9-Utku Gürsoy

2.7K 225 10
                                    

ASYA

"Sen ne kadar meraksız bir insansın Asya! Ben sırf ne istediğini öğrenmek için bile olsa giderdim." Ela bir yandan söylenirken bir yandan telefonunun ekranını bana doğru çevirdi.

"Şu adamı da canlı görme şansını kaçırdığın için derdine yanarsın anca ileride."

Ela'nın saatler süren söylenmelerine artık tepkisiz kalamıyordum. "Ela lütfen yeter artık! Kafede Elif burada sen. Ne kadar çok bunalttınız beni. Ben niye elin adamının ayağına gidiyorum? Çok görüşmek istiyorsa iş yerimi biliyor zaten. Derdi neyse gelip anlatsın.“

“Ha," dedi bilmiş bir suratla. "Sen o yüzden gitmiyorsun! Gurur yaptın ayağına seni çağırdı diye."

"Hayır, tabii ki. Yahu adamla daha iki kelime etmedik. Bir şey yaşamadım kime ne gururu yapayım. Adamı tanımıyorum diyorum." Sabrımın son demlerine gelmiştik artık.

Ela da Elif'le aynı şekilde önce Sarp için bunaltmışlardı, bir şey elde edemeyince şimdi de Utku denen şu adam yüzünden iki gündür bunaltıyorlardı. Hayatıma birini almak zorunda mıydım? İki insanda sırf yakışıklı ya da maddi durumları iyi diye neden sevgilim oluyorlardı? Hem ben istesem bakalım onlar isteyecek miydi? Şu aptal fikirlerden bu ikisi ne zaman kurtulurdu acaba? Bence Elif ile Ela'yı bir araya getirip birbirlerini bunaltmalarını sağlamalıydım. Bu fikri sevmiştim ve gerçekleştirebilmek için bir adım atacaktım.

"Ela sen yarın derslerin bitince bizim kafeye gelsene. Kesinlikle Elif'le iyi anlaşacaksınız. Bir tanışın belki beni rahat bırakırsınız." dememle birlikte Ela gülmeye başladı.

"Ya da beraber bunaltırız seni. Ben sevdim bu fikri. Yarın kesin gelirim." Kendi elimle topuğuma sıkmış gibi hissetsem de aldırmadım.

Ertesi gün okula gitmeden evvel telefonuma gelen bir mesajla uyandım. Sarp bugün antrenmanı olduğu için okula gelemeyeceğini haber veriyordu. Akşam zaten kafede mesaim vardı, bende onu söyleyince akşam antrenman sonrası uğrayacağını yazdı.

Okula geçip amfiye girdiğimde ders başlamadan önce yanıma bir kız oturdu. Daha önceden tanıdığım ya da gördüğüm biri miydi hatırlayamıyordum. Merhaba bile demeden ağzındaki baklayı çıkardı.

"Bak seninle ilk ve son kez konuşuyorum. Sarp'la arana mesafe koyacaksın. Yoksa bugünlerini mumla ararsın." dedi tehditkar bir ses tonuyla.

Hiç tanımadığım birinin bana be yapacağımı söylemesi beni öfkelendirmişti. "Sen kimsin? Sarp'la ilişkimden sana ne?"

"Ben onun her şeyiyim, her şeyiydim. Sen gelene kadar öyleydi. Yalanlarınla, umursamaz gibi görünen tavrınla onun ilgisini çektin. Ama ben yemem bu ayakları. Zaten onun evi, onu en iyi tanıyan insan benim. O da anlayacak. Sende yardım edeceksin senden uzaklaşmasına."

" Sarp benim arkadaşım. Kendi istemediği sürece ondan uzaklaşmak gibi bir niyetim yok. Kaldı ki bu durum seni hiç ilgilendirmez. Bir derdin varsa da git sahibiyle konuş. Sizin aranızdaki başka meseleler beni ilgilendirmiyor."

"Sonra uyarmadı deme. Sana hayatı zindan ederim."

Sabah sabah çatmıştık. Neyse ki daha fazla uzatmadan uzaklaştı. Kimdi bu kız? Sarp'la akşam konuşacaktım, arkadaşlığımız içerisinde ona hayran kafayı yemiş kadınlarla muhatap olmak yoktu. Ama bir şekilde hedef olmuştum işte. Üstelik Sarp'la sevgili bile değildik. Sevgilisi olsam üzerime atlayıp beni paramparça edeceklerdi herhalde. Bu konuyu daha fazla düşünmeyi kendime yasaklayarak derse giren hocaya odaklandım.

Derslerimi bitirip kafeye geçtiğimde ise nefes almadan çalışmaya başlamıştım. İnanılmaz kalabalık bir gündü. Hiç durmadığımı fark etmemse tanıdık bir sesin kulaklarıma dolmasıyla oldu. Dün Ela sözleştiğimiz gibi kafeye gelmişti ancak yapmam gereken hala çok iş vardı. O yüzden mutfağa yakın boş bir masaya Ela'yı oturtup sipariş bekleyen müşterilere doğru ilerledim. Ben hala koştururken bu kez de Sarp'ın sesini duydum ama bu kez yalnız değildi. Doğum gününde yanında gördüğüm adı galiba Doruk olan çocuk da vardı. Elimde bir masanın siparişleriyle onları Ela'nın oturduğu masaya doğru yönlendirdim. Ela zaten Sarp'ı hemen tanımıştı, Sarp da ismen onu biliyordu, kaynaşmakta pek sorun yaşamadılar. Yaklaşık iki saat sonra pestilim çıkmış bir şekilde yanlarına gidebildim.

'Kusura bakmayın lütfen. Hiç bu kadar dolu olmamıştık. Resmen nefes almadan çalıştık.'

'Bence Sarp'ın doğum günü bundan daha kalabalıktı. ' diye lafa girdi Doruk.

' Evet İstanbul'daki tüm kadınlar doldurmuştu burayı doğru. ' diye iğnelemeden duramadım.

O arada elinde beş adet kahveyle Elif yanımıza geldi. Tanışma faslı bittikten sonra oturup keyifle kahvelerimizi yudumladık.

Doruk Sarp'ın çocukluk arkadaşıydı. Aynı bölümde okuyorlardı, yani kendisi de zamanı gelince bir aile şirketi devralacaktı. Sarp'ın aksine o bu durumdan memnun görünüyordu.
Konu oralardan yine nasıl Utku Bey'e ve görüşme isteğine gelmişti anlayamamıştım. Ela ve Elif aynı anda söyledikleri Utku ismi sonrası kahkahalarla birbirlerine baktılar.

'Aklın yolu bir.' dedi Elif.

'Sizin aklınızın yolu bir. Ben fikirlerinize katılmıyorum.'

Doruk lafa girdi.

'Utku Gürsoy' dan mı bahsediyoruz? Ben tanıyorum. Babamla bir ara ortak iş yapmışlardı. Utku abi çok sağlam adamdır. Ailecek de görüşürüz. Bizim yaşımızda birde kardeşi var, Umut. Utku abi çok düzgün, ne istediğini bilen, sorumluluk sahibi bir adamdır. Bazen biraz sıkıcı olabiliyor tabi ama. Bence bir görüş. '

Sarp'ın delici bakışlarına maruz kalan Doruk daha fazla konuşamadı. Anlaşılan Utku ismi yine Sarp'ı germişti.

'Ne Utku'ymuş arkadaş. Kız görüşmek istemiyor, neden bu kadar uzadı bu konu anlamadım. Kapatın artık. '

Tam o esnada Elif'in bakışları bir yere doğru sabitlendi.

' Biz kapatsak da kapanacak gibi durmuyor Sarp. Bakın kim gelmiş?' diyerek arkada birini işaret etti.

Bize doğru ilerleyen uzun bir adam dikkatimi çekti. Emin olabilmek için gözlerimi birkaç kez açıp kapatmam gerekti. Bu kadar bahsi geçen adam capcanlı karşımda duruyordu üstelik bizim masayı fark etmişti ve bize doğru yürümeye başlamıştı.

Utku Bey iyice yaklaşınca Doruk ayağa kalkarak selamladı.

'Abi hoş geldin.'

'Hoş bulduk Doruk. Merhaba hepinize.'

Tek tek hepimizle tokalaştı, bana gelince duraksadı.

'Asya Hanım nihayet görüşebiliyoruz. Kusura bakmayın asistanım sizi ayağıma çağırmış gibi oldu. Bende buraya gelerek yanlış izlenimi silmek istedim.'

'Utku Bey neden bu kadar zahmete girdiğinizi anlayamadım. Benimle ne konuşmak istiyor olabilirsiniz.'

Cebinden çıkardığı bir kartı bana doğru uzatarak ekledi.

'Burada kişisel numaram var. Müsait olduğunuz bir zaman mutlaka görüşelim. Sizden haber bekleyeceğim. Şimdi yetişmem gereken bir toplantı var, izninizle.'

Yanımızdan ayrılırken elimde kartıyla ağzım açık kalakaldım. Adam resmen ayağıma kadar gelmişti. Sebebini anlayamamış olsam da artık merak ettiğim gerçeğini gizleyemeyecektim.
Ela'nın resmen sevinç çığlıkları atmadığı kalmıştı.

'Oha adam resmen kendi ayağıyla geldi. Canlı canlı daha taşmış.'

'Valla bende ilk kez görüyorum, şaşırdım.' diyen Doruk'la birlikte Elif de kesinlikle görüşmem gerektiğini ekledi. Sarp ise oldukça sessiz ve düşünceli görünüyordu.

Utku Gürsoy üzerimizde bıraktığı etkiyi bilemeden çoktan kafeden çıkıp gitmişti bile.

Yol Arkadaşım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin