23. Bölüm - 4 Ay

2.4K 173 34
                                    

Hastane koridorunda değişen yüz ifadelerimle yazdığım bu bölümün ardından en son beni psikiyatri bölümüne yönlendirmedikleri iyi sanırım. Öyle bir insan gördüyseniz o ben olabilirim. :D Seviliyorsunuz!

~~Alya~~

Emir sürekli telefonda konuşuyor ve meraklanmama sebep oluyordu. Ben balayından bahsettiğim için olduğunu tahmin ediyordum. Hatta bunun için plan yaptığına neredeyse emindim ancak yinede israfa gidecek birşey olsun istemiyordum.. Ben bir yandan yemek yapıyordum bir yandan da onu dinlemeye çalışıyordum. Aspiratorü bile kapatmıştım ses çıkardığı için, meraklı olmak başa belaydı.

"Alya? Ne pişiriyorsun?"

Bu genel soru beni hergün strese sokuyordu. Ya sevmediği bir yemekse? Ya cevabımdan sonra yüzünü buruşturursa? Sanırım bir liste hazırlayıp buzdolabının üzerine magnetlemeliydim.

"Nohut ve pilav"

"Beceriklisin baya."

"Rabbim yardım ediyor işte. Tek yaşamanın verdiği bir şeydi sanırım.."

"Artık tek değilsin, bir ailen var!"

"Elhamdülillah."

Ben yemeği karıştırmaya devam ederken Emir salona gitti. Tencerenin kapağını kapatıp masayı hazırlamaya başladım. Yoğurt olmadığını fark edince Emir'e seslendim duymayınca salona gittim ancak orada değildi. Yatak odasından sesinin geldiğini duyduğumda oraya ilerledim. Her ne kadar dinlemek istemesemde merakım ağır bastı ve telefon konuşmasını duyacak kadar yakında durdum.

"Tamam akşam geleceğim. Tamam dedim ya Hande! Tamam kısa kes Alya fark edecek şimdi. "

Allahım...

"Hande? Ne oldu? Ne oldu söylesene! "
Emir'in adımlarını duyunca banyoya girdim. Gözlerimden akan yaşlar kalbimin içindeki acıyı birazcık dışarı vuruyordu ancak içimde kopan fırtınalar çok şiddetliydi. Boğazımdaki hıçkırık dışarı çıkmak için zorlarken ben elimi ağzıma tutmuş onu içimde tutmaya çalışıyordum. Dış kapının kapanma sesini duyunca elimi ağzımdan çektim ve hıçkırıklarımı serbest bıraktım.

Ben ne yapmıştım böyle? Ne zamandan beri birine bu kadar güvenmiştim? Neden güvenmiştim? Bilmiyor muydum herkesin gittiğini ve geride bıraktığını? Acı bıraktığını? Ümit etmemiş miydim? Aile kurmak istememiş miydim? Hayallerim yok muydu? Emir onları nasıl bu kadar çabuk dağıtabildi? Ne büyük bir hataya düşmüştüm ben? Ben beni aldatacağını bildiğim adama deli gibi güvenmiştim. Oysa bilmiyor muydum onun nasıl biri olduğunu? Nasıl bir geçmişi olduğunu bilmiyor muydum? Değişeceğini düşünmüştüm değil mi? Onun benimle değişeceğini düşünmüştüm. Şuan hala bir yanım neden yanlış anlamış olabileceğimi düşünüyordu? Neden herşey ortadayken iyi düşünmemi istiyordu bir yanım?

Çökmüştüm. Çok uzun zamandır hissetmediğim kadar kırgın hissediyordum. Hiç olmadığı kadar paramparça hissediyordum. Her yeri yakıp yıkmak, içimdeki hisleri haykırmak istiyordum. Emir'in suratını dağıtmak, bağırmak ve sadece 'neden' diye sormak istiyordum.

Ama bir yanım hâlâ hızlıca evden çıkıp ona yetişmemi ve bu hataya düşmeden onu tutup geri getirmeyi istiyordu.

Yo, hayır. Suçlu ben değildim. Hiçbir zaman da olmamıştım suçlu. Ailemi terk eden ben değildim, onlardı. Pakize anneye kötülük yapan ben değildim, oydu. Emir'i aldatan ben değildim, Emir'di. Hayır, hayır benim suçum değildi hiçbir şey. Ben hata yapmamıştım.

Hayır suçlu bendim. Saf olmak benim suçumdu. İyimser olmak benim suçumdu. Güvenmek benim suçumdu. Tekrar denemek benim suçumdu. Ben yapmıştım herşeyi.

Düşlerim Bir Gizli Hazine ~İSLAMİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin