Eğer olayları çözmek ilginizi çekerse bundan sonraki 5 bölümü dikkatli okumanızı ve isterseniz aklınıza gelen her tahmini yazmanızı istiyorum. Çünkü detayları, çözebileceğimiz şekilde ayarladım, boş ipucu yok diyebilirim. Ay çok heyecanlı, hadi başlayalım.
"Hall Eleanor." derken elini sıktım.
Ben masama doğru ilerledim ve o askılığa paltosunu astı, şimdi geniş omuzları daha çok gözler önündeydi.
Masasına oturmadan kağıtları toplamaya başladı, üzerimdekini çıkartıp sandalyeme astım. Bu sabah öylesine incelemek için aldığım dosyaya döndüm ve birazcık kurcalamaya başladım.
Ne kadar vakit geçti kestiremiyordum ama kapı çaldı bir süre sonra, bakışlarımı kaldırdım. Bangchan gelmişti, yavaşça bize adımlayıp "Cinayet ihbarı aldık." dedi sakince, Hyunjin'le bakışlarımız kesişince ayağa kalktım ve paltomu elime aldım. O sırada konuşmaya devam etti Bangchan. "32. sokakta olmuş, alanı kapatıyorlar, ekibi yolladım az önce. İkiniz de yola çıkın hızlıca."
Ben paltomu giyinirken Hyunjin de yanıma gelmişti. "Tamamdır." demişti paltosunu alırken. Bangchan kafasını salladı ve odadan dışarı çıktı.
İkimiz de bir şey demeden adımlamaya başladık ve binadan çıktık. Gideceğimiz yeri bilmiyordum ama Hyunjin yürümeye başlayınca ben de onu takip etmeye başladım.
32. sokağa geldiğimizi gördüğüm sarı şeritlerden anladım. Etraf hafif kalabalıklaşmıştı, polisler etraftaki insanlarla ilgilenmeye çalışıyordu.
Sarı 'girilmez' şeridin önüne geldiğimizde bir polis önümüze geldi. "Merhaba, dedektif." dedi Hyunjin'e. Hyunjin eliyle sarı şeridi kaldırıp altından geçerken "Merhaba." diye geçiştirirken ilerlemeye başladı. Onun arkasından yürümek için elimi sarı şeride attığımda az önceki polis beni durdurdu ve "Geçemezsiniz, sivil almıyoruz." dedi.
Tam dudaklarımı aralamıştım ki, sarı şeritteki büyük elini gördüm Hyunjin'in. Geçmem için yukarı kaldırmıştı tek harekette ve bu sırada konuştu, "O sivil değil, bir dedektif." dedi Hyunjin, genç polise dönerken. Polis şaşırmıştı ve öylece bakakalmıştı, sarı şeridin altından geçtim yavaşça.
Biraz hızlanıp yanına adımladım, beraber yürüyorduk şimdi. "Alışmaları zaman alır." dedi, kafamı salladım o bakmasa da. "Dedektif bir kadın, ilk defa görüyor bile olabilirler. Fazla takılma." dedi hızlıca.
Etraftaki birkaç kişi gördükleri suç delillerini inceleyip işaretler yerleştiriyordu. Ölü bir beden görmeye hazırlamaya çalışıyordum kendimi. O sırada önüme Felix çıktı bir anda. Ensesini kaşıyıp "Belki bakmasan iyi olur." dedi biraz çekinerek. Kaşlarım çatıldı, Hyunjin yanımızda duruyordu.
Hyunjin "Sana ne ki bundan?" dedi tek kaşını kaldırırken. Gözlerimi Felix'ten çekmeden "Benim işim bu. Endişelenme." dedim yumuşak bir sesle, Hyunjin'i takmayarak, ne diye benim yerime konuşuyordu?
Felix yavaşça kafasını salladı sonra tereddütle önümden çekildi. Boynunda bir kamera asılı olduğundan onun adli fotoğrafçı olduğunu anladım, cesedi çoktan görmüş, fotoğraflamıştı.
Bedene adımladığımızda, gerçekten uzun zamandır cinayet işlenmiş bir beden görmediğim için birazcık duraksadım, midemin kasılmasını hissettim. Gerçekten berbattı, Felix'in niye endişelendiğini şimdi anlıyordum. Ama kendimi toparlamaya çalıştım, kapattığım gözlerimi araladım ve yeniden bedene baktım.
Kadının gözleri açıktı, teni solmuştu, yüksek ihtimalle düşmenin etkisinden dolayı kafasının altından kanlar akıyordu. Kadın 20-25 yaşlarında olmalıydı, güzel bir yüzü ve vücudu vardı. Boğazında boğulma izleri görülüyordu, yüksek ihtimalle ölüm sebebi buydu. Etraftaki cam kırıklarına baktım ve kafamı gayriihtiyari bir şekilde yukarı kaldırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Kelebek [hhj]
Fanfiction"Daha tanışamadık." dedi, gözlerini gözlerime dikerken. Elini uzattı bana ve dudaklarını araladı. "Ben Dedektif Hyunjin, Hwang Hyunjin." Dedektif #2 Hwanghyunjin #1