20- "Sen beni tuvalete götürürsün değil mi?"

986 46 3
                                    

20k olmuşuz! Buna dahil olan herkese çok teşekkür ederim. Harikasınız!

Multimedya'ya Buse'yi koydum. İyi okumalar!

Şimdi size mavi güneşin tam kıvamında olduğu, herkesin içinde çok eğlendiği denize bakan beyaz şezlongumda ne yaptığımı anlatayım. Dondurma yiyiyorum. Evet, harika olduğumu biliyorum.

Diğer herkes gibi denize girip eğlensem falan bu harika olurdu ama Buse hırsız -nam-ı diğer BİLMİYORUM- olayından beri ağzını açmıyordu. Gizem de iki gün önce gelmişti ve yatağından çıkmıyordu. Hâlâ üç yıldır reşit olmuş bir kızın ailesiyle ilgili yasal problemlerinin olması -nam-ı diğer ONU DA BİLMİYORUM- bana mantıklı gelmese de böyle bir durumda abimin, Anıl'ın ve Selim'in oluşturduğu ahmaklar grubunun denize girip eğlenmesi de çok anlamsız.

"Dondurman damlıyor." Uçlarını maviye boyamış kahverengi küt saçları olan bir kız bacağımdaki büyük dondurma lekesini gösterdikten sonra elini tuttuğu Enes'i bana doğru yönelttikten sonra "Bu da senin sanırım." dedi.

"Hee benim, abisiyle yaptık." Kıza tip tip baktıktan sonra Enes'in oturması için şezlongda biraz kaydım. Evet, şuanda tek arkadaşım Enes.

Kız çok komik bir şey söylemişim gibi kahkaha attıktan sonra şezlongumun hemen yanına kuma oturdu.

"Şuradaki çocuğu tanıyor musun?" Kız eliyle ahmaklar grubunun gösterdi. Hangisinden bahsettiğini uzakta oldukları için çok belli olmasa da herhalde Anıl'ı omuzlarına almış olan Selim'den bahsediyordu. Evet Selim, Anıl'ı omuzlarına almıştı. Abim de Anıl'ı düşürmeye çalışıyorlardu. Onlara ahmaklar grubu dememin bir sebebi vardı.

"Onlarla hiçbir alakam yok." Omuz silkip dondurmama dönsem de Enes neden hiç kapatmadığını bilmediğim ağzını açtı.

"Abim o benim." Kız güldükten sonra bir süre konuşmadı. Sonra Enes'in saçlarını karıştırdı.

"Ben Hale bu arada." Daha önce benimle arkadaş olmaya çalışan çok kişi olmamıştı ama olanların hiçbiri de düzgün insanlar değil. Şekil A Sevinç. Sevinç küçükken tırnaklarının koleksiyonunu yapıyordu. Şekil B Melih. Tamam, teknik olarak Melih benimle arkadaş olmaya çalışmış sayılmaz ama yine de kafası normal çalışan bir insan olmadığını biliyoruz. Ya da şekiller C ve D. Anıl'ın peluş hayvan koleksiyonu var. Selim de... Tamam, Selim biraz düzgün olabilir. Buse'nin arkadaşım olduğundan çok da emin değilim ama olsa bile Buse'nin gülümsemeye alerjisi var. Son olarak da Gizem. Gizem de fazla gizemli olmaya başladı.

Kim bilir bu kızdan nasıl bir bokluk çıkar?

"Ben de Hale." Elimi uzattığı eline koyduktan sonra birkaç dakika boyunca el sıkıştık. Enes bana masum masum bakarken ona şeytan bakışı atarak hiçbir şey söylememesini söyledim.

"Gerçekten mi?" Kız hala el sıkışırken bu tesadüfü olaya inanamıyormuş gibi bakıyorlardı. Eğer yasal adın Hale olsaydı acayip tesadüfü bir olay olurdu ama Ayça işte.

Enes şaşkın şaşkın bana baktıktan sonra beni ele vermek için o küçük ağzını açtı ama küçük eğlencemi bozmasına izin vermeden el sıkışmayı bırakıp elimdeki dondurmayı hızla Enes'in ağzına koydum. Nam-ı diğer soktun.

"Şey öyleyse seni sonra etrafta görürüm, değil mi?" Kız ayağa kalktıktan sonra poposuna yapışan kumları silkeledi.

"Kesinlikle." Yavşak yavşak sırıttıktan sonra el sallamayı bıraktım. Kesinlikle o kızı bir daha görmeyeceğim. Enes sonunda dondurmayı ağzından çıkarmış olmalı ki konuşma yetisini geri kazandı.

Kırmızı ŞarapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin