Bölüm 23 - O bir kedi Naz
Bir süredir gözümü kırpmadan saate baktığım için gözlerim sulandı. Mesainin bitmesine beş dakika kaldı ama zaman sanki Mars'taymışız gibi akıyor. İç çekerek, bana selam veren Gözde'ye baktım ve gülümsedim. Bu sayede yarım dakika geçmiş oldu. Birden açılan kapıyla ayağa kalkıverdim. Çetin ile göz göze gelince içim kıpır kıpır oldu.
"Hadi gidelim," dediğinde hemen çantamı alıp masanın öbür tarafına geçtim. İnsanların bakışları eşliğinde asansöre ilerledik.
"Planımızda bir değişiklik yok değil mi?"
"Yok güzelim."
Güzelin miyim gerçekten Çetin? Aşk dolu bakışlarımı ona ata ata asansöre bindik. Arka tarafa ilerleyip elini tuttum. Sessizce otoparka inip arabaya doğru yürüdük.
"Ceviz hamile biliyor musun?"
Bir süre hangi Ceviz olduğunu düşündüm ve kedisi olan Ceviz olduğunu anlayınca Rönesans yaşayan orta çağlılar gibi aydınlanma yaşadım.
"Öyle mi, ne zamandan beri?"
Oldukça saçma bir soru olsa da Çetin bunu fark etmedi. Şükürler olsun. "Birkaç hafta oldu galiba. Bir süredir huysuz ve nazlı. Öyle fark ettim."
"Şimdi minik cevizler olacak yani?"
Yüzüme bir gülümseme yayılırken, Çetin ile bir çocuğumuz olsa nasıl olacağını düşünmeye başladım. Güzelliği bana saçları ona çekse harika olur. Sarı, kıvırcık saçlı bir çocuk. Galiba zevkten bayılacağım.
"İstersen birini sana verelim."
"Bir kediye bakabileceğimi sanmıyorum. Ben kendime zor bakıyorum."
Çetin burnumu sıkıp binmem için arabanın kapısını açtı. Onu öpme isteğimi bastırarak arabaya bindim. Az kaldı Naz, dayan kızım. Derin nefes al ver, al ver.
Bir süre sonra karnım guruldayınca Çetin bir restorana gidip yemek yemekte ısrar etti. Ancak bu elime geçen fırsatı kaçırmam anlamına geldiği için fikrine şiddetle karşı çıktım. Ben asıl sana açım Çeto. Yemek falan hikaye aslanım. Anlasana.
Onca konuşmanın sonunda onu eve yemek söylemeye ikna ettim. Keçi inadı var bu adamda. Bana benzeyen bir yanını daha buldum. Birbirimiz için yaratıldığımızın bir kanıtı daha.
Sakız gibi uzayan bir yolculuğun ardından Çetin'in evini görünce, gurbetten dönüp ailesini gören gurbetçiler gibi gözlerim doldu. Özlemişim. Evi değil içinde yaptıklarımızı tabi ki.
Sevgilim ile birkaç saniye bakışıp arabadan indik. O sırada kapıya gelen paket yemek kuryesi 'yuh zamanlamanın da bu kadarı' dedirtti. İkimiz de olayın ne olduğunu, kapıda dikilen bu adamın kim olduğunu bir süre anlamadık. En sonunda yemeklerimiz ile birlikte eve girdik ve anında gevşedim. Ayağımın dibinde dolanan kedi bile bu gevşemeyi yok etmedi. Olağan dışı bir araba kazası olmadığı sürece beni kimse bu adamdan ayıramaz bugün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzyılın Prensesi
HumorDamla Naz Aydoğan yirmi altı yaşına gelmiş, istediği her şeyi elde eden, zengin, egoist, kibirli, ukala, çok bilmiş, şımarık ve bir o kadar da güzel bir kadındır. Naz'ın hayatının sınavı ise daha önce hiç karşılaşmadığı kadar zor bir adam olacaktı...