Selamlar herkese. Söylediğimden daha uzun bir ara oldu ama ülkemde yaşanan olaylardan az çok haberiniz vardır ve ne yalan söyleyeyim, öyle bir zamanda ne yazmayı, ne de yazmış olduklarımı paylaşmayı doğru bulmadım. Bölüm eylül aynın ortalarından beri hazırda duruyordu. Sadece editlenmesi gerekti ve bu bile iş ile beraber çok fazla zamanımı almaya başlamıştı.
27 eylül savaş başladı ve biz tek yumruk halinde tüm ülke olarak nefeslerimizi tuttuk. Sadece 10 kasımda, savaş bittiğinde yeniden nefes almaya başladık. Şehitlerimiz var ve ister inanın, ister inanmayın ama hiçbir şeye hevesim kalmamış durumdaydı.
O yüzden de, bu gecikmeyi mazur görmenizi rica ediyorum. Sonraki aylarda da sadece yazdım. Hatta bir kaç bölüm hazır edeyim de sonra birden paylaşayım dedim ama sadece 2 bölüme gücüm yetti. Bu yüzden de gelecek bölümlerin de aralıkları nasıl olur bilemiyorum ama fikrim 50 bölüm paylaşmak. Sonra ara vereceğim ve başka kitaplara odaklanacağım.
Bu kitabı ne oylar, ne yorumlar, ne de birileri için yazmıyorum. Kendime bir sözüm vardı, bu kitabı bir gün mutlaka bitireceğim diye ve o sözümü tutmaya çalışıyorum. Kitap bitince belki okunur, belki okunmaz, fark etmiyor. Ben kendime verdiğim sözümü tutma derdindeyim. İyi günler!..
Sarı...
"Son 30 dakikanız kaldı. Giyinmeğe başlasanız iyi edersiniz. Yetişemeyebilirsiniz." dedi küçük boylu, sarışın, Alman kadın. Elindeki not tablosuna bir şeyler karaladı ve kulağındaki mikrofonla almanca konuşmaya devam ederek soyunma odasının kapısını kapattı.
Mavi...
Buzda çok iyi gözükebilirdi ama şişmiş gözlerini belirtecekti. Oysa o, kızarıklıkları gizlemek için göz etrafına kırmızı bir makyaj yapmıştı.
Yine de mavi gözlerinin içindeki kırmızı damarlar baş göstermeyi başarıyorlardı. Neyse ki, arkadaşlarına sahne öncesi görüşemeyeceğini söylemişti. Buzdaykense, kimse onu bu kadar yakından görmeyecekti. Kameralardan da belli olmayacağını ummaktan başka çaresi yoktu.
Lilak...
Aslında, herkes görebilirdi. Son buzda dansıydı nasılsa. Bir hayalinin daha son bulduğu gündü onun için. Ağlamış olması herkes için doğal olabilirdi. Bir kişi hariç...
Su mavisi...
Gözlerinin rengini belli edebilirdi ama şu an bunun olmaması için uğraşıyordu çaresizce. Oysa o kadar güzeldi ki, üzerindeki her ilmek bir ayrı sanattı sanki. Sahnede az sonra yaratacağı sanatla bir araya gelmesi ne de güzel olurdu.
Kırmızı...
İşte bu. Orijinal olarak aklındaki kesinlikle kırmızıyla alakalı bir şey değildi ama bu gördüğü manzara karşısında dayanamayacaktı. Çünkü bu elbise, sadece kırmızı değildi, ateş kırmızısıydı. Buzun üzerinde alev alan bir Rosa olacaktı bugün ve bunu herkes görecekti.
"Lütfen herkes yerlerine otursun. Gösteri başlamak üzere. Çocukları pistten uzak tutun lütfen."
İlanlar kulaklarına misafir oldu herkesin. Grim odasında neredeyse tamamen hazır olan Rosa'un da, ilk üç sıraları tutan aile ve arkadaşlarının da, merdivenlerde durmadan volta atan Cihan'ın da.
Genç adamın bu tedirginliğine kimse anlam verememişti. Oysa hepsi, gece ikisi arasında konuşulanlar yüzündendi. Aklına getirdikçe delirecek gibi oluyordu. Sabah, ayık kafayla söylediklerini düşününce, yer yarılsaymış da, içine girseymiş diye arzulamaktan başka çaresi kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Serisi : Yeni Varisin Gelişi
RomanceBir kız vardı, hayalleri olan. İçinde bin bir gece masallarını aratmayacak hayal gücüne sahip, uçmayı dileyen, yıldız değil de bulut olmak isteyen, Unicorn değil de, Pegasus'a sahip olmayı dileyen bir kız. Kanatlı atların, uçan halıların, konuşan ha...