Bıyıklı Hayriye'yi huzurlarınıza sunuyorum ;) Onun bu hikayede yeri büyük sonuçta jsjajfsk
"Abi bekleğğğğ!" Abimin kolumu çeken eline cırlayarak tırnaklarımı batırdım. Abim hızla elini çekip, bana döndü.
"Bak, o videoyu silmezsek, okuldan atılabilirim." Abim endişeyle bana baktı. Zaten sabah dizimle kendime kafa atarak uyandım. Şimdi de okulda bunun peşinden sürükleniyorum. Kendine kafa mı attın sen? Bak içses ne oldu biliyor musun? Alarm çalınca benim reflekslerim harekete geçti. Dizimi kırarak hızla bana doğru çektim. O sırada da doğruluyordum, sonra dizim alnıma kafa attı. Alnımın ortasındaki kırmızılık da ondan. Al işte, sana salak demeyeyim de kime diyeyim yani?
"Abi ne işler çeviriyorsun?"
"Ya dün ben sırada beklerken, bir çocuk önüme geçti. Ben de bir saattir bekliyordum. Öyle olunca ben de ilk başta düzgün bir şekilde sıradan çekilmesini söyledim. O da güldü. Bende çocuğu ittim. Birazcık yere düşmüş olabilir." Abime kaşlarımı kaldırarak baktım. Acaba bir insan nasıl 'birazcık' yere düşer? "Tamam be, bayağı kötü düştü. Sonra öğrendim ki çocuk sağırmış. İşitme cihazını da bu sabah takmayı unutmuş." Güldüm. "Nesi komik ya? Diyorum ki eğer müdür görürse bu sefer kesin beni okuldan atar, zaten biliyorsun, adam beni okuldan atmak için ufacık fırsatı bile kullanıyor. Bak, geçen sene kantinde paramın üstünü almayıp, kantinciyi beklettiğim için beni uzaklaştıracaktı. Manyak ya."
"Peki, yardım edeceğim. Önce dün aldığın harçlığımı ver." Abim söylene söylene harçlığımı bana geri verdi. Aslında ben dün gece alacaktım ama odayı kilitlemişti hayvanat bahçesi.
"İyi hadi önden." Abim beni sırtımdan iterek, müdür odasının kapısına getirdi. "Sen git. Ben arkanı kollarım."
"Tabii canım, salağım zaten ben. Eğer ben gidersem videoyu numarası bende olan herkese gönderirim." Yapay bir gülümsemeyle kollarımı göğsümde bağladım.
"Ne biçim kardeşsin sen ya?" Abim oflayarak içeri girdi. Benim görevim müdürü veya herhangi birini buradan uzak tutmaktı.
Gidip kola alabilirim. Hah senden gelecek yardım da bu kadar olur işte. Kolada mı çekmesin yani canım? Canının çekmediği bir şey yok ki Ayça.
Oflayarak müdürün kapısını tutarken, bir tane kızın buraya doğru geldiğini gördüm. Kız kapıdan geçmeye çalışınca önüne geçtim. Bana tuhaf bir bakış atarak diğer taraftan geçmeye çalıştı. Yine önüne geçtim.
"Geçebilir miyim?" Kız ofladı. Bende aynı yapaylıkla ofladım.
"Hayır."
"Neden?" Kız gözlerini kıstı.
"Çünkü müdür odasında yok." diye basit bir cevap verdim.
"Neden gelmemiş?" Kız önce şaşırsa da kaşlarını çatarak bana baktı. Acaba nasıl bir yalan söylesem? Bekle, ben bir şeyler buldum.
"Maymunları ishal olmuş." Bu muydu senin fikrin? Bir de bana salak dersin. Sen önce aynaya bak. Cidden mi, buralara da mı geldik artık?
"Maymunlar ishal olur mu ki? Hem müdürün maymunları mı var!?" Kız gözlerini pörtleterek bana baktı. Elindeki kağıtları aceleyle elime verdi. "Bunları Meltem öğretmen gönderdi. Söylersin artık." Kız kollarını kaşıyıp, uzaklaştı.
Kahkaha atarken müdürün odasına girdim. Abim sırıtmış bir şekilde bilgisayarı kapatıyordu. Arkasına geçip, belinin iki tarafına parmaklarımı geçirdim. Abim yerinden sıçradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Şarap
ComédieDünya üzerinde çeşit çeşit insan barındırıyor. Her biri birbirinden farklı. Ama bizim için söz konusu olanlar çok farklı. Mesela bir çocuk hayal edin, hayatta en sevdiği ilk şey kendisi, ikincisi peluş bebekleri olan. Sonra da bir kız hayal edin. T...