7-Lunapark

3K 241 10
                                    

ASYA

Hayatınızın farklı bir yöne gitmesine sebep olan bazı insanlar vardır. Bir göktaşı misali size çarparlar ve yörüngenizi değiştirirler. Hayatınız o insandan öncesi ve sonrası olarak ikiye ayrılır. Adının Utku olduğunu öğrendiğim bu takım elbiseli adam benim göktaşımdı. Elimde siparişler masalarına doğru ilerlerken bu durumdan henüz haberdar değildim.

Geleceği görme gücü olan bir kahin değildim sonuçta.

Masaya yaklaştığım anda kapıdan giren Sarp dikkatimi üzerine çektiğinden, adamın siparişini sorunsuz bir şekilde önüne koyarken, kadınınki maalesef elimden kaydı ve yere döküldü. Çok az bir miktarı da kaç para olduğunu tahmin etmek istemediğim beyaz elbisesinin üzerinde hiç de hoş görünmeyen bir iz bıraktı. Bu anlar yavaş çekimde ilerlerken kadının çığlığını duymamla birlikte zaman tekrardan eski hızına geri döndü. Kadın bir yandan elbisesini temizlemeye çalışırken bir yandan da bana ağzına geleni söylemeye başladı. Hatalıydım, alttan alacaktım elbette.

"Önüne baksana aptal. Ah, elbisem ne hale geldi." Bana hakaret etmesini sabırla karşılamaya çalışmıştım.

"Hanımefendi çok özür dilerim." dedim mahcup bir sesle.

"Özür diliyor bir de. Senin gibi şaşkın aptalları burada işe almışlar. Bu elbise senin kaç maaşın eder biliyor musun?" Son sözleriyle artık öfkemi kontrol altında tutamayacaktım.

Eh, ama artık yetmişti. Bir hata yapmış olmam beni aşağılayan bu söylemlere katlanacağım anlamına gelmiyordu. Tam ağzımı açacağım sırada yanındaki adam müdahale etti.

"Aylin, yeter artık. Kız özür diledi senden. Çok uzatıyorsun. Saygı sınırlarını aşma lütfen. Altı üstü bir kahve döküldü."

"Utku sen ne diyorsun ya! Benim burada elbisem mahvolmuş bu aptal yüzünden. Bu kafenin yetkilisi kim? Bana hemen onu çağır." Kadının sesini artık tüm kafe duyuyordu.

Ayaklarımı sürüye sürüye Aslı Abla'yı çağırdım. Zaten kadının bağırmalarını duyan Sarp yanımıza gelmişti. Aslı Abla gelince durumu kısaca özetledikten sonra kadından olanlar için özür dileyişini sessizce izledim. Aylin Hanım'ınsa konuyu kapatmaya pek niyeti yoktu.

"Burada böyle beceriksiz insanları çalıştırmayın lütfen." dedi Aslı Abla'ya.

"Aylin Hanım, lütfen daha fazla uzatmayın. Özür diledi Asya, olan olmuş artık. Zararınızı temin edeceğimizden şüpheniz olmasın."

Utku Bey nihayet lafa girdi. "Aylin hadi sen arabaya geç, ben geliyorum."

Aylin Hanım denen görgüsüz kadın suratını asarak kafeden çıkıp ön taraftaki lüks arabaya yerleşti.

"Aslı Hanım, Aylin'in terbiyesizliği için lütfen kusura bakmayın. Temin edilecek bir zarar yok. Asıl ben mahcup oldum. Asya Hanım lütfen sizde kusura bakmayın. Şimdi izninizle. İyi günler." diyerek kafeden ayrılıp arabasına bindi. Bense yaşananlar yüzünden kendimi çok kötü hissediyordum.

" Aslı Abla ben nasıl oldu anlamadım." Dikkatsizliğim yüzünden onuda zor durumda bırakmanın mahcubiyeti vardı üzerimde.

"Asyacığım insanlık hali, olabilir böyle şeyler. Lütfen bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Kadın inanılmaz saygısızdı. Neyse ki yanındaki adam bir beyefendiydi de olay daha fazla uzamadı. Yoksa ben o kadını bu kafeden atardım. Neyse hadi takılmadan işine devam et canım sen." Aslı Abla'nın gözlerine minnetle baktım.

Dünyanın en anlayışlı patronuna sahiptim.

Aslı Abla yanımızdan ayrılınca Sarp elini omzuma koyarak sordu. "Asya, iyi misin?"

Yol Arkadaşım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin