16- "Susar mısın, çocuk ağlıyor şurada."

954 44 0
                                    

Merhabalar! Umarım harika bir gün geçiriyorsunuzdur. Neredeyse bayıltacak güneşe rağmen iyi bir tatil geçirmeniz dileğiyle iyi okumalar!

Multimedyada Gizem var :)

Bölüm Şarkıları: The Good Natured-Skeleton
Olly Murs-Wrapped Up (ft. Travie McCoy)

Diş fırçamı yerine koyduktan sonra aynaya baktım. Oraya nasıl gittiğini hiç bilmediğim sümüğümü çenemin altından alarak ellerimi bu sabah üçüncü kez yıkadım. Ben size bir şey diyeyim mi? Bence biri bana kara büyü okudu. Fala falan inanmazdım ama şuandan sonra bende bir şeylerin ters olduğunu anladım. Su içsem kafa yapacak kıvama geldim lan.

Bugün Gizem için düzenlediğim partiye gidecektim. O yüzden saçlarımı taramayı düşünüyordum. Ama tarağın yerini bilmediğim için banyoyu didik didik etmek zorunda kaldım. Altı üstü bir tarak nerede olabilir derken nerede buldum, tahmin bile edemezsiniz. Çekmecede.

Lacivert tarakla bakışırken bu tarağı hiç görmediğimi fark ettim. Yeni herhalde. Neresi yeni lan onun, üç yıllık o. Şimdi yalan söylemeyeceğim, saçlarım düz diye düzenli olarak taramıyorum. Ya da kendimi bildim bileli elime tarak almadım desem de yalan olmaz. Bir kere bir iş adamının oğlunun düğününe gitmiştik, o zaman saçlarımı taramıştım. Aslında ben kuzenimin düğününe bile gitmemiş bir insanım ama annem öyle bir faktördü ki bir bakışı bile bana bu davete 'Hayır.' deme gibi bir şansım olmadığını gösteriyordu. İşte öyle o zaman taramıştım. Ama zor bir şey değildir herhalde. Altı üstü tarak. İki tekerlekli bisiklet sürmeyi öğrendiğim zamana benzemiyordur herhalde. Umarım yani. O günün sonu kafama atılan beş dikişle sonlanmıştı çünkü.

***

Sonunda sonlanan işkence ile kafamı rahat bir nefes alarak arkamdaki duvara yasladım. Tamam, saç taramak zor bir şeymiş özellikle de saçınızda ceza aldığım gün sayısı kadar düğüm olunca. Yani bir beş yüz tane falan.

"Teşekkür ederim anneciğim." Anneme gülümseyerek bakarken annem tarakta kalan saçları çıkartıyordu. Evet, anneme tarattım. Çünkü yapamadım. Ve yine evet abime çividen bir yatak hazırlıyorum ama saçlarımı tarayamıyorum.

"Bana bak, geç kalırsanız sizi eve almam. Anladın mı beni? O yatağı da çok kirletme, daha yeni yıkadım. Ayrıca sakın bir daha benden saçlarını taramamı isteme. Kuaföre mi gidiyorsun, ne yapıyorsun ben karışmam. Ve de bir şey daha var. Yazın biz tatile gitmeden hemen önce çok yakın bir arkadaşım bizi yemeğe davet etti. Haberin olsun sakın o günlere bir şey ayarlama."

"İyi de anne biz daha tatil günümüzü bile seçmedik ki." Bu gerçeğin annemin suratına fırlatılmış bir soğuk su etkisi bırakmasını beklerken annem bana evlatlık olup olmadığımı sorgulamamı gerektiren bir yüz ifadesiyle gözlerini devirince mal mal ona baktım. Gerçi sıradan bir şey artık, normal. Olaylara mal mal bakmak hobim oldu.

"Ortak tatil yapacağımız için çoktan biz tatili belirledik." Annem elini 'ohoo' dermiş gibi salladı.

"Ortak mı, dalga geçiyorsun herhalde?" Ben hala anneme mal mal bakıyorken o sonunda taraktaki saçlarımı yolmayı bıraktı.

"Niye dalga geçeyim kızım. Hem zaten uzun zamandır istiyorduk."

"Kimle?" Bu sorunun cevabını 'Emel Teyzenlerle.' olarak bekliyordum. Emel Teyze dediysem Anıl'ınki değil. Sevinç'inki. Sorun Emel Teyzede değil, sorun Anıl. Of yani kim Anıl'la tatile gitmek ister ki? Hayali bile dehşet verici. Herhalde o tatilin sonunda haber bültenlerinde 'FLAŞ...FLAŞ...FLAŞ...İş Adamı Faruk Balcı'nın kızı, ortakları olan Selçuk Kılıç'ın oğlunu öldürdü.' alt yazılarıyla haber oluruz. Bir de şu 'flaş' şeysini haberlere koyan ilk gerizekalıyı acayip merak ediyorum. Flaş fotoğraf makinelerinde kullanılmaz mı? Ne alaka yani? Ayça yavrum sen çok düşünme. Düşünmek sana hiç yaramıyor. Aynı zamanda hem oturup, hem düşünmek bünyeye fazla geliyor herhalde.

Kırmızı ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin