Kırmızı Şarap

7- "Ooo kanki çok yakışıklı olmuşsun."

Multimedyaya Anıl'ı koydum :) Umarım aklınızdaki karakterle uyumludur. İyi okumalar ^^

Göz kapaklarımda kurumuş olan çapakları silerken, bir yandan da hızlı bir şekilde dişlerimi fırçalıyordum. Ağzımdaki beyaz olması gereken köpüğü tükürdüm. Ama bilin bakalım, hangi renk? Kırmızı. Zaten bir kerede kanamasa şaşarım amk. Artık diş fırçalamak istemiyorum. Sen resmen fırçanla dişlerinin ırzına geçiyorsun. Bir de 'neden' diye söyleniyorsun.

Melih'in ikinci sevgilisini de ondan kaçırdığımdan şu ana dokuz gün geçmişti. Cezadan da kurtulmuştum. Aslında öğretmenlerinin izni bitmeseydi babam beni o yamyam çocuklara bakmaya devam ettirirdi. Ama öğretmenlerinin izni bitmişti. Şeytan o çocukları görse 'Nereden dönsek kardır.' diyip imana gelir lan.

Ama sevgili Vali'ciğimizin bize yaptığı o üç günlük kıyağı asla unutmam lan. Bir saniye, duygulandım. Şimdi soracaksınız neden 'V' büyük? Sorusu mu olur bunun!? Okulları üç gün tatil etmiş. Sormak bile ayıp yani.

"Ayça çık şu tuvaletten. Ne yapıyorsun sen orada!?" Abime de günlük küfürümü ettikten sonra ağzımı çalkaladım.

"Tamam lan çıkıyorum. Bekle." Söylene söylene dışarı çıktım. Kapının eşiğinde duruyordum ki abim beni öküz gücüyle çekti sonra içeri girdi. Her şey bir saniye içinde gerçekleşti. İşte çiş kapıya dayanınca insana neler yaptırıyor. Görüyorsunuz.

"Sevgiler ailemin saygıdeğer üyeleri!" dedim neşeyle. Ve merdivenleri neşeyle indim. Son iki basamağı atladım. Düşmedin lan. Kutla bunu. Benim dengem zaten mükemmel içses. Aslında bana uzun atlama dünya olimpiyatları teklif ettiler de ben kabul etmedim. Al işte, götü kalktı.

Gülerek kahvaltıya oturdum. Babam ve annem de yerine geçmişti. Annemi galiba ilk defa kahvaltı yaparken görüyorum. Nasıl yemek yemeden yaşıyor bu kadın? Ben bizim ailemizde süpergüçler olduğunu biliyordum zaten. Lan Ayça indirsene o götünü biraz aşağı. Bak 'Götüm uçuyor!' diye bağırttırırım seni. Bilirsin yaparım bebeğim.

Valla yapar. Yaparım derse yapar. Bir keresinde dediğini yapmadım, bana kızdı. O sırada da dersteydik. Birden beni ayağa kaldırıp, 'Öğretmenim orada uçan bir inek var!' dedirttirmişti. Hiç unutmuyorum. Öğretmen endişelenip, beni rehber öğretmene göndermişti. Sonra annem gelmişti falan filan. Çok sinirlenirse beynin kontrolünü ele geçirip, yapıyor böyle şeyler. Bu yüzden sizinde benimki gibi bir içsesiniz varsa korkun derim.

"Baba bana para versene." dedim gülümseyerek. Gülümseme her zaman aile üyelerinde işe yarar. Annemin üzerinde işe yaramıyor ama babamın üzerinde yarar yani.

"Yok ya. Enayi mi var karşında? Sabah abin gelip, senin harçlığını aldı." Eh abi bitirdim seni. Hiçbir tepki vermeyip yemeğimi yerken, abimi nasıl öldürebileceğimi düşünüyordum. Acaba kelepçeleyip gergedanların önüne mi atsam? Ya da böyle iri bir kas yığının altında mı bıraksam? Hangisi daha çok can yakar içses? Gergedanı getirince konuşuruz Ayça. Hem bana kalırsa seninle bir gün boyunca bir odada kilitli tut. Akıl sağlığını kaybeder. Bak o da iyiymiş.

"Ayça hani bir süreliğine çocuklara baktığın kreş var ya, orada tiyatro yapacaklarmış. Gönüllü yardımcı arıyorlar. Sen de katılsana. Hem azıcık hareket etmiş olursun." What didin anne? Az önce bana yeni kurtulduğum çocuklarla skeç mi hazırla dedin sen? SONRA AYÇA NİYE BÖYLE!? Annem 'Hayır.' diyeceğimi anlamış olacak ki "Yaparsan sana çikolatalı yaş pasta alırım. Ve hepsi senin olur. Arda'ya vermezsin. Kabul mü?" dedi. Annem pasta diyince gözlerim pasta şeklini aldı. Ve ağzımın suyu aktı.

"Biri şunun salyalarını silsin." dedi abim merdivenlerden inerken. Sonra gelip yanıma oturdu. "Tipe bak. Bıyıklı daha tatlı. Değil mi Bıyıklı?" Yerde uyuklayan Bıyıklı havladı. Sen de beni sat. Zaten satılmak için yaratılmışım ben. Wow wow wow haram Ayça. Deme öyle. Başıma ergen içses eksikti, o da geldi.