40-İnkar (Sarp)

1.4K 130 0
                                    

Muhteşem geçen iki haftadan sonra Asya Türkiye'ye geri dönerken bir parçası da onunla gitmiş gibi hissediyordu genç adam. Biraz buruk hissediyordu ama Asya evlenme teklifini kabul ettiği için bir o kadar da mutluydu. Her şeyi konuşmuşlardı, sezon kapanınca Sarp Türkiye'ye dönecek ve Asya'nın ailesi ile tanışacaktı. Sonrada aile arası küçük bir nişan, Asya'nın okulu bitince de sade bir nikahla hayatlarını tamamen New York'a taşıyacaklardı. Şimdi geriye sadece beklemek ve sabretmek kalmıştı. Beklemek elbette zordu ama söz konusu Asya'ya kavuşmaksa Sarp sonsuza kadar bunu yapabileceğini hissediyordu.

Genç çift böyle aşk dolu, pırıl pırıl planlar yapadursun, hayat da kendi planları peşindeydi. Sarp bir gün aynada kendine rastladığında iyice kilo verdiğini fark etmişti. Aslında iştahı yerindeydi ve oldukça iyi besleniyordu. Bunun yanı sıra burnu da olur olmadık zamanlarda kanamaya başlayınca Sarp Asya'nın da ısrarıyla nihayet doktora görünmeyi kabul etmiş ve bir kliniğe randevu almıştı. Şimdi doktorun odasının kapısında oturmuş kendisine sıranın gelmesini beklerken biraz gergindi. Herhangi bir hastalığı olmasına pek ihtimal vermiyordu çünkü sporcu olduğu için kendisine iyi bakıyordu. Nihayet sıra ona gelince içeriye girdi.
Doktora belirtilerini anlattığında adamın suratından çıkarım yapmaya çalıştı. Ancak adam ileri yaşlardaydı ve kırışmış suratı bir duvar kadar ifadesizdi. Sarp'ın adını anlayamadığı Latince bir takım testler istedi ve Sarp'ı tahlillerini yaptırmaya gönderdi.

Bir kaç saat sonra sonuçlar çıkacaktı Sarp da aradaki süreyi Asya ile konuşarak değerlendirmeye karar verdi. Asya'nın yüzünü ekranda gördüğü anda yine tüm endişeleri yok olmuştu. Asya'ya pek bahsetmek istememiş olsa da ısrarlarına dayanamayıp tahlil sonuçlarını beklediğini söylemişti.

"Bir sürü test yaptırdım. Herhangi bir sorun olduğunu sanmıyorum ama için rahat olsun sevgilim. Şimdi sonuçları bekliyorum."

"Mutlaka bana haber ver olur mu? Aklım sende, bekliyor olacağım."

Telefonu kapattıktan sonra saatine baktı, hala bir yarım saat daha vakti vardı. Kız kardeşi Sare'nin mesajını gördüğünde onu aramaya karar verdi.
Amerika'ya geldiğinden beri annesi ve Sare ile sık sık iletişim halindeydi. Babası ile hiç konuşmamış olsa da annesinden haberlerini alıyordu.
Sarp'ın Amerika'ya aniden gidişi Ünal Bey'i fazlasıyla delirtmişti. Çünkü Sarp hayatını kontrol edebileceği sınırlardan oldukça uzaktaydı. Aslında Ünal Bey bu kez de Asya'ya karşı yeni planlar düşünmüş ama halihazırda oğlu ile arasına yeterince girmiş olan uzaklık iyice artmasın diye pek bir şey yapmamıştı. Aralarında koca bir uçurum hatta okyanus vardı!

Babası Sarp'ın çok umurunda değildi ama annesi ve özellikle Sare babasıyla arasındaki bu gerilimden yeterince olumsuz etkilenmişti. Sare şimdilerde lisedeydi, Sarp babası aynı problemleri Sare'ye yaşatmasın diye onu Amerika'ya yanına almayı düşünüyordu. Sare üniversiteyi Amerika'da okuyabilirdi. Sonuçta dünyanın en iyi üniversiteleri oradaydı. Hem de Asya ile Sare'nin iyi anlaşacaklarını düşünüyordu.

Sonunda tahlillerin sonuçları çıkmış ve Sarp kendini doktorun odasında bulmuştu. Yaşlı adamın suratı hala kötü bir el yazısı gibi okunaksızdı.  Sarp gözlerini doktora dikti ve merakla söyleyeceklerini beklemeye başladı.

"Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. Size maalesef iyi haberler veremeyeceğim." 

"Doktor Bey, lütfen uzatmadan söyleyin."

"Tahlil sonuçlarınıza göre lösemisiniz, yani kan kanseri. Henüz seviyesi adına bir şey söylemek için erken, daha ileri tetkikler yapmalıyız. Yalnız en kısa sürede tedavinize başlamamız gerekiyor."

"Kanser, kan kanseri dediniz doğru anladım, değil mi?"

"Ne yazık ki evet. En kısa sürede seviyesini belirleyip tedaviye başlamalıyız. Sizi hastaneye yatırmamız gerekebilir. Bu hafta içi sizi ileri tetkikler için tekrar bekliyorum. "

"Testlerde bir yanlışlık olma ihtimali yok mu?"

"Yok maalesef."

"Beni tam olarak neler bekliyor?"

"Henüz konuşmak için biraz erken. Yaşınızın genç olması sizin için bir avantaj. Öncelikle metastaz olup olmadığını kontrol edeceğiz. Eğer kanser vücudunuzun başka bölgelerine yayılmadıysa bu güzel bir haber olur ancak belirtilerinize göre hastalık biraz hızlı ilerlemiş gibi. Dediğim gibi daha çok tahlile ve tedaviye yanıtınıza göre net şeyler söylenebilir."

Doktorun odasından çıkarken Sarp ne hissedeceğini bilemiyordu. Önce bunu kabullenmesi ve sindirmesi gerekecekti, sonra da kendine bir yol seçecekti. İnsanlar hayatlarında bir olumsuzluk olduğunda bunun kendi başlarına gelebileceğine pek inanmazlardı, inkar ederlerdi. Sarp da öyle hissediyordu, sanki kötü bir rüya görmüştü ve bir türlü uyanamıyordu. Hastaneden çıkmadan önce tuvalete gidip elini ve yüzünü yıkayınca nihayet düşünceleri biraz daha berraklaşmıştı. Hemen içini karartmamaya karar verdi, belki de testlerde bir yanlışlık olmuştu. Hastaysa bile belki tedavisi çok zor olmazdı, bekleyip görmek gerekecekti. Doktor henüz çok da olumsuz şeyler söylememişti.

Sarp bir şeyler tam anlamıyla netleşene kadar Asya'ya durumu söylememeye karar verdi. Zaten genç kadının bir sürü sorumluluğu vardı. Bunu duyarsa hayatındaki her şeyi bırakıp Amerika'ya gelebilirdi ve ayrıca onu üzmek ve gereksiz yere endişelendirmek istemiyordu. Hem zaten abartacak ne vardı? Tedavisini olacaktı, belki ancak ondan sonra bu durumu sevdiği insanlara anlatırdı.

Yol Arkadaşım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin