22- "Kafana Bıyıklı Hayriye düştü de travma falan mı geçirdin?"

855 44 28
                                    

Öncelikle şunu bir açıklayayım; hikayenin yarısına geldik. Evet, şuana kadar mizahi yönünü ortaya çıkardım. Ama bundan sonrası için birçok heyecanlı olay da bizi bekliyor diyebilirim. Ve aynı zamanda mizah yazdığım için bunları olabildiğince az dramatik ve eğlenceli aktarmaya çalışıyorum. Fakat sonuçta ortada bir şeyler dönüyor ve sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi de Ayça'yı duygusuz duygusuz yazamam. O da tabii ki bu olanlardan etkilenecek. Bölümler tamamen eskileri gibi olmaz çünkü daha karışık bir yola ilerliyoruz.

Mizah konusunda konuşmuyorum. Mizah hep var zaten. Ama mizahı size geçirme yöntemlerim değişebilir.

Hikayenin devamını daha dolu ve heyecanlı yaşayacağımızı düşünüyorum. Aklımda gerçekten çok şey var. Multimedya'ya da Ayça'yı koydum. İyi okumalar!

Chris Brown'dan Turn Up The Music ile bölümü okuyabilirsiniz.

Daha önce hiç yatağınıza uzanıp iki saat boyunca tavanı izlediniz mi? Hayır bunu yapmadınız. Ama eğer üstünüzde yatan insanlar evcil hayvan olarak fare besliyorsa o zaman işler biraz değişiyor. Uyumak yapmak istediğim en mantıklı şeydi ama sağ olsun o "tatlı" hayvan yüzünden gözlerimi bile kapatamıyordum. Onun bir fare olmama olasılığı da var. Biliyorum ama öyle umuyorum. Ayrıca bu nasıl otel, evcil hayvana izin veriyor? Senin de köpeğin var ya. Evet, doğru, onu unutmuşum. Fakat zaten Hayriye tam köpek sayılmaz ki.

Bıyıklı sanki bu söylediklerimin yanlış olduğunu kanıtlamak için yatağımın dibine kıvrıldı. Tabii göbeği yüzünden yatağımın üstüne zıplayamıyordu, ben de ona yardım edip kucağıma aldım. Fakat daha sonra Bıyıklı, Bıyıklı olduğunu kanıtladı ve ölümcül gazlarından birini daha saldı odaya.

Sabahın dördüydü. Abim öküz gibi uyuyordu. Dolayısıyla sadece ben vardım. Sadece ben. Aslında şimdi düşünüyorum da sadece benim olduğum bir dünya çok eğlenceli olabilirdi. Hiçbir sıkıntım olmazdı.

Ayrıca zaten çoktan ben ölene kadar kullabileceğim yiyecek falan da vardı. Bu durumda bana büyük iş düşüyor, herkesi öldürmem gerek.

Bunu da yapmaya üşendiğim için en iyisi ben tavanı izlemeye devam edeyim. Mesela tavanda Büyük Ayı Takım Yıldızını görebiliyordum. Evet, artık eminim. Sen kesinlikle delirdin. Biraz dikkatli baksan sen de onun Büyük Ayı Takım Yıldızı olduğunu fark edeceksin. Küçük Ayı Takım Yıldızına daha çok benziyor. Hayır, büyük olduğundan adım gibi eminim. Ya Ayça manyak mısın, sonundaki kutup yıldızını da mı görmüyorsun? Valla içses tavanda çitlerin üstünden atlayan fareler bile görüyorum ben.

Evet, fare çünkü sanırım yukarıdaki fare şuanda bateri çalışıyor.

Oflayarak yataktan kalktım. Hem uyuyamıyordum hem de tavanda olmaması gereken şekiller görüyordum. Burada durmanın mantıklı bir tarafı yok.

Nereye gideceğim hakkında bir fikrim yoktu. Hatta bir ara annemlerin yanına gidip aralarında uyumayı da düşündüm çünkü çizgi filmlerde hep işe yarar. Sen çizgi film karakteri misin Ayça?

Aynen ben de içsesim gibi düşündüğüm için annemlerin yanına gitmekten vazgeçtim. Bir de babamın veya annemin uyku düzenini bilmediğim için. Sonuçta ayaklarının ağzıma girme olasılığı hep vardır, değil mi?

Dün iki tane kötü şey öğrenmiştim. Bir kötü şeyin ardından birkaç ay bekledikten sonra yeni bir tanesine alışmıştım ama aradan bir hafta geçmeden iki kötü şey öğrenmek bana ağır gelmişti. Üstelik bu sefer benimle direk ilgili şeylerdi.

Bunların sözünü bile açasım yoktu. Çünkü düşündükçe içimden ayaklarımla yeri dövmek geliyordu. Hadi belki şirket konusunu atlatabilirdim. Ama o diğeri var ya o diğeri. O diğeri yüzünden o şahısı yok edesim vardı. Bu onun suçu sonuçta. Eğer o hiç olmasaydı ben de diğer kötü sorunu hiç yaşamazdım.

Kırmızı ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin