ㅍ 2 Final 5 ㅍ

112 17 69
                                    

Bir süre bilinçsiz geçen saatlerin sonunda, birinin kucağında olduğumu hissediyordum. Saçlarımı okşuyor ve alnımı öpüyordu. Arada aralanan gözlerim, Lucas'ın kusursuz gülüşüyle karşılaşıyor ve tekrar kapanıyordu. En sonunda kendime gelmeyi başardığımda, bir süre başımı dizlerine koydugum Lucas'ı inceledim.

Tanrım, o şimdiye kadar gördüğüm en kusursuz canlıydı.

Gözlerim dolarken, yattığım yerden doğrulmuș ve boynuna sımsıkı sarılmıştım. Çok kısa bir an, her şeyi mahvettiğimi düşünmüş ve üzerimdeki bitkin halimle daha fazla savașamayarak başımı Lucas'ın omuzuna yaslamıștım. Yaralı olan elim ise, Lucas'ı yaraladığım yerin tam üzerinde duruyordu. Neyse ki Lucas, şimdi sağlıklı bir şekilde karşımdaydı.

Bu durumun aksini yaşasaydım ne yapardım bilmiyordum.

"Yuqi, ağlıyor musun?"

Ellerini belimden çekerek, yüzümü görmeye çalışmıştı. Ancak başını omuzundan çekmeme konusunda ısrarcıydım. Her ne kadar Lucas bu halime kahkaha atsa da, orada yaşadığım anlar benim için çok zor olmuştu.

En sonunda geri çekilerek ellerimle yüzümü kapatmaya çalışmıştım. Ağladığım için yüzüm inanılmaz şiş olmalıydı. Ben uyuyalı tam olarak ne kadar olmuştu hatırlamıyordum.

"Acıktın mı?"

O an odamda olduğumu fark ederek bir süre hareketsiz beklemiştim. Minnie neredeydi?

Mutfaktan gelen seslerle ayağa kalktım ve mutfağa koştum. O an Minnie ve Jaemin'i beraber görmüştüm. Kahvaltı hazırlanmıştı bile, şimdi de sadece birbirlerini öpüyorlardı. O an Lucas gözlerimi kapatmış ve bu duruma daha fazla maruz kalmamı engellemişti.

İyi ama ben bu sahnelerle defalarca karşılaşmıştım. Yine de Lucas'ın böyle davranıyor olması beni gülümsemiști. Çok geçmeden Lucas'ın gözlerimi kapatan ellerini indirerek Lucas'a döndüm.

"Çocuk muyum ben?"

"Evet."

O an kaşlarımı çatmıştım ancak Minnie kolumdan çekerek beni sandalyeye oturtmuştu. O gün Jaemin'i ilk defa gördüğüm için, eleştirel bir tavır takınmıştım.

"Sen de hoșgeldin."

Jaemin tedirgin ve heyecanlı görünüyordu.

"Minnie'yi seviyor musun?"

Sorduğum bu soruyla, Minnie'ye daha sonra da bana bakarak gülümsemiști.

"Evet."

Ah sevgi pıtırcıkları sizi.

Minnie çok geçmeden gözleriyle beni uyarmaya başlamıştı. Bir şey yapmıyordum, sadece basit bir soru sormuştum. Yine de iç çekerek sessiz bir şekilde önüme dönmüștüm. O an Lucas, kahvaltılıkları tabağıma yerleştiriyordu.

Pekala, bu hareketine düştüğümü söyleyebilirim.

"Lucas, biz ne zaman evleneceğiz?"

Sorduğum soruyla, Minnie ve Jaemin öksürmeye başlamışlardı. Ancak Lucas onlara bakarak daha normaldi.

"Neden sordun?"

"Ben çocuk istiyorum."

O an Minnie kafama zeytin fırlatmıştı. Jaemin ise yüz ifadesini ciddi tutmak için elinden geleni yapıyor gibi görünüyordu.

Zaten bu konuşmanın gerçekleştiği günden hemen sonra evlenmiştik. Minnie o kahvaltıdan sonra böyle adımları ilk erkekler atar diye beni sıkıştırmıștı. Neden böyle bir kural vardı ki? Belki ben yapmak istiyordum, öyle değil mi?


Beyler ve bayanlar, bir hikayenin daha sonuna geldik. Umarım sevmișsinizdir. Eğer yazarsam başka hikayelerde görüşmek üzere, hoșçakalın.

BLACK ROSE ㅍ LuQiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin