14. Bölüm ⚜️ Acıların Ambalajı ⚜️

59 7 2
                                    

Eveeet, canlarım. 7150 küsür kelimelik bir bölümle geldim. Uzun ve yazarken baya keyif aldığım bölümlerden oldu. Umarım siz de okurken keyif alırsınız. Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. Xo.Xo

Şarkı: Bllie Eilish - Everything I wanted

Sonsuz gezegenlerin içinde, sonsuz yıldızların arasında, sonsuzluk kadar olan bir kainatın dahilinde, küçük bir gezegen vardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sonsuz gezegenlerin içinde, sonsuz yıldızların arasında, sonsuzluk kadar olan bir kainatın dahilinde, küçük bir gezegen vardı.

Yer.

İçinde insanlar yaşardı. Küçük, büyük. Akıllı, deli. Güçlü, zayıf. Zengin, fakir. İyi, kötü. Dürüst, yalancı. Birlikte ve yalnız.

O yalnızdı...

Kainatda bir toz parçacığı kadar olmayan insanlar, kendilerini o kadar yüceltir, o kadar büyütürdüler ki, bazen, aslında gezegendeki küçük bir toz parçası olduklarını unuturlardı.

Ve insan, unuttuğu an değişir. Değiştiğinde neler olacağını tarih hep göstermiştir. Kendini Tanrı sanan insanlar, diğer insanların yaşamasıyla ölmesine karar veren insanlar, gücünü iyi için değil, zayıfları ezmek için kullanan insanlar.

O kadar çoktu ki, o kadar geniş türe sahipti ki insan, saydıkça bitmezdi. Her şey siyah ve beyazdan ibaret değildi. İşte o gridekiler, arafta kalanlar, karazsızlardı. Kötü bir şey yapmazlardı. Ama iyi için de savaşacak cesaretleri olmazdı.

Karşısında, arafta kalmış insanlar vardı. Belki de etrafı onlarla doluydu. Ama bu adam. Gözlerinin içine baktığı adam dürüsttü. Daha ilk gördüğü anda anlamıştı bunu. Dürüstlüğünü, dobralığını. Kabaydı. Ama yalan söylemezdi.

İşte o dürüst adamı zor durumda bırakmışlardı. Belki Azra yapmıştı bunu. Belki böyle sormamalıydı ama adam eğer şu an susuyorduysa ve içindeki ikilemden çıkmanın yollarını çaresizce arıyorduysa, suçlusu Azra değildi.

Adamın o koca gözlerindeki çaresizliği kemiklerindeki iliklerinde hissetti. Sinirle titreyen kirpiklerinin titreşimini damarlarında hissetti. Deli gibi atan kalbinin döyüntüsünü boğazında hissetti.

Yutkunamadı...

Teni, güneşle sevişmiş gibi olan adam, bembeyazdı.

Ağzını açtı. Kapadı. Dudakları titredi. Tekrar açtı ve "Azra..." diyebildi kısık çıkan sesiyle.

Nasıl söylenirdi ki? Hem de böyle bir kıza? Bu kadar masum, bu kadar güzel, bu kadar çaresiz bir kıza. Hayatı boyunca ihanete uğramış bir kıza.

Kimsenin ne düşündüğü, nasıl hissedeceği umurunda olmayan adam, dudaklarından çıkacak olan doğruluklardan korkuyordu. Sözler boğazına kadar geliyor, tam ağzına misafir olacakken, tırnaklarını çıkarıp, duvarlarını çiziyordu.

Mert, hayatında ilk kez, gerçeklerde boğuluyordu.

"Azra, ben... Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum..." dedi kısık çıkan sesiyle. Gözleri odağını kaybetmiş, içindeki beyazlığa yavaş yavaş sıçrayan kırmızılıklarda yüzüyordu.

İntikam Serisi : Yeni Varisin GelişiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin