39-Evlilik Teklifi

1.4K 127 2
                                    

ASYA

New York'a bir kar tanesi bile düşmedi!

Buraya adım atarken kurduğum hayallerin hepsi kursağımda kaldı. Yılbaşı, kar, ışıklar, Noel... Tablonun en önemli parçası eksikti. Buna ister istemez içerlesem de yine de çok mutluydum. Sarp'la New York'un pek çok sokağını arşınlamıştık. El ele, göz göze Central Park'ın tadını bolca çıkarmıştık. Sarp önceden belirleyip götürmek istediği restoran ve kafelerin büyük bölümüne beni götürmüştü.

Turistik yerlere gelirsek görmediğim çok az yer kalmıştı. Times Meydanı'na ilk ulaştığımızda uyaranların çokluğundan olsa gerek başım dönmüştü. Burası yılbaşı gecesini geçireceğimiz yerdi aynı zamanda. Şimdilik gündüz gözüyle bir gezmiştik. New York' ta ayrıca çok güzel ve birbirinden değerli müzeler bulunmaktaydı. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi'ndeki dinozor iskeletlerini gördüğümde şaşkınlıktan ağzım bir karış açık kalmıştı mesela. Modern Sanatlar Müzesi'ni gezmek çok keyifliydi.

Şu Gossip Girl dizisinin ilk sahnesinin çekildiği meşhur tren istasyonu Grand Central'e gittiğimizde bir an için Serena Van der Woodsen ile karşılaşacakmışız gibi gelmişti. Brooklyn Köprüsü'nün muhteşem şehir manzarası karşısındaysa resmen büyülenmiştim, bunda sevgilimin öpücüğü de etkili olmuş olabilirdi tabii.
Geriye göremediğim Empire State binası ve Özgürlük Anıtı kalmıştı. Sarp ısrarla Empire State Binası'na gidiş planımızdan bahsetmiyordu.

Gündüzleri bolca geziyor, günün bütün yorgunluğuna rağmen geceleri de birbirimizin tadını çıkarıyorduk. Sarp'la geçen her saniye bitmesini asla istemediğim fındıklı çikolatayı yemek gibiydi. Tadına bayılıyordun, bitmesini istemesen de her şey gibi onunda sonu geliyordu. Yılbaşından bir gün önce yine sabah gezerek yorulmuş akşamı evde dinlenerek geçirmeye karar vermiştik.

'Central Perk ve Mclaren's gerçek mekanlar değildi yani öyle mi?'

Bu bilgi bir hançer gibi yüreğime saplanmıştı. Sevdiğim dizilerdeki mekanlar gerçek değil, film stüdyosuydu! Bu New York'un bana ikinci kazığı olmuştu.

'Sevgilim bu kadar üzülme ama. Sadece birer diziydi onlar.'

'Ama mekanlar çok gerçekçiydi. Bir an için gerçekten var olduklarına inanmak keyifliydi. Yapacak bir şey yok. Zaten karda yağmadı.'

'Yıl henüz bitmedi ama.'

'Bu aralar galiba şanssız zamanlarım Sarp baksana.' diyerek yalandan yüzümü astım. Sarp'ın keyfimi yerine getirmek için çabalaması çok hoşuma gidiyordu. Daha fazla kendimi naza çekmeyi bırakıp sevgilimin dudaklarına cüretkar bir öpücük kondurdum.

'Senden uzak kalmaya beni nasıl ikna edebildin hala şaşıyorum.'

Sarp'ın sitem ederek söylediği bu sözlerine gülümseyip onu yeniden öptüm. Sonrasındaysa kollarında odasına doğru yol alıyordum. Sabah Sarp'tan önce gözlerimi açtım, onu uyandırmamaya çalışarak ona biraz olsun doyabilmek için güzel yüzünü izlemek istiyordum. Ancak yüzü değil sırtı bana doğru dönüktü ve sırtında küçük mor lekeler vardı. Sanki sırtının bir kaç yerine küçük darbeler almış gibiydi. Merakla daha yakından bakmak isterken Sarp'ın uyanmasına sebep oldum.

'Günaydın sevgilim.' diyerek dudaklarına minik bir öpücük kondurdum.

'Günaydın güzelim.'

'Sarp sırtında ufak ufak morluklar var. Ne zaman olduğunu biliyor musun?'

'Öyle mi? Hiç fark etmedim. Muhtemelen maçlar esnasındaki çarpışmalardan olmuştur.'

'Sevgilim geçen seferde burnun kanamıştı. Bir doktora görünsem, bir şey yoktur elbet ama bir içimiz rahat ederdi.'

'Tamam sevgilim, senin için rahat olsun. Tatil bitince görünürüm bir doktora mutlaka.'

Sarp'tan bunun sözünü alınca endişem biraz olsun azalmıştı. Bugün yılın son günüydü, Sarp'la birlikte de son iki günümüz kalmıştı. Yine de bu bilginin canımızı sıkmasına izin vermedim. Güzel bir kahvaltının ardından Özgürlük Heykeli'ni görmeye doğru yola koyulmuştuk.

Akşamüstü yeni yıl kutlamaları için Times Meydanı'na geçmeden önce Sarp eve uğrama konusunda oldukça ısrarcıydı. Nedenini ise ancak eve vardığımda anlayabilmiştim, bana bir hediyesi vardı. Çok şık askılı, uzun bir kırmızı balık kesim balo elbisesiydi. Ben elbiseyi giyerken oda baştan aşağı simsiyah bir takım elbise giymişti ve en yakışıklı haliyle karşımda hayranlıkla bana bakıyordu. Asıl ona hayranlıkla bakması gereken bendim, muhteşem görünüyordu.

'Böyle çok güzel olduk ama biraz abartılı olmadı mı sence?'

'Bu akşamın unutulmaz olmasını istiyorum. Hem daha sürprizlerim bitmedi.'

'Başka ne sürprizin olabilir ki?'

'Sen sadece anın tadını çıkar. Kendini bana bırak.'

Bunu söylemesine hiç gerek yoktu, kendimi Sarp'a bırakalı çok olmuştu. Gerçek olabileceğine hiç inanmadığım aşkı kollarında tattığım adamdı. Masalları, prensleri sevmem derken kendimi inanılmaz büyüleyici bir aşk masalının ortasında buluvermiştim.

Söz konusu Sarp olduğunda tüm olmazlarım değişiyordu. Daha fazlasını isteyemezdim ancak tattığım bu duygulardan sonra... Daha azına da asla razı olamayacaktım. Sarp, Empire State binasının çatı katında ellerimi tutmuş bir halde gözlerime bakarken bunu düşünüyordum. Gece bir örtü gibi şehrin üzerine çökmüş olsa da New York ışıl ışıldı, kalbim gibi.

'Seni daha ilk gördüğüm anda bugünün geleceğini biliyordum' diye lafa girdi Sarp. 'Evrendeki her şey bu ana ulaşabilmemiz içindi ve seni bana getiren her neyse buna minnettarım. Seni çok seviyorum Asya. Seninle birlikteyken dönüştüğüm adamı, bu dünyayı, senin içinde olduğun ve elinin değdiği her şeyi seviyorum. Bu öyle büyük ve muhteşem bir his ki senden başka kimsenin bana böyle hissettiremeyeceğinden adım gibi eminim. Yerçekiminin varlığından emin olduğum gibi... Kalbim zaten senin, hep senindi, şimdi eğer kabul edersen ömrümü de sana vermek istiyorum. Ömrümü kabul eder, benimle evlenir misin? '

Sarp hayatımda duyduğum en güzel sözleri söylerken bir istiridyenin incisini sakladığı gibi saklamak istemiştim onu. Sarp bu dünyada nadir bulunacak bir güzellikti ve bir şekilde bana denk gelmişti. Sözlerini tamamlayınca diz çöktü, elindeki mavi renkli kadife kutuyu açtığında içinden muhteşem zariflikte bir yüzük çıkmıştı. Gözlerimin içine büyük bir heyecanla bakıyordu ama benim tüm vücudum donmuştu sanki.

'Evet! Evet Sarp

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Evet! Evet Sarp. Seninle evlenirim. Benim kalbim zaten sana emanet, kalan ömrümü seve seve sana veririm.'

Gözlerimdeki yaşlara engel olmayı başaramasam da cevap verebilmiştim. Bu sorunun cevabı zaten belliydi...

Yüzüğü parmağıma geçirdikten sonra beni öptü ve sonra saatine baktı.

' Yeni yıla girmek üzereyiz gel hadi, meydana geç kalacağız. '

Hızla aşağı inip meydana ulaşmak için bir taksi ararken dakikalar geçti. Bir mucize eseri küçük küçükte olsa kar yağmaya başlamıştı.

Yeni yılda rastgele bir sokakta, rastgele bir sokak lambasının altında üzerimize kar yağarken dünyadan daha ne isteyebilirdim ki...

Yol Arkadaşım (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin