ㅍ 2.0 ㅍ

89 21 16
                                    

-Yuqi-

İyi değildim. Odamdan çıkmıyor ve dudaklarıma dokunarak yatağımda oturuyordum. Dudakları öyle yumuşaktı ki, bir an hiç ayrılamayacağız sanmıştım.

En sonunda ellerimi dudaklarımın üzerinden çektim ve kendimi yatağa bıraktım. Söyledikleri kafamı karıştırmıştı. Ama bunun üzerinde fazla düşünemeyecek kadar çok etkilenmiștim. Sanki onu öpmek tamamlandığımı hissettirmiști. Hala kollarıyla belimi kavrayarak minik dokunuşlarıyla beni büyülediği anın etkisindeydim.

Derin bir nefes alarak dışarı verdiğimde, boş boş tavanı izliyordum. Gül kokuyorsun. Ben kokuyorsun. dediğinde ne ima ettiğini anlayamıyordum. Şeytanla anlaşma yaptığımı ve beni koruduğunu söylemekten başka bir şey yapmamıştı.

Normal bir durumda olsaydım, bir an önce buluşur ve aklımdaki bütün soruları ona sorardım. Beni nasıl kurtardığını, ve şeytana dokunduktan sonra bana neler olduğunu...

Ancak fark ettiğim şeylerden biri de beni öperken ağlıyor olmasıydı. Onu ağlatıyor muydum? Ne yaptığımı bile bilmiyordum. O an yanaklarıma damlayan gözyaşları, bir süre sonra canımı yakmaya başlamıştı.

Ona zarar vermek istemiyordum.

Hızla yataktan doğrularak odadan çıktım ve koşar adımlarla çıkışa yöneldim. O an Minnie beni fark etmiş ve birkaç saniye öncesine kadar izlediği televizyonu kapatarak yanıma gelmişti.

"Yuqi! Nereye gidiyorsun?"

"Onu görmeye."

Minnie kime olduğunu anlamış olmalı ki, gülümsemiș ve kapıyı açmıştı.

"Hadi git, geceyi onda da geçirebilirsin. Benim için sorun yok."

"Saçmalıyorsun Minnie."

Ayakkabılarımı ve montumu giyerek evden çıkarken, Minnie kolumdan tutarak beni durdurmuştu.

"Bu arada sana sormam gereken şeyler var."

Soru işaretlerle Minnie'nin yüzüne bakarken, dolaptan çıkardığı kutuyu bana uzattı.

"Bu ne?"

"Ben de bilmiyorum. İlk defa gül yapraklarının bu kadar uzun süre hayatta kaldıklarına şahit oldum. Plastik mi diye denemek için içlerinden birini yırttım."

Bu neden kalbimde keskin bir acıya sebep olmuştu bilmiyordum. Ancak kendimi kontrol edemiyordum.

"Neden yırtıyorsun?"

Sinirle Minnie'nin elindeki kutuyu elime alarak kapağını açtım. O an İçlerinden birinin kanadığını fark etmiştim.

Lucas, gül korktuğumu, onun gibi koktuğumu söylemişti. Daha sonra da onu yaraladığımı söylemişti.

Lucas'ın artık sıradan bir canlı olduğunu söyleyemezdim. Ancak yavaş yavaş güllerle bir bağlantısı olduğunu düşünmeye başlamıştım.

BLACK ROSE ㅍ LuQiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin