Multimedya'da Anıl var. Eğlenceli bir bölüm oldu diye düşünüyorum. Okunma sayısı otuz bini geçmiş, çok teşekkür ederim. Bu bir hediye olsun. Hadi başlayalım!
Bölüm Şarkısı: Rihanna - Disturbia
Ben ve abim mal mal Gizem'e bakıyorduk. Özellikle de abim. Zaten kendisini de bunu göstemekten hiç çekinmedi ve 'Ha?' gibi kibar bir kelimeyle şaşkınlığını ortaya koydu.
"Eh öyle işte." Gizem biraz utanmış bir ifadeyle yarım ağız gülümsedikten sonra bizden ne kadar zamandır sakladığını bilmediğim bu şok edici bilgiye geri döndü. "İşte durum böyle olunca hayatınızın bir yerinde öz aileniz ortaya çıkıyor ve her şey karışıyor."
"Ne diyorsun Gizem sen?"
"Ya anlasanıza. Hiç film falan izlemeniz mi?" Ne desem bilmiyordum. Bize söylemediği için Gizem'i dövsem mi yoksa gayet rahat ve normal olduğu için mi dövsem karar veremiyordum. Dövmeyip dinlesen? Hep sıkıcı olanı seçmek zorundasın, değil mi?
"Filmde güzel oluyor da gerçek hayatta gerçekten tuhaf hissettiriyor." Abimin birkaç aydır söylediği tek mantıklı şey buydu. Ta ki üstüne şunları ekleyene kadar: "Belki de patlamış mısırımız olmadığını içindir. Alıp geleyim mi?"
Abim iyice saçmalamaya başlamıştı ben de onu susturmak için çocukluğumdan beri uyguladığım beş kalıcı yöntemden numara üçü uyguladım; poposunu cimcikledim. Hem hak etti, hem eğlenceli, hem de işe yarıyor.
Abim yerinde zıplayıp kötü kötü bana bakınca ona 'Hem hak ettin, hem eğlendim, hem de işe yaradı.' bakışı attım. Gözlerini kısıp intikam almak istermiş gibi bana baktı. Abimle bakış savaşları yapacağımızı sanmıştım fakat Gizem yine konuşmaya başlayınca ona döndük.
"Hatırlıyor musunuz buraya ilk geldiğimizde bir gece Ankara'ya geri dönmüştüm." Evet, o günü hatırlıyorum. Tam Anıl bunları söylemek üzereyken Buse onu susturmuştu. "O gün öz ailemin ortaya çıktığını ve beni istediklerini öğrenmiştim. Dava açılmıştı."
Gizem şanslı kız. İki ailesi de onu istiyor. Benim bir tane var. Onlar da beni cezalandırmak için en ufak fırsatı değerlendiriyorlar. Sen o fırsatları yaratıyor olmayasın? Yine de fırsatçılar. Üstelik babam okula gitmiyorum diye yaz tatilinde harçlık da vermiyor. Bir an Gizem'in yerinde olmayı istemedim değil şimdi.
"Ankara'da gerçek ailemle konuştum. Sadece benimle biraz vakit geçirmek istiyorlar."
"Gerçek olduğundan emin misin, ya bunlar da sahteyse?" Abimi artık dövmek istiyordum ama çok geçti çoktan konuşmuştu. Büyük olan ben miyim o mu emin değilim. Ama zeki olan benim. Onu anladım.
"DNA testi yaptırdık. Merak etme." dedi Gizem gülümseyerek. Gizem'deki sabır ben de olsaydı bizim okulda çok yararlı projeler yapabilirdim. Mesela- İnan bana Ayça. Hiç dinlemek istemiyorum. Belki onlar istiyor. Bence istemiyorlar. Hadi devam et.
"Sen de bu yüzden ta İzmir'e taşınmaya mı karar verdin?" Buse asıl sorunu ortaya atıp tekrardan bağırmaya başlamıştı. "Gizem manyak mısın sen? Bu insanlar kaç yıldır neredeydi?"
"Önemli olan o değil. Geçmişi düşünüp orada takılı kalamam Buse. Onlara bir şans vermek istiyorum."
"Gizem ben de seni boğmak istiyorum." Bunu öyle bir söylemişti ki bir an Gizem'in üstüne atlayacak sandım ama neyse ki öyle bir şey yapmadı. "Sana yapan mı bakan mı diye sormuşlardı. Bakan demiştin, hatırlıyor musun?"
"Evet ama kalıcı gitmiyorum ki zaten. Bir yıl sadece." Gizem işaret parmağını havaya kaldırıp ne kadar az bir süre olduğunu göstermek için Buse'nin gözüne soktu. Mecazi anlamda tabii. Yakınlaştırdı yani. Anladık Ayça zorlama sen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Şarap
HumorDünya üzerinde çeşit çeşit insan barındırıyor. Her biri birbirinden farklı. Ama bizim için söz konusu olanlar çok farklı. Mesela bir çocuk hayal edin, hayatta en sevdiği ilk şey kendisi, ikincisi peluş bebekleri olan. Sonra da bir kız hayal edin. T...