Burası babamla benim yerimdi. Çocukluğumda babam beni buraya getirirdi hep ama yıllar geçmişti ve çocukluğumdaki o park şimdi terk edilmiş gibi gözüküyordu.

Çocukluğumda yaptığım gibi hafif yüksek olan tepeye çıktım ama yalnız değildim. Burada biri daha vardı. Benim yaşlarımda gösteriyordu. Bana pek bakmadı ve önündeki biraya baktı. Yanına yaklaştım. Sanki önceden planlamışız gibi yanına oturdum ve biradan içtim. Normalde olduğumdan çok daha rahattım ve aşırı utanmazdım. Bütün bu olaylar beni değiştiriyordu. Yanımdaki çocuk bana garip bir bakış attı. Bende üstünü inceledim. Gayet moderndi yani bir birayı sorun yapmazdı herhalde. Zaten paramda yanımdaydı.

Kalkmayı planlamadığımı anladığında poşetten diğer birayı çıkarıp bana verdi. Aslında normalde çok içen biri değildim ama bugün?

Kaç şişe içtiğimi hatırlamıyorum ama tamamen sarhoş olduğuma emindim. Salak salak şeyler yapıyordum. Ama yanımdaki çocuk aynı şekilde duruyordu. Ona döndüm "Adıığn neğ? " dedim zorla.

"Emre." diye kısa bir cevap verdi ve ayaklandı.

Bende kalkmaya çalıştım yandaki ağaca tutunmuştum ki ağaç yana doğru çekildi ve ben kendimi yerle sarılırken buldum. Ama pes etmemiştim ve tekrar denedim ağacı yokladım ve ayağa kalkmaya çalıştım tam kalktım derken yine yerdeydim. Yerle olan ilişkimi herkese duyurmalıydım. Artık pes ederek Emre'ye baktım. Bana 'salak' bakışı atıyordu.

"Orğda öğleğ bakcağınağ yağrdığm et beğğ" diye saçma sapan konuşurken geldi ve beni kolumdan tutarak kaldırdı. Ayakta duramayacağımı anladığında bana baktı ve "Nereye gideceksin? " diye sordu.

"Beni evine götür." dedim cidden hiçbirşey umurumda değildi.

"Tabi götürürüm 4 erkekle durmak istersen. " dedi alaylı bir tonda. Dalga geçiyordu benimle! Ben ciddiydim.

"Of seninle ne yapacağım ben ya? Biraz vicdansız olsam seni şurada bırakır giderdim ama.. Neyse. En iyisi seni Alya'ya bırakmak hem bende onu görmüş olurum. " dedi. Kim? Ne? Diye soramayacak kadar yorgun hissediyordum. Parktan çıktık beni arabasına bindirdi.

Bir süre sonra bir evin önünde durunca beni kolumdan tutarak yürüttü ve kapıyı çaldı. Kafasındaki yazmayı düzelterek garip bakışlarla Emre'ye baktı kız.

"Emre? Hayırdır gecenin bir saati?" kız bir bana bir Emre'ye bakıyordu.

"Sorma Alya şu arkadaşı parkta buldum öylece bırakamadım da. Bizede götüremeyeceğim için sana getirdim. Sorun olurmu? "

Kendi içtiği ve banada verdiği biralardan hiç bahsetmiyordu. Vay çok masum çocuk. Şimdi sorsa üstündeki kokuda benden sinmiştir zaten!

" Tabi sorun olmaz. Sen bana bırak ben hallederim. Sende git şimdi. "

Kovmuştu bildiğin.

"Tamam görüşürüz ozaman. Yarın gelir bir bakarım. "

Ne bakıcaksın abicim? Sen şuna kısaca bahane desene.

"Gelmene gerek yok Emre sende onu tanımıyorsun. Sana kaç kere diyeceğim buraya gelme! "

Kız beni içeriye alıp kapıyı kapattı. Bana döndü

"Kusura bakma aslında böyle bir insan değilim. Herneyse ilk önce bir duş al istersen. Kendine gelirsin. " dedi. Ama sonra pekte iyi olmadığımı anlayıp beni yukarı çıkarttı ve bir yatağa yatırttı.

-

Sabah kalktığımda etrafa biraz bakındım. Doğru en son beni buraya getirmişti o çocuk Emre miydi? Aff hatırlamakla uğraşmak istemiyorum. Asıl o kız nerede?

Yataktan doğruldum ve biraz etrafı inceledim. Çok şirin bir odaydı ama odayı çekici kılan asıl şey kocaman kitaplıktı. Dopdoluydu. Bu kızı sırf bu yüzden sevebilirdim. Kitaplar herzaman harikadır.

" Uyanmışsın bakıyorum?" diye soran kızın sesiyle ona döndüm. Yüzünde içten bir gülümseme vardı. Mutlu birine benziyordu. Belki benimde daha az sıkıntım olsa bende mutlu olurdum? Kim bilir?

"Herşey için teşekkür ederim. Ben şimdi gitmeliyim sanırım. "

Yüzündeki ifade düşünce şaşırdım. Yanlış birşey mi demiştim?

"Bende ne güzel arkadaş edindiğimi düşünmüştüm. Biraz daha otur hatta şimdi bir duş al. Bende kahvaltıyı hazırlayayım. Ne dersin? "

Pekala bu kız cidden normal değildi. İnsan tanımadığına nasıl bukadar yakın davranabilir?

"E hadi ne bekliyorsun?" dedi ve çekiştirerek banyoyu gösterdi.

Ona doğru döndüm "Bak ama eğer buraya alışırsam birdaha benden kurtulamazsın. " deyince. Omuz silkti ve "sorun yok " dedi.

Tam banyoya girecekken aklıma gelen şeyle durdum ve halamı aradım. Açtığında bağırmaya başlamıştı. "Neredesin sen Merve?! Kaç saattir sana ulaşmaya çalışıyoruz. Nerelerdesin? Oğluma üzüldüğüm yetmezmiş gibi birde sen!"

Ağlamaya başlamıştım.

"Merve kızım neden ağlıyorsun? "

Soru muydu bu?

"Hala... Ibrahim..."

"Ne diyorsun kızım? İbrahime mi veriyim? "

Ne?! Ben şaşırmış duruyorken halam telefonu hoparlöre aldı.

"Merve kızım nerdesin sen?"

İbrahim'in sesini duyunca şok olmuştum. Yaşıyordu!

-

Bütün gün Alya'yla sohbet etmiştik. Hatta kafamdaki dini sorulara cevap bile vermişti. Dünkü berbat halimden eser kalmamıştı. Bunca olay yaşamıştım ama en azından Alya gibi bir insanla tanışmıştım. O okadar iyiydi ki..

~~Şimdi~~

"Alya! Kızım kocan arıyor açsana telefonu! "

Henüz uyanmamıştı ama uyandığında bir şekilde beni dövecekti.

"Ne diyosun Merve beni kim arasın?"

"Emir diyorum hani şu mustakbel kocan. "

Evet ve Alya hanım uyanır.

"Of ya. Merve ben seni varya. Gel buraya!"

Evin içinde kaç tur attık hanımefendi yorulmadı. Mecbur ben teslim olacaktım.

"Tamam, yeter allah rızası için."

"Allahın rızasını basit şeylerde kullanma."

"Tamam anne. "

Ne güzeldi arkadaşlığımız allah bozmasın. Çok şükür rabbim.

Alya telefonu kulağına koyup içeri gidince arkasından bakıyordum. Hem üzüntü hem mutluluktu içimdeki. Arkadaşım evleniyordu mutluyum. Ama sevmediği birisi bu yüzden üzülüyorum. Ne diyebilirim ki? Ona göstermemeye çalışıyordum üzüntümü. O mutlu olmalıydı hep mutlu. Şimdilik biraz zor gözüksede.

Düşlerim Bir Gizli Hazine ~İSLAMİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin