Bölüm 37 - Fantastik Dörtlü'deki alev adam
Hanimiş benim yüzüğüm? Buradaymış. Hanimiş benim güneş gibi parlayan tek taşım? Buradaymış.
Kendi kendime, gözlerimi başka bir tarafa çevirip tekrar yüzüğüme bakarak böyle bir oyun icat ettim. Çok eğlenceli ve sonsuza kadar sürüyor. Bir oyundan alınabilecek maksimum verimi veriyor yani.
"Monako'daki kumaşlar ne alemde?" dedim bakışlarımı yüzükten çekerek. Seni biraz yalnız bırakacağım kusura bakma, biraz işim var güzelim.
"Hazır olmak üzere Naz Hanım. İpek ve inciden yapılıyor."
Düğün hazırlıklarına başladım da. Ablam gibi birkaç aya sıkıştıramam bu olayı. İstediğim şekilde, istediğim şeylerle, istediğim yerde olmalı.
"Takılar?"
"Valentino, Armani, Versace ve Gucci markalarından istediğiniz koleksiyonlar getiriliyor. Arasından seçebilirsiniz."
Bu kadın işini çok iyi yapıyor. Babamın asistanı ama her şeye yetişiyor. Hayranım gerçekten. Kadınlar size hayranım! Biraz gaza geldim bağıracağım şimdi. "Şimdilik bu kadar, teşekkürler."
Bu arada biz bir ara evleneceğiz ama henüz hiçbir şeyi babama söylemedik. En son babalar duyar lafını iliklerimize kadar hissediyoruz. Neyse ki bunu fazla abartmayalım diye düşündük ve o büyük günün bugün olmasına karar verdik. Öncelikle babama evlilik konusunu açacağız, hemen ardından bebek haberiyle mutluluk bombardımanına tutacağız ve istiklal marşı ile kapanış.
Tam ayağa kalkarken Çetin'den mesaj geldi ve tekrar yerime oturdum. Çiçek mi alsam çikolata mı diye soruyor. Kendini al gel aslanım, gerek yok çiçeğe falan. Elbette bunu söylemedim ve çiçek al dedim. Çetin iç sesimi duysa arkasına bakmadan kaçar mı acaba? Belki kamyoncu Naz da hoşuna gider. Neden olmasın?
İçeri girdim ve mutfağa geçtim. Annem ve ablam buraya el atmış anlaşılan. Bir makine gibi tıkır tıkır işliyor her şey. Enfes kokular geliyor burnuma. Hayır Naz bir şey yemeyeceksin, acilen çık buradan. Ağzıma bir kurabiye atıp mutfaktan ayrıldım. Sabahın köründe kalkıp işe gitmekten daha zor bir şeydi kesinlikle.
Odama çıkıp akşam giyeceğim kıyafeti yüzüncü kez kontrol ettim. Sonra işim olmadığı için kişisel banyoma girip uzun bir küvet keyfi yapmaya karar verdim. Arkada sakin bir müzik elde şarap... Hayır... şarap içemiyordum. Bu tadımı kaçırsa da planımı uyguladım ve kendimi köpük dolu küvete bıraktım. Hatta bunu yapmadan önce üşenmeyip bir sürü mumu tek tek yaktım ve etrafa yerleştirdim. Böylece çok romantik ve otantik bir ortam oluştu. Marul yarim şurada olsaydı da... Neyse düşünmesem daha iyi.
Gözlerimi kapattım ve vücudumu gevşettim. Ben bir su kızı olabilirim. Mümkün olsa hep suda yaşarım. O güzelim denizleri bırakıp insan olmaya çalışan deniz kızı Ariel, tam bir aptalsın kızım. Ne yapacaksın insan olup? Bunun için sesini feda ettin bir de, inanılmaz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzyılın Prensesi
HumorDamla Naz Aydoğan yirmi altı yaşına gelmiş, istediği her şeyi elde eden, zengin, egoist, kibirli, ukala, çok bilmiş, şımarık ve bir o kadar da güzel bir kadındır. Naz'ın hayatının sınavı ise daha önce hiç karşılaşmadığı kadar zor bir adam olacaktı...