ASYA
Sarp'ın gelen telefon sonrası düşen yüzünü aramızda tek anlayabilen ben olmuştum. Masaya her şey gayet normalmiş gibi dönmüştü çünkü. Ama bir şeyler yolunda değildi, elbette öğrenecektim ancak bunun için baş başa kalmamız gerekiyordu. Yemek sonrası arabada konuşabileceğimizi düşünsem de Sarp işinin çıktığını söyleyip benim şirkete Utku ile gitmemi sağlamıştı. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki itiraz edememiştim. Sarp ise yanağıma alelacele bir öpücük kondurup kafeden apar topar çıkıp gitmişti. Bu olanlar sonrası öğleden sonra işlerime konsantre olmaktan fazlaca zorlandım. İçimde inanılmaz büyük bir huzursuzluk vardı. Sanki göğsümü bir mengene sıkıştırıyor gibi hissediyordum.
Durum muhtemelen ailesi ile ilgiliydi. Tahminim babasının sorun çıkardığıydı. Babası ilişkimizi ya da Sarp'ın gizlice şirkete gittiğini öğrendiyse eğer olabilecekleri hiç öngöremiyordum. Ünal Akkaya istediklerini gerçekleştirebilmek adına ne kadar ileri gidebilirdi? Bunları düşünürken Sarp'ın ailesi ile ilgili ne kadar az şey bildiğimi fark ettim ve bu durum beni tedirgin etti. Henüz ciddi bir şeyler düşünmek için erkendi ama Sarp'la birlikte bir gelecek düşünüyorduk. Bu durum beni ister istemez ailesi ile yüz yüze getirecekti ve ben şimdiden beş sıfır yenik başlamıştım. Babası ile tanışmak zorunda kalmıştım ve haklı olarak ondan hiç hoşlanmamıştım. Üzerine beni tehdit etmesi tuz biber olmuştu. Sadece tehdit etmekle kalmayıp kaldırması zor pek çok hakarette etmişti. Onun gözünde oğlunun parasının peşine düşmüş ucuz bir kadındım. Beni hiç tanımadan hakkımda korkunç bir yargıya varmıştı. Halbuki reşit olduğumdan bu yana kendi ayaklarımın üzerinde durabilmek için var gücümle çalışıyordum. Bir erkeğin parasına güvenmeyecek kadar aklı başında bir kadındım. Hiç bir kadın geleceğini, bahtını bir erkeğin merhametine, gelecekteki emin olamayacağı sadakatine emanet etmemeliydi. Ben de etmeyecektim, Sarp'ın zenginliği onu ilgilendirirdi. Onun sevgilim olması ya da belki eşim olması hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Ama ben bunu o insanlara nasıl anlatabilirdim, gerçekten bir fikrim yoktu.
Acaba annesi bu işin neresindeydi? Annesi hakkında çok bir bilgim yoktu. Adının Nalan olduğunu ve bir vakfın başkanı olduğunu biliyordum sadece. Belki o da kocası gibi düşünüyordu. Sarp ailesinden çok bahsetmezdi. Sadece kız kardeşi Sare'yi anlatırdı uzun uzun. Lisede bir kız kardeşi vardı. Sarp'la araları çok iyiydi, Sarp onu da babasının hışmından ve kendisine sormadan yapılan planlarından korumaya çalışıyordu.
Düşüncelerimin arasında çalan telefonumla kendime geldim. Arayan Sarp'tı ve akşam buluşup konuşmak istiyordu. Bende eve gelebileceğini söyledim. Ela bildiğim kadarıyla kafede mesaide olacaktı, yani rahatça konuşabilirdik. Kalan işlerimi tamamladıktan sonra şirketten çıktım, evde bir şeyler pişirmek için alışveriş yapmak üzere markete gittim. Sarp evimize ilk kez geliyordu, güzel bir şekilde ağırlamak istiyordum onu. Her ne kadar tatsız konular konuşacak olsak da... Ela'yı da arayıp mesaisini teyit edince hazırlıklara giriştim. İşlerimi bitirdiğim anda kapı çaldı, zamanlama harikaydı. Ancak kapıyı açtığım karşımda Sarp değil, tanımadığım orta yaşlarda bir kadın vardı.
'Buyurun, kimi aramıştınız?' diye sordum.
'Asya Altunal'ın evi mi acaba burası? Onunla görüşmek istiyordum.'
'Asya benim. Siz kimsiniz?'
'Demek oğlumun bu kadar divane olduğu kız sensin. Ben Sarp'ın annesiyim, Nalan.' diyerek hafif bir gülümsemeyle elini uzattı. Sarp hariç Akkaya'larla aram pek iyi olmayınca haklı olarak oldukça gerildim. Sarp bana annesinin beni ziyaret edeceğinden hiç bahsetmemişti. Tahminim bu ziyaretten haberi yoktu. Nalan Hanım ne düşündüğümü yüzümden anlıyormuş gibi bana bakarken konuşmaya devam etti.
'Ben seninle tanışıp konuşmak istedim kızım. İçeri girebilir miyim? Biraz konuşalım.'
Hiçbir şey söyleyemeden küçük salonumuza giden yolu gösterdim. Nalan Hanım oturunca nihayet konuşabildim.
'Kusura bakmayın, beklediğim bir ziyaret değildi. O yüzden şaşkınım. İçecek bir şey alır mısınız?'
'Yok kızım. Otur sen de, konuşalım gideyim. Çok fazla vaktim yok. Buraya Sarp'tan ve Ünal'dan gizli geldim.'
'Sizi dinliyorum.'
'Kızım öncelikle yaşamak zorunda kaldıkların için eşim adına çok özür dilerim. Benim olanlardan hiç haberim yoktu, bugün Sarp'la Ünal evde birbirine girince öğrendim her şeyi. Bir süredir oğlumun ruh halleri gelgitliydi, bir şeyler olduğunu tahmin ediyordum. Aşık olduğunu anlayınca onun adına çok sevindim. Babası ile zaten çok kötü bir şekilde tanıştın. Ünal zor bir adamdır, dediği dediktir, önceleri sadece bana hayatı zehir ediyordu. Sarp'la Sare'yi küçükken bir nebze koruyabiliyordum. Ama artık engel olamıyorum yaptığı zorbalıklara. Oğlumun evden bir çıkışı vardı, bir anne olarak kendime kızdım. Oğluma yardımcı olamıyorum diye. Sarp belli ki seni çok seviyor. Eskiden böyle değildi, kendi istekleri için pek savaşmazdı. Anladığım kadarıyla sen de ona değer veriyorsun. '
'Şey... ben evet. ' Saçma cevabıma hafifçe gülümsedi.
'Utandırdım galiba seni. Ben anladım, zorlama kendini. Ben buraya sana oğlumdan vazgeçme demeye geldim. Eğer sen yanında olursan Sarp güçlü olmaya devam eder. Ama seni zor zamanlar beklemiyor da diyemem Asya. Ben kendi adıma Ünal'a karşı duracağım, sana bunun garantisini verebilirim. Ama o Sarp'ı da seni de çok zorlayacak. Evlatlıktan reddetmeyi, mirastan men etmeyi bile düşünüyor. Sarp'ı bunlarla korkutamayınca en son basketbol kariyeriyle tehdit etti. Onun senden vazgeçeceğine çok emin. Durup bir baksa oğlumun gözlerine. Oradaki gücü ve aşkı görecek ama , hiç bir zaman öyle bir adam olmadı.'
'Nalan Hanım eşiniz gibi düşünmemeniz beni nasıl rahatlattı anlatamam. Ben zaten Sarp'a bir söz verdim. Ne olursa olsun o beni sevdiği ve hayatında istediği sürece yanında olacağım. Kolay olmayacağının da bilincindeyim üstelik. Ünal Bey ailemi tehdit ederek başladı işe. Belki daha neler olacak bilmiyorum ama emin olduğum bir şey varsa oda Sarp'ı çok sevdiğim.'
'Beni çok mutlu ettin kızım. Oğlumun mutluluğu ve sizin iyiliğiniz önemli benim için. Bende elimden geleni yapacağım. Madem oğlum sevdi seni, sende benim kızım sayılırsın.'
'Çok teşekkür ederim.'
'Ben artık kalkayım. Senin misafirin var belli ki. Oğlum gelecek herhalde. Birbirinize olan sevginizi hiç kaybetmeyin. Ben bir gelişme olursa seni haberdar edeceğim. Bu görüşme aramızda kalırsa çok sevinirim.'
'Endişeniz olmasın lütfen.'
Ağır ve endamlı adımlarıyla uzaklaşan Nalan Hanım'ı izlerken içimi bir sıcaklık kapladı. Demek ki Sarp'ın güzel bir insan olarak yetişmesini bu kadına borçluydum. Onun babası gibi düşünmemesine çok sevinmiştim. Ancak Sarp'ı da beni de oldukça zor günler bekleyecekti. acaba Sarp babasının tehdidi hakkında ne yapmayı planlıyordu? İster istemez tedirgindim,parayı önemseyeceğini sanmıyordum ama basketbol onun her şeyiydi. Yine de ne karar alırsa alsın yanında duracaktım, hayat onun hayatıydı. Onun iyi olması dışında pek önemsediğim bir şey yoktu.
Mutfağa doğru ilerlerken kapı çaldı. Bu sefer gelen beklediğim Akkaya'ydı. Ben kapıyı açar açmaz kocaman gülümsedi ve beni kollarına aldı.
'Sanki daha sabah görmedim. Çok özlemişim .'
'Hadi gel, içeri geçelim. Tüm gün sende kaldı aklım.' deyip dudağına küçük bir öpücük kondurdum.
'Böyle küçük bir öpücükle kurtulamazsın.' deyince hafifçe omzuna vurdum. Bayılıyordu benimle uğraşmaya.
Masaya geçip hazırladığım yemekleri yerken geldiğindeki gergin yüz hatlarının yumuşadığını görebiliyordum. Ona iyi geliyordum, o da bana iyi geliyordu ve ben bunu hayatımızın sonuna kadar korumaya gönüllüydüm. Ona bakarken bir kere daha emin olmuştum.
![](https://img.wattpad.com/cover/241794911-288-k748659.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yol Arkadaşım (Tamamlandı)
Ficción Generalİnsan bir hikaye anlatmaya karar verince nereden başlayacağını bilemiyor bazen. Aslında söyleyecek çok sözüm var, hissediyorum. Size hikayemi anlatacağım, hatta başka hikayeleri de. Hayat denen bu zorlu yolda yürürken yalnız olmadığınızı bilin istiy...