Barış Murat yağcı
Sabahın altısında uyandım dünü hatırlayınca gözlerim yeniden dolmaya başlamıştı. Gelmişti.. Ama neden.. Neden on dört yıl sonra hiçbir şey olmamış gibi maçıma gelmişti.. Peki ben bunları neden seline anlatmıştım neden güveniyorum ki ona ne var onda diğer insanlardan farklı nasıl bu kadar bağlandı kalbim ona üstelik benim haberim olmadan..
Biraz daha yatakta bunları düşündükten sonra kalktım ve balkona çıkıp biraz hava almak için oturdum. Bir süre sonra burnuma dolan o sarhoş edici portakal çiçeği kokusuyla kafamı o tarafa çevirdim ve selinle göz göze geldik.
Barış:Günaydın...
Selin:Günaydın...
Barış:Saat daha erken neden kalktın?
Selin:Uyku tutmadı. Sen?
Barış:Aynı.
Selin:Daha iyimisin?
Barış:İyiyim...
Uzun bir sessizlikten sonra kalkıp elimi seline uzattım.
Barış:Hava soğuk hasta olucaksın..
Elimi tutup kalktı ve elimi bıraktı keşke hiç bırakmasaydı diye geçirdim içimden.. Bu içimdeki tarifi olmayan duyguyu anlamlandıramıyorum ve evet bundan korkuyorum.Salona geçtiğinizde Berkan ve Lale de kalkmıştı kahvaltı hazırlayıp masaya oturduk.
Lale:Ee bugün napıyoruz antrenmanlar yok..
Selin:Beni bugün pas geçseniz olur mu.?
Lale:Noldu rahatsız mısın canım?
Selin:Yok yok deilim de... Ya boşverin işte ya..
Berkan:Tamam gitme lalem kızın üstüne.. Barııış güzel kerdeşimm
Barış:Hı?
Berkan:Şey dicem acaba diyorum hani mümkünse biz bugün lalemle başbaşa olabilirmiyiz
Barış:Tamam.
Lale:Tamam mı? Nasıl tamam abi iyimisin sen.
Barış:İyiyi Lale Allah allaaah..
Diyip kalktım masadan şuan hiç uğraşacak halim yoktu aklım o kadındaydı annemde neden geldi öğrenmek istiyordum neden gittiğinide...Nisa Selin Elidemir
Barış masadan kalkıp gittiğinde anlamıştım aslında iyi olmadığını. Ama üstüne gidilmesini doğru bulmuyorum.
Lale:Aklı hala annesinde ya.. Yok ben duramıcam burda gidip bakıcam.
Lale kalkmaya yeltenirken kolundan tuttum.
Selin:Canım bence gitme biraz yalnız kalsa daha iyi sanki.
Lale:Öyle mi diyosun?
Berkan:Bence de Lale bırak biraz kafa dinlesin kolay deil yaşadıkları sonuçta.... Hadi kalkın masayı toplayalım.
Kalkıp masayı topladık ve Lale ile Berkan çıktılar şuan evde yalnızdık barışla. Hazırlanmak için odama gittim annemle babamı ziyarete gidecektim.Selinin kıyafeti
Odadan çıktığımda barışla karşılaştım çıkıyordu o da herhalde.
Barış:Çıkıcaksan bırakabilirim gideceğin yere.
Bu teklif işime gelirdi tabii ki kabul etti.Arabaya bindik ve yola çıktık Bi süre sonra telefonum çaldı Emir arıyordu çok bekletmeden açtım.
Selin:Alo.
Emir:Alo.Nasılsın canım
Selin:İyiyim.. Sen nasılsın nasıl gidiyo.
Emir:İyiyim ben de herşey yolunda merak etme. Napıyosun evde misin
Selin:Yok evde deilim.. yanlarına gidiyorum.
Anlıycağını biliyordum ve anladı da
Emir:Tek gitmeseydin keşke biri var mı yanında.
Selin:Evet. Barış bırakıyor.
Emir:Bırakıp gidicek mi.
Selin:Evet.
Emir:Hiç içime sinmiyor bu gitmesen mi?
Selin:Emir.. Görmek istiyorum onları nolur yapma.
Emir:Tamam canım tamam da işte kendini bırakırsın diye korkuyorum.
Selin:Anlıyorum ama iyiyim merak etme her zaman yanımda olamazsın ki buna alışmam gerek düştüğümde tek başıma kalkmayı öğrenmem lazım.
Emir:Sen öyle diyorsan.. Peki tamam ama çıkınca haber ver olur mu merak ettirme beni.
Selin:Tamam. Görüşürüz canım dikkat et. Başarılar.
Emir:Sen de. Görüşürüz.
Telefonu kapattığımda barış bi bana bakıyordu Bi yola bakıyordu.
Barış:Nereye gidiyoruz Selin.
Yutkundum.
Selin:M mezarlığa.
Sesim titremişti onlara her yaklaştığımızda gözlerim daha da dolmaya başlıyordu.Vardığımızda arabadan inecekken barış durdurdu.
Barış:Gelmemi ister misin seninle tek gitme?
Gözlerim hala doluyken Yutkundum ve kafamı hayır anlamında iki yana salladım.
Barış:Peki. Burda bekliyorum o zaman.
Selin:Barış gerçekten gerek yok sen de işinden olma benim yüzümden git sen.
Barış:İşim falan yok Selin bekliyorum burda.
Kaçış yoktu bende kafa sallayıp indim arabadan her attığım adımda ruhum sıkışıyordu sanki kalbim acıyordu. Annemle babamın mezarının ortasına oturdumikisinin de mezar taşını öpüp sadece ağladım öyle çok özledim ki onları.
Onlara sarılmak yerine kara toprağa sarılmak onları öpmek yerine mezar taşını öpmek öyle zormuş ki evet belki annem gideli çok olmuş olabilir ama acısı hala o kadar taze ki öldürüldüğü an asla gözümün önünden gitmiyor yavaş yavaş yüzünü unutuyorum.. sesini.. kokusunu... Emir olmasa nasıl kalkarım ayağa bilmiyorum onun gidişinden sonra.
Sağ göğsümün altındaki yara sızlamaya başladı yine her yanına geldimdeki gibi. O yara işkence ettikleri dönemden kaldı bana emire de var kızgın demir bastırmışlardı acıdan bayılana kadar biz her saniyesini hatırlıyorum o günün, annemin gittiği günün. Elimi yarana koydum sadece izi vardı Bi de buraya gelince sızlıyordu.Ne kadar orda kaldım bilmiyorum gözlerimde yaş kalmayınca kalktım yeniden mezar taşlarını öpüp gittim. Barış hala beni bekliyordu bıraktığı yerde.
Selin:Gidelim mi?
Barış:Gidelim.
Arabaya bindik ve yola koyulduk giderken kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.Barış Murat Yağcı
Selinle birlikte eve giderken onun telefonu çaldı uyuyordu uyandırmak için telefonu aldım emirin aradığını görünce açtım.
Emir:Hah. Selin nasılsın güzelim.
Barış:Emir barış ben Selin uyudu da ben açtım o yüzden.
Emir:Anladım barış, o nasıl peki.
Barış:Arabaya biner binmez uyudu ama gözleri kıpkırmızı.
Emir :Çok sağol barış yanında olduğun için.
Barış:Önemli deil. Hem ne yaptımki.
Emir:Yiende saol. Benim şimdi kapatmam lazım seline söyler misin uyanınca arasın beni bi.
Barış:Tamam söylerim by.
Telefonu kapatıp bıraktım biraz eve vardığımızda Selin hala uyuyordu ben de kucağıma alıp indirdim arabadan kucağıma alınca başını göğsüme soktu iyice ve orda uyumaya devam etti benim de yüzüme Bi gülümseme yayıldı.
Arabanın kapısını kapatıp arkamı dönünce karşımda gördüğüm kişiyle kalbim sıkıştı...Eveeeeet arayı çok açmadan yine karşınızdayım bundan sonra eskisi kadar sık olmasada bölüm atacağım.
Hepinizi seviyorum :) :) :) :) :) :)
(805 kelime)
Sizin bu ilginize layık olabilmek için elimden gelenin en iyisini yapıyorum hepinize çoook teşekkür ederim çok çok çok seviyorum..