"Yuqi... Sorun ne? Evi mi beğenmedin?"
Hareketsiz bir şekilde yatakta oturuyordum. Minnie ise, eline aldığı gülle oynuyor ve endişeli bir şekilde yüzümü inceliyordu. İyi olmalıydım, Minnie'ye bu durumu belli etmek istemiyordum. Ancak elimden gelen hiçbir şey yoktu, korkuyordum. Yıllar sonra ilk defa bu denli korkuyordum.
"Yuqi, beni endişelendiriyorsun."
Yutkunarak derin bir nefes aldım ve yanımda oturan Minnie'ye doğru baktım. O yatağın kenarında otururken, ben ise arkama yaslanmış ve dizlerimi karnıma doğru çekerek kollarımı etrafında sarmıștım.
"İyiyim Minnie, sadece biraz uyumam lazım sanırım."
Minnie, bir süre üzgün bir ifadeyle yüzüme bakmıştı. Aslında buradan kaçmak istiyordum. Buradan kaçarak olabildiğince uzaklara gitmek istiyordum. Hayatımı düzene sokmuştum ancak birkaç dakika önce siyah gülle karşılaşmam, bu düşüncelerimin yok olmasına sebep olmuştu.
"Ev sahibi mi bıraktı ki? Ne kadar kibar biri."
"Ev sahibinin șimdi nerede olduğunu biliyor musun?"
"Yurt dışına çıkacağını söylemişti. Uçağı kalkmış olmalı."
Bunun ev sahibiyle bir ilgisi olduğunu sanmıyordum. Ancak bu eve geleceğimi nereden biliyordu ve neden tekrar böyle bir şey yaşamıştım hiçbir fikrim yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK ROSE ㅍ LuQi
FanfictionYuqi, siyah gül yapraklarıyla dolu tabutun içine uzanmış ve gözlerini kapatmıştı. Tek dileği kurtulmaktı, ve öyle de olmuştu. Yaşadığı değişim, onu farklı bir yaşama sürüklemiști. ㅇㅇㅇ Smut yoktur. Korku hikayesi değildir. Bar ve içki gibi temalar me...