11-İstanbul'da

2.5K 198 4
                                    

ASYA

"Sırıtmayınca çok çirkin oluyorsun." Sarp'a takılmaya çalışıyordum kendimce ama o beni duymuyor gibiydi.

Yüzüme anlamsız bir biçimde baktıktan sonra "Asya ne dedin? Ben dalmışım kusura bakma." dedi.

"Hala derdin nedir anlatmayacak mısın?" Sarp benim arkadaşımdı ve onu üzen her neyse çözemesem bile derdini paylaşabilirdim.

Sarp ise sıkıntısını anlatmaya pek hevesli değildi. "Seni kendi dertlerimle boğmak istemiyorum."

"Sarp biz arkadaşız." dedim samimiyetle. "Bu benim bir arkadaş olarak görevim, onu geçtim yanında olmak istiyorum. Severek ve isteyerek yapacağım bunu." Nihayet pes etmiş ve derdini anlatmaya koyulmuştu.

"Dün akşam babamla kavga ettik. Biliyorsun aile şirketini devralmam planlanıyor. Bense basketbol kariyerimin peşindeyim. Okulun bitmesine de az kaldı. Ben biraz başka planlarımdan bahsedince sinirlendi. Sesler yükseldi, bana seni evlatlıktan reddederim bile dedi."

"Hadi ya, çok üzüldüm. Peki, sen kesin olarak şirketi yönetmek istemiyor musun?"

"Saçma sapan takım elbiselerin içinde, tüm gün camdan bir kulede  hapsolmak mı? Sağ ol, ben almayayım." deyip güldü. Bense hayretle yüzüne bakakaldım. Sarp gülünce tüm dünya bir anlığına güzelleşmişti sanki!

Neyse ki bu fikrimi sesli şekilde dile getirmedim. "Bence bu durum bakış açısı ile ilgili. Mesela ben küçüklüğümden beri hep kendi işimi yönetip zengin olma hayalleri kurardım." dediğimde Sarp yeniden gülümsedi. Bense sessizce güzel manzaramın tadını çıkardım.

"O zaman şöyle yapalım. Sen bizim şirketin başına geç. Ne dersin? Bende babamın deyimiyle top kovalamaya devam ederim."

Söylediklerine derin bir iç çektikten sonra "Benim açımdan bakacak olursan en çok istediğim şeylerden biri devralabileceğim bir aile şirketi olabilirdi. Onun yerine babamın kumar borçlarını devralacağım gibi duruyor." dedim. Hayatım boyunca uğraşmak zorunda kaldığım bu durumdan nefret ediyordum.

"Herkesin derdi kendine diyorsun."

Hayattaki pek çok durum bakış açımıza göre farklı şekilde algılanabilirdi. "Şanssız biri değilsin onu söylüyorum. Basketbol tutkun ve yeteneğin çok güzel. Ona bence sonuna kadar devam etmelisin ama aile işini de seçenek olarak düşünüp en azından öğrenebilirsin. Zaten bölümün ekonomi. Çok bilmediğin bir şey de sayılmaz."

"Ben aile işini devralmamdan ziyade babamın hayatımı onun istediği şekilde olmasını istemesine sinirleniyorum. Yapacağım iş, okuyacağım okullar, evleneceğim kadın, her şey belli. Kukla gibiyim, tek yapmam gereken nefes almak. Ve babamın benim için yazdığı senaryoyu oynamak. Bazen bunalıyorum, kaçıp gidesim geliyor herkesten."

Son söyledikleri hayretle ağzımın açık kalmasına neden oldu. "Evleneceğim kadın derken?"

"Hiç bahsetmedim, değil mi Buse'den?"

"Yok, hiç bahsetmedin. Bende sana hiç sevgilin var mı diye sormadım."

"Ben de sana sormadım." dedi Sarp gözlerinde haylaz parıltılarla.

"Bana sormana gerek yoktu ki. Zaten sevgilisi olan bir kız gibi değildim. Yoksa etrafımda birilerini görürdün ya da sürekli telefonla konuşurdum."

"Benim durumum da farklı değil."

"Etrafında bir sürü kız var. Birisi sevgilin olabilirdi bence." Bu konuyu konuşmanın beni nedensizce rahatsız ettiğini fark etmiştim. "Ayrıca sana söylemek istemiyordum ama konusu açılınca. Geçen bir kız beni gelip senden uzak durmam konusunda uyardı. Durmazsam da başıma kötü şeyler geleceğini ima etti. Aslında açıkça tehdit etti. Seni kandırdığımı düşünüyor."

Yol Arkadaşım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin