ㅍ 1.6 ㅍ

95 20 25
                                    

Sabah olur olmaz erkenden kalkıp otobüse binmiş ve eve dönmüştüm. Ancak Lucas'ın evinde yaşadığım bazı anlar ve o yatağındaki etkileyici koku bir türlü beni rahat bırakmamıştı.

En çok da o gömleğini açmaya başladığı o an.

Dudaklarımı büzerek gözlerimi kapattım. Resmen durmasını söylemeseydim karşımda gömleğini çıkaracaktı. Sonrasını düşünmemek için kendimi öyle zorluyordum ki. Belki de barda çok zaman geçirdiğim için böyle olmuştu.

"Yemeyeceksen ben yiyebilir miyim?"

Gözlerimi açarak kendi tostunu bitiren Minnie'ye baktım. İlgiyle tabağımdaki tosta bakıyor ve onay bekliyordu.

"Senden nefret ediyorum."

Söylediğim şeyle kaşlarını çatmış ve tabağımdaki tosttan gözlerini çekmişti.

"Araya gitmesin diye sordum. Ben öyle aç gözlü bir insan mıyım?"

Ne zaman doyuyordu ki zaten.

Derin bir nefes alarak dışarı verdiğimde, stresli ruh halimi üzerimden atabilmeyi denemiştim ancak olmamıştı. Tam da o an, aklıma gelen cevapsız aramalarla bakışlarımı tekrar Minnie'ye doğrultmuștum.

"Dün neredeydin sen?"

"Evdeydim. Neden sordun?"

"Yalan söyleme. Gece boyunca aramalarıma cevap vermedin."

O an gülümsemiș ve ellerini yanaklarına koymuştu. Bu yüz ifadesinin amacı neydi şimdi?

Çok geçmeden cebinden telefonunu çıkarmış ve bir süre uğraşarak bana uzatmıştı.

"Sence de çok tatlı değil mi?"

Bana gösterdiği fotoğrafta Minnie ve yanında genç bir çocuk vardı. O an aramalarıma neden cevap vermediğini anlayarak bakışlarımı Minnie ile buluşturdum.

"Nereden tanışıyorsunuz?"

"Aslında buraya geldiğimiz gün tanıştık. Senin gelmeni beklerken Jaemin kapının önündeydi. Biraz konuştuk."

Minnie'nin bu haline bakılırsa sadece konuşmamışlardı. Hem onu daha önce barda gördüğüme de emin değildim. Her gün bir sürü müşteri gelip gidiyordu. Ancak Minnie'nin bunu bana açıklamış olması, bu eve geldiğimiz ilk günkü mutluluğunu daha iyi açılıyordu.

"Minnie, insanlara güvenmemelisin."

"Olsun, ben ona güveniyorum."

BLACK ROSE ㅍ LuQiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin